Türkiye ekonomisinin uzun süredir boğuştuğu yapısal sorunlara kalıcı çözümler üretmek, vergi sisteminde adaleti sağlamak ve kayıt dışı ekonominin önüne geçmek amacıyla hazırlanan yeni ekonomi paketi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na sunuldu. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) koordinasyonunda, ilgili tüm kesimlerin görüşleri alınarak hazırlandığı belirtilen bu yeni kanun teklifi, ekonomide yeni bir dönemin kapısını aralamayı hedefliyor. Teklifin ana felsefesi, vergi sisteminde etkinlik ve verimliliği artırmak, sınırsız ve amacı dışında kullanılan istisnaları sınırlandırmak ve vergi güvenliğini güçlendirmek olarak özetleniyor. Hükümet kanadından yapılan açıklamalarda, bu paketin vatandaşlara doğrudan yeni bir vergi yükü getirmediği, aksine mevcut sistemdeki adaletsizlikleri ve vergi kayıplarını gidermeye odaklandığı özellikle vurgulanıyor.

Yatırım teşviklerine 10 yıl sınırı geliyor

Paketin en dikkat çekici düzenlemelerinden biri, yatırım teşvik belgesi kapsamında sağlanan kurumlar vergisi indirimlerine yönelik. Mevcut uygulamada, yatırım teşvik belgesi sahibi olan firmalar, bu yatırımlarından elde ettikleri kazançlar için süresiz olarak indirimli kurumlar vergisi uygulayabiliyordu. Bu durum, bazı firmaların yıllarca çok düşük oranlarda vergi ödemesine olanak tanıyarak, vergi adaletini zedeleyici bir sonuç doğuruyordu.

Yeni teklifle, bu sınırsız hakka bir son veriliyor. Bundan sonra alınacak yeni yatırım teşvik belgeleri için, indirim hakkının kullanılabileceği süre en fazla 10 yıl ile sınırlandırılacak. Bu düzenleme ile, teşviklerin amacına uygun olarak, yatırımın ilk yıllarında firmalara destek olması, ancak sonrasında normal vergilendirme rejimine dönülmesi hedefleniyor. Ancak, bu sınırlamaya paralel olarak, tüm yatırımlar için kurumlar vergisi oranının yüzde 60 indirimli uygulanmasına imkan tanınacak ve yatırıma katkı oranının üst sınırı da yüzde 50 olacak. Bu, teşviklerin daha öngörülebilir ve standart hale getirilmesini amaçlıyor. Öte yandan, ülke için stratejik öneme sahip olan ve Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenen "proje bazlı yatırımlar" bu yeni sınırlamalara tabi olmayacak ve bu yatırımlar için mevcut uygulama devam edecek.

Ar-ge personeli maaşındaki vergi istisnasına tavan

Yeni paket, Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon kapasitesini artırmak için yıllardır uygulanan Ar-Ge ve tasarım teşviklerinde de önemli bir değişikliğe gidiyor. Mevcut sistemde, teknoloji geliştirme bölgeleri (teknokentler), Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde görev yapan personelin ücretleri üzerinden gelir ve damga vergisi alınmıyor. Bu durum, firmaların nitelikli personel istihdam etmesini teşvik etmeyi amaçlıyordu. Ancak, bu istisnanın herhangi bir üst sınırı olmaması, bazı suiistimallere ve adaletsizliklere yol açtığı tespit edildi.

Özellikle çok yüksek maaş alan sınırlı sayıdaki üst düzey yönetici veya personelin, bu istisnadan orantısız bir şekilde faydalandığı ve vergi teşvikinin tabana yayılmadığı görüldü. Yeni düzenleme ile, bu istisnaya bir üst sınır getiriliyor. Artık, bu alanlarda çalışan personelin ücretlerine sağlanan vergi istisna ve teşvikleri, brüt asgari ücretin 40 katı ile sınırlandırılacak. Bu, 2025 yılı asgari ücreti üzerinden hesaplandığında, yaklaşık olarak aylık 880 bin TL'nin üzerindeki maaşlar için istisnanın geçerli olmayacağı anlamına geliyor. Bu düzenlemeyle, teşviklerin daha dengeli bir şekilde dağıtılması ve Ar-Ge ekosistemindeki daha fazla çalışanın ve firmanın bu desteklerden faydalanması hedefleniyor.

Akaryakıt ve LPG ithalatında vergi kaçağına son

Paket, kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin en önemli ayaklarından birini oluşturan akaryakıt ve LPG piyasasındaki vergi kayıplarını önlemeye yönelik kritik bir düzenleme içeriyor. Mevcut uygulamada, akaryakıt ve LPG gibi ürünler ithal edildiğinde, ÖTV, ithalat aşamasında değil, ithalatçı firma tarafından yurt içinde ilk teslimi yapıldığında hesaplanıyor. Bu durum, ithalat ile yurt içi teslim arasında geçen sürede, KDV matrahının usulsüz yöntemlerle aşındırılmasına ve ciddi bir vergi kaybına neden oluyordu.

Bakan'dan petrol fiyatları için kritik uyarı: 'Daha da yukarı çıkabilir!'
Bakan'dan petrol fiyatları için kritik uyarı: 'Daha da yukarı çıkabilir!'
İçeriği Görüntüle

Yeni teklifle, bu sisteme son veriliyor. Artık, teminat karşılığı ithal edilen akaryakıt ve LPG ürünlerinin, teminat tutarının hesaplanmasına esas olan ÖTV tutarı da, ithalat aşamasında KDV matrahına dahil edilecek. Bu sayede, ithal edilen ancak KDV'si henüz ödenmemiş ÖTV tutarının, yurt içindeki satışlar sırasında çeşitli muhasebe oyunlarıyla matrah dışına çıkarılması engellenecek. Bu düzenleme, hem imalatçılar ile ithalatçılar arasındaki vergi rekabetini eşitleyecek hem de devletin milyarlarca liralık vergi kaybının önüne geçecek. Ayrıca, kayıt dışılıkla mücadele kapsamında, LPG sektöründe bir dağıtıcıdan toptan alınan LPG'nin başka bir dağıtıcıya satışı da önlenerek, piyasadaki kontrolün artırılması amaçlanıyor.

Binek otomobillerde ÖTV matrahları güncelleniyor

Teklifin, milyonlarca araç alıcısını yakından ilgilendiren bir diğer önemli maddesi ise, binek otomobillerin vergilendirilmesinde kullanılan ÖTV matrahlarının güncellenmesi. Mevcut sistemde, akaryakıtla çalışan binek otomobiller, temel olarak motor silindir hacmine ve vergisiz fiyatı olan matraha göre vergilendiriliyor. Ancak son yıllarda otomobil fiyatlarında yaşanan astronomik artışlara rağmen, ÖTV matrah dilimlerinin aynı kalması, sistemi anlamsız hale getirmişti.

Vergi oranları kağıt üzerinde yüzde 45'ten başlayıp yüzde 220'ye kadar çıksa da, matrahların güncellenmemesi nedeniyle, piyasadaki neredeyse tüm araçlar fiilen en yüksek vergi dilimleri olan yüzde 80, yüzde 150 ve yüzde 220'den vergilendirilir hale gelmişti. Bu durum, daha düşük fiyatlı ve daha ekonomik araçlar için öngörülen vergi avantajını ortadan kaldırıyordu. Yeni teklifle, akaryakıtla çalışan binek otomobillerde uygulanan ÖTV matrahları, piyasadaki güncel fiyatlara ve reel koşullara uygun olarak yeniden belirlenecek. Bu düzenlemenin, piyasa fiyatlarını doğrudan etkilemesi beklenmese de, vergi sistemini daha adil ve daha işlevsel hale getirmesi, farklı fiyat segmentlerindeki araçlar arasında daha anlamlı bir vergi farklılaşması yaratması hedefleniyor.

Ek olarak, ihracatı desteklemek amacıyla, serbest bölgelerde üretim yapan firmaların, yine serbest bölge içindeki veya diğer serbest bölgelerdeki firmalara yaptıkları satışlardan elde ettikleri kazançlar da gelir ve kurumlar vergisi istisnası kapsamına alınacak. Ayrıca, Elektronik Yoklama Sistemi'nde yapılacak bir değişiklikle, bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin hızlandırılması da paketin hedefleri arasında yer alıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ