Haber/ Didar DEMİRCİ

Yeni yılla birlikte emekçinin ve emeklinin nasıl geçineceği de açıklanan zam oranlarıyla belli oldu. Gün geçtikçe güvenilirliğini yitiren TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarıyla belirlenen zam oranları bir kez daha emek dünyasının sert tepkisini çekti. Açıklanan zam oranlarını değerlendiren DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Bugün geçmediğimiz tünellerden, gitmediğimiz otobanlardan, otoyollardan 5’li Çete dediğimiz müteahhitlere milyonlarca dolar aktarılırken ve vergileri sıfırlanırken; emekli, çalışan, işsiz ve asgari ücretle çalışan insanlara yoksulluk reva görülüyor” dedi. Hükümete seslenen Sarı, “Karınlarına ekmek giriyor ya o yeter, diyenlere, işte ‘pazara akşamüzerleri gidin’ diyenlere, ‘üşüyorsanız tek petek yakın’ diyenlere biz farklı cevap vermek istiyoruz. Biz de diyoruz ki; Üşüyorsanız doğal gazınızı yakmayın, evdeki sobayı kırmızıya boyayın. Pazara, esnaf tezgahı kaldırdıktan sonra gidin. Bunun haricinde SEKA’sından Sümer Bank’ına, Et Balık Kurumu'na özelleştirmeyle bugün yok edilen tüm kurumların parasını 3-5 müteahhide harcayanlara; bizim bugün tek ses, tek yumruk olmamız gerektiğini ifade ediyoruz. Çünkü bugün kendilerine ve saraylarında iyi yaşamları ve çalgılı çengili oyunlarıyla tüm dünyaya bizi rezil eden bir AKP hükümeti, emekli maaşlarında ve asgari ücrette Avrupa ülkelerinde en son sıraya atılan bir ülkede var” diye konuştu.

İTO’nun çağrısı utanç verici!

İstanbul Ticaret Odası’nın yabancı yatırımlara yönelik yaptığı çağrıda kullandığı ifadeleri de utanç verici olarak nitelendiren Memiş Sarı, “İstanbul Ticaret Odası hiç utanmadan, hiç sıkılmadan ‘Almanya’da işçilik 47.60 dolar, Türkiye’de 5.70 dolar’ gibi bir açıklama yaparak yatırımcıyı sözde davet etmektedir. Aslında bu Türk insanına Türk emekçisine bir hakarettir. Diyor ki, 'bakın bizde ucuz iş gücü var, bizde kravatlı, takım elbiseli köleler var. Gelin siz bu kölelik düzenini, bu sömürü düzenini burada katmerleştirerek sömürün.’ Tam bağımsızlık savaşında bile bizim amacımız neydi? Tam bağımsız ve demokratik bir ülke yaratmaktı. Kimsenin esiri olmadan, kimsenin kölesi olmadan yaşamımızı sürdüren bir ülke haline gelmekti. Tarımıyla, fabrikalarıyla, bacası tüten kaleleriyle, işiyle, gücüyle, emeğiyle kendi kendine yeten bir ülke haline gelmekti. Bu son 20 yıldır, özellikle 12 Eylül’den sonra tamamen tarumar edilerek, liberal ekonomi üzerinden bugün geldiğimiz durum budur” dedi.

Çoklu yoksullaştırma programı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'na atfedilen sözler üzerinden eleştirisini sürdüren Sarı, “Bakan'ın söylemiş olduğu ‘çoklu yoksullaştırma programı’ içerisinde herkesi eşit ücretlerle, eşit zamlarla çoklu yoksullaştırarak, aslında yok birbirinizden farkınız ey emekçiler, hepiniz yoksulsunuz ama biz şatafat içinde yaşıyoruz’ diyen bir iktidar ile karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.