Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye boyutlarındaki bir ülkenin hayvancılıkta sürdürülebilir yerli üretimden vazgeçmesinin mümkün olmadığını bildirerek, “yerli üretimi koruyamazsak eti daha pahalı yeriz” uyarısı yaptı.

Kırmızı et ve sütte yerli üretimin boyutunun 45.7 milyar doları bulduğunu belirten Bayraktar, “28 milyar doları aşkın büyük ve küçükbaş hayvan varlığı, 17.7 milyar dolar kırmızı et ve süt üretimi olan bir ülke, yerli üretimi ihmal edemez, her yıl milyarlarca dolarlık ithalat yapamaz. Nüfus 80 milyonu, sığınmacı, mülteci ve yabancı sayısı beş milyonu aşmışken, hayvancılıkta dışa bağımlı yaşanmaz” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine Türkiye’nin kırmızı et üretiminde, koyun etinde dördüncü, sığır ve keçide 13’ncü, mandada 21’nci sırada yer aldığını, dünya kırmızı et üretiminin mandada yüzde 0.1’inin, keçide yüzde 1.2’sinin, sığırda yüzde 1.4’ünün, koyunda ise yüzde 3.5’inin ülkemizde üretildiğini vurgulayarak, “2016 yılı verilerine göre, üretici fiyatlarıyla 24 milyar 319 milyon liralık süt, 29 milyar 213 milyon liralık kırmızı et üretilmiştir. Kırmızı et ve süt toplamında 53 milyar 532 milyon liralık bir üretim söz konusudur. 2016 yılı ortalama kuru ve üretici fiyatlarıyla 8 milyar doları aşkın süt, 9.7 milyar dolara yakın kırmızı et üretimi yapılmıştır. Kırmızı et ve sütte17.7 milyar dolarlık bir üretim söz konusudur. Bu üretimde yaşanacak bir kırılma, aksama, ülkeye milyarlarca dolarlık dövize sebep olur” dedi.

Bayraktar, Türkiye’nin boyutları itibarıyla çok büyük bir ülke olduğunu, ihtiyaçlarının ve üretim rakamlarının da buna paralel olarak önemli miktarlara ulaştığını, bu talebin ithalatla karşılanmasının imkansız olduğunu söyledi. “Hayvancılıkta yerli üretim korunmaz, üretim sekteye uğratılır, ahırlara yeni besi hayvanların konulmazsa, besicimiz üretimden kaçınırsa vay halimize. O zaman ette bugünkü fiyatları arar, eti daha pahalı yeriz” diyen Bayraktar, bunun telafisinin on milyarlarca dolarla bile yapılamayacağını, ülkenin ithalata her yıl çok büyük miktarlarda döviz harcamak durumunda kalacağına dikkati çekti.

Bayraktar, içinde bulunulan durumdan kurtulmanın yolunun ithalattan değil, karkasta kilogram başına bir lira 88 kuruş, hayvan başına 495 lira 93 kuruş zarar eden üreticinin zararının giderilmesinden, üreticinin hayvan başına 500 lira da kar elde edebilmesinin sağlanmasından, sonuç olarak besiye alınan hayvan başına 1000 lira destek verilmesinden geçtiğini bildirdi. Şemsi Bayraktar, bunun devlete maliyetinin 315 milyon dolar gibi, 2010-2016 dönemindeki beş milyar 40 milyon dolarlık ithalat göz önünde bulundurulduğunda, gayet makul bir bedelle karşılanabileceğinin altını çizdi.

Küçükbaş kesilen hayvan sayısı ve et üretiminde FAO ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri arasında büyük fark olduğunu belirten Bayraktar, “FAO ile TÜİK arasında, FAO lehine 250 bin tonluk kırmızı et üretim farkı var. TÜİK, kesilen küçükbaş hayvan sayısını 16.85 milyon daha az bulmakta ve küçükbaş hayvan eti üretimini 250 bin ton daha az açıklamaktadır. Sadece Kurban Bayramında kesilen küçükbaş hayvan sayısının 3 milyon dolaylarında olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda FAO rakamlarının gerçeklere daha yakın olduğu ortadadır.” dedi.

2010-2016 döneminde beş milyar 40 milyon dolarlık ithalat yapıldığını, sadece 2016 yılında bir milyar 48 milyon dolarlık ithalat yapıldığını bildiren Bayraktar, “Yerli üretimi artırmamız ve ithalata son vermemiz şarttır. Hayvancılıkta daha fazla üretim için hayvan sayısını ve verimliliği artırmak zorundayız. Et veriminde sığırda 42’nci, koyunda 80’nci, keçide 38’nci olarak üretim açığımızı kapatamayız” dedi.

Türkiye’de hayvancılığın büyük oranda küçük aile işletmeciliği şeklinde yapıldığını, bundan dolayı desteklemede küçük aile işletmelerine öncelik verilmesi ve bu işletmelerin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, “Besi işletmelerinin yüzde 56.15’i 1-5 baş, yüzde 20.29’u 6-10 baş hayvana sahiptir. Bir diğer ifadeyle işletmelerin dörtte üçünden fazlası olan yüzde 76.44’ünün 11 baştan daha az hayvanı bulunmaktadır. 11-25 baş hayvanı olan işletmelerin oranı yüzde 15.71, 26-49 baş hayvanı olan işletmelerin oranı yüzde 4.36, 50-100 baş hayvanı olan işletmelerin oranı yüzde 2.86, 100 baştan fazla hayvanı olan işletmelerin oranı ise yüzde 0.63’de kalmaktadır” bilgisini verdi.