Bizler; adaletin, demokrasinin, barışın, sendikal hakların yok sayıldığı, emeğin, hak arama yollarının kapatıldığı bir ülkenin kamu emekçileriyiz.

180 yılı aşkın süredir emeğimizle, alın terimizle çalışma mücadelesi veriyoruz.

Bugün salgının hala günde ortalama 200 insanımızı aramızdan kopardığı koşullarda sömürü çarkları, tüm emekçiler gibi biz PTT emekçileri için de daha acımasız dönüyor.

Kovid-19 salgınına karşı, bütün PTT emekçileri sahada canlarını ortaya koyarak çalışmaktadır. Ancak yeterli tedbirler alınmamakta, personel eksikliği gerekçe gösterilerek Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ne bile uyulmamaktadır.

İşsizlik maaşları ile kısa çalışma ödenekleri, İŞKUR maaşları, emekli maaş ödemeleri, engelli maaşları, sosyal yardımlar, çocuk yardımları, fatura ödemeleri, trafik cezaları, vergi, harç ödemeleri PTT üzerinden yapılmaktadır. 1100 TL pandemi sosyal destek ödemesinin kimlere verileceği ile ilgili bir kafa karışıklığı olduğundan pek çok insan, PTT’den e-devlet şifresi alıp sosyal yardımlara başvurmak için gelmektedir. Sosyal yardımların kimlere verileceğine dair var olan kafa karışıklığının giderilmesi, PTT merkezlerinin yoğunluğunu azaltacaktır. Yine vatandaşların, sosyal yardım çıkıp çıkmadığına dair sorularına cevap vermek adına oluşturulan çağrı merkezlerinin daha aktif bir şekilde çalışması PTT iş yerlerine gelişi azaltacaktır. Ayrıca pandemi sürecinde görüldüğü gibi kamunun birçok işini PTT emekçisi yüklenmektedir (fatura ödeme, KEP, e- devlet, e- imza, sosyal yardımlar, mektup, tebligat, koli dağıtma gibi). Ayrıca sosyal yardım ve kısa çalışma ödenekleri e-devlet üzerinden, IBAN verilmişse IBAN’a yatırılmakta, ancak yurttaşların büyük bir çoğunluğu IBAN’larını kontrol etmeden en yakın PTT merkezine gelmekteler. İnternet üzerinden yapılan alışverişlerden kaynaklı ciddi bir kargo trafiğinin yaşanması, gerek PTT dağıtım merkezlerindeki kargo teslimlerinden dolayı yoğunluk yaşanmasına gerekse de PTT emekçisinin iş yoğunluğunun artmasına neden olmaktadır. Haber-Sen olarak pandemi süreci boyunca, gıda, temizlik, sağlık malzemeleri vb. dışındaki kargoların kabul edilmemesi ve buna dair kamu spotunun yapılması talebimizi defalarca iletmemize rağmen bu konuyla ilgili adımlar atılmamıştır. Sosyal yardım ödemelerinin tüm kamu bankalarından ödenebilmesi PTT yoğunluğunun bir nebze olsun azalmasını sağlayacaktır. Avrupa ülkeleri arasında iş yükü ve nüfus baz alındığında PTT’de çok ciddi personel eksikliği bulunmakta, acil personel eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir.

PTT’nin anonim şirket olması çalışma barışını da olumsuz etkilemiştir. Çünkü PTT emekçileri aynı işi yapmalarına rağmen farklı güvence ve ücretlerle çalıştırılmaktadır. Bu durum emekçiler arasında iş barışını bozmakta kurumda huzursuzluk yaratmakta ve kurum aidiyeti giderek zayıflamaktadır.

Pandemi sürecinde fedakarca haftanın yedi günü çalışan PTT emekçilerine eşit işe eşit ücret verilmeli, alın terinin karşılığı olarak bu süreçte kendilerine ek ödeme de yapılmalıdır. Güvence farkları ortadan kaldırılarak kamu emekçisi, yani devlet memuru olarak istihdam edilmesinin önündeki kanuni engeller ivedi olarak kaldırılmalıdır.

Bütün bu eksiklikler dayanışma ve örgütlü mücadele ile aşılır. Tünelin ucundaki ışığı görmek ve göstermek biz emekçilerin elinde. Bu koşullarda bizleri sadece direniş değil, kendi aramızda yaratacağımız ve yaşatacağımız dayanışma güçlendirecektir. Ayrıca emekçileri ayrıştıran, cepheleştiren ve artarak devam eden keyfi baskı ve usulsüzlükler sendikaların iktidardan bağımsız bir şekilde örgütlenmesinin ne kadar önemli ve temel bir ilke olduğunu bizlere göstermiştir. Emekten yana olmayan, yaşanan böylesine bir dönemde dahi sesleri çıkmayan, yıllarca siyasi iktidarın gölgesinde büyüyen, iktidarla arasındaki ilişkileri kullanarak, kamuda tarihin en büyük siyasal kadrolaşmasına imza atan yandaş sendikalar ise kamu emekçileri can yakan sorunlarla boğuşurken, kibir ve umursamaz tavırları ile sendikal tarihe de kara bir leke olarak geçmiştir.

Biliyoruz ki devlet kaynakları ve imkanları üzerinde oturanlar, bu kaynakları tam bir açgözlülükle kendi çıkarları için kullananlar, iktidar nimetlerinden başı dönenler, emekçilerin uğradıkları haksızlıkları, zorlukları göremez, anlayamazlar. Yapboz tahtasına dönen, nereden tutsanız elinizde kalan PTT işleyişinin günah keçisi PTT emekçileri değildir. 180 yıllık bir onurlu mesleğin geleceğini kimse karartamaz. Bizler işimize, aşımıza, kurumumuza ve geleceğimize sahip çıkacağız. PTT Genel Müdürlüğü, yönetim hakkını sınırsız ve fütursuzca iş barışını bozacak şekilde “ben yaptım oldu” anlayışıyla kullanmak yerine çalışanlar ve emek mücadelesi veren sendikalarla karşılıklı ilişki ve diyalog kurmalı, iş barışı ve PTT’deki çalışma huzurunu bozacak hukuka aykırı uygulamalarından acilen vazgeçmelidir.

İnanın sevgili emekçiler, inancımıza, umudumuza ve mücadelemize sahip çıktığımız sürece tünelin ucundaki ışığı göreceğiz ve hayatımızı karanlığa boğanlara inat aydınlığa çıkacağız. Çalışma hayatımızda iş barışını bozanlara karşı, iş yerlerimizde iş barışını tekrardan kuracağız. PTT’de her türlü keyfi uygulamayı ortadan kaldıracak ve kurumumuzun zararına olan tüm uygulamalara karşı durmaya da devam edeceğiz. Nazım Hikmet’in de dediği gibi; “...beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir, haklı günler, büyük günler, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, ekmek, gül ve hürriyet günleri…”