Haber/ Didar Demirci
Pandemide aşılama sürecine girdiğimiz son aylarda özellikle öğretmenlerin aşılanması ve yüz yüze eğitim konusunda sorunlar yaşandı. İlk olarak köy okullarındaki öğretmenlerle başlayan aşılama, şimdi sınıf öğretmenleriyle devam ediyor. Özellikle yüz yüze eğitimdeki öğretmenlerin aşılanmasının öncelikli olduğu bu süreçte, 8 ve 12’nci sınıfların öğretmenleri, okul öncesi öğretmenleri, halk eğitim merkezi öğretmenleri ve özel eğitim öğretmenleri hala aşı önceliğine alınmadı. Bu konu ise eğitim çevrelerinin eleştirilere neden oldu. Konuya ilişkin Emeğin Sesi’ne konuşan Eğitim İş İzmir 1 Nolu Şube Sekreteri Atilla Yazgan, “Yüz yüze eğitimin sürdüğü sınıflara virüs girmeyecek mi?” sorusuyla tepki gösterdi.

Gereği yapılmıyor

Kovid-19 vakalarının giderek arttığını, bu konuda Avrupa birincisi olduğumuzu dile getiren Yazgan, Milli Eğitim Bakanlığı'na aşı konusunda eleştirilerini iletti. Yazgan, “Pandemi süresince yeterli tedbiri alamayan, kaynak ayıramayan Milli Eğitim Bakanlığı, her seferinde çözümü, en son olması gereken, okulları kapatmakta bulmuş, aşı konusunda da gereğini yapamamıştır” diye konuştu. Ayrıca, ortaokul 8 ve lise 12’nci sınıfların, sınava hazırlanmaları nedeniyle bu sınıfların öğrencileri için düzenlenen kurslarda ve okul öncesi eğitim kurumlarında yüz yüze eğitime devam edileceği konusundaki karara ilişkin Yazgan, “8’inci ve 12’nci sınıf öğretmenleri, okul öncesi, halk eğitim merkezi öğretmenleri, özel eğitim öğretmenleri yüz yüze eğitime devam edecekse, neden sadece ilkokul öğretmenlerinin aşılanacağı anlaşılamamıştır. Yüz yüze eğitime devam edileceği ilan edilen sınıflardaki öğrencilerin toplu taşıma olmadan okullara ulaşımının nasıl sağlanacağı da cevapsız bırakılmıştır. Köy okullarının, özel eğitim kurumlarının, özel kursların faaliyet gösterip göstermeyeceği de netleştirilmemiştir. Yani yine kara düzen bir karar alınmış, ‘ben yaptım oldu’cu bir anlayışla uygulamaya konmak istenmektedir” ifadelerini kullandı. Yazgan, henüz öğretmenlerin 10’da 1’inin bile aşılanmadığına, salgın nedeniyle hayatını kaybeden öğretmenler olduğuna dikkat çekerek, “Kaba bir hesapla ülkede sadece 1.5 milyon insanımıza yetecek kadar aşı kalmışken, iktidar hala yanlıştan dönmemekte, okulları tümüyle kapatmamaktadır. 8’inci ve 12’nci sınıflara dair bu karara ilişkin ‘sınav hazırlığı’ bahanesine sığınılırken, okul öncesi kurumların salgına ve aşısızlığa rağmen neden açık tutulduğuna dair bir bahane bulmaya bile lütfedilmemiştir” dedi.

Doğal bağışıklığımız yok

Yazgan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek bir eğitim emekçisinin değil canını, alın terini bile hiçbir şeye değişmeyecek olan Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Okul öncesi öğretmenlerinin, 8. ve 12. sınıf öğretmenlerinin, özel eğitim öğretmenlerinin virüse doğal bir bağışıklığı yoktur ve Libya vatandaşı değillerdir. Belki şaşıracaksınız ama okul öncesi öğretmenleri bakıcı değil eğitim emekçileridir! Aşıları yapılmadan onları yüz yüze eğitime zorlamak, cinayettir! Eğitimin ne uzaktan ne yüz yüze halini planlayabilen Milli Eğitim Bakanlığı'nı uyarıyoruz: Yapılması gereken yüz yüze eğitimin tamamen durdurulması ve ancak öğretmenlerin aşılanmaları bittikten sonra başlatılmasıdır.”