Söz konusu artış 2019 yılının asgari ücreti olan 2020 TL üzerinden hesaplandığında yüzde 27.6'lık bir zamma tekabül ediyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ile Türk-İş Genel Merkezi'nde Genel Başkan Ergün Atalay'ı ziyaret etti.

Ziyarette konuşan Öztrak, Türkiye'nin gerçek gündeminin, neredeyse duran ekonomi, artan işsizlik, kamu zamları, pahalılık, ödenmeyen çek ve senetler, batan şirketler, konkordatolar, işten çıkarmalar olduğunu söyledi.

Son bir yılda işsiz sayısının 980 bin kişi arttığına dikkati çeken Öztrak, burada vahim olan durumun, daha önce iş sahibi olan 789 bin kişinin işsiz kalması olduğunu vurguladı.

Öztrak, işten çıkarılanların 496 bininin inşaatta, 179 bininin sanayide, 20 bininin hizmet sektöründe, 94 bininin ise tarım sektöründe çalıştığını ifade ederek, "Bugüne kadar birçok krizi yaşadık. Bugüne kadar yaşadığımız krizlerin hiçbirinde işsizlik bu kadar yaygın olmadı. Bu kadar yaygın işten çıkarılmalar hiç olmamıştı. İlk defa oluyor" diye konuştu.

İşsizlik rakamlarıyla oynandığını belirten Öztrak, bu yıl 15 yaş üzerindeki nüfusun 858 bin kişi artmasına rağmen, bunların sadece 191 binin iş gücü piyasasına girip iş aradığını aktardı.

Nüfus aynı şekilde artmış olmasına rağmen geçen yıl 250 bin kişinin iş gücü piyasasına girdiğine değinen Öztrak, "Eğer iş gücü piyasasına girip iş arayanların sayısı geçen yılki gibi olsa '14' dedikleri işsizlik oranı, yüzde 14,7'ye çıkıyor. Niye insanlar iş aramaktan vazgeçmiş?" diye sordu.

Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın TOBB Başkanı ile "2,5 milyon kişiye istihdam sözü" verdiğini anımsatarak, "Bırakın 2,5 milyon kişiye istihdam yaratmayı, 789 bin kişi işinden oldu. Bunun hesabı nerede verilecek? Dünyanın hiçbir yerinde vaadini bu kadar tutamayan bir yönetim görülmedi" ifadelerini kullandı.

 "Asgari ücret en az 2 bin 500 lira olmalı"

Ekonomide giderek artan bozulma sonrasında Türkiye'de insanların aileleriyle beraber canlarına kıymaya başladığını belirten Öztrak, şunları kaydetti:

"Artık bu İşsizlik Fonu işsiz kalanlar için kullanılmalıdır. İşsizlik Fonu'ndan yararlanma şartları böylesine büyük bir sistemik kriz içinde mutlaka kolaylaştırılmalıdır. Bu İşsizlik Fonu meselesi insanların özellikle bu dönemde yaşadıkları, onları umutsuzluğa sürükleyen bu sıkıntıları aşmalarına yardımcı olacak bir unsurdur. Diğer taraftan baştan beri söylediğimiz Aile Sigortası da burada bu derde deva olabilecek önemli düzenlemelerden bir tanesidir."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada "asgari ücret en az devletin alacağına yaptığı artış kadar artırılmalı, bunun üzerine refah payı konulmalı" dediğini anımsatan Öztrak, vergilere, cezalara yüzde 22,58 zam yapıldığına, bunun üzerine yüzde 1 refah payı konulduğunda, asgari ücretin en az 2 bin 500 lira olması gerektiğine işaret etti.

Öztrak, asgari ücret meselesinde sendikaların ve işçilerin yanında olduklarını dile getirdi. 

"Asgari ücret zamlar karşısında eridi"

Veli Ağbaba da Türkiye'de yaklaşık 6 milyon işçinin asgari ücretle çalıştığını hatırlatarak, Avrupa Birliği verileriyle karşılaştırıldığında Türkiye'de çalışanların yüzde 43'ünün asgari ücrete tabi olduğunu dile getirdi.

Artan hayat pahalılığı ve yüksek zamların, asgari ücretle geçimini sürdürmeye çalışan emekçileri sefaletin ve açlığın pençesine sürüklediğini kaydeden Ağbaba, "Son bir yılda asgari ücret, yapılan zamlar karşısında erimiştir. Son bir yılda gıda harcamaları yüzde 54 artmıştır. Elektriğe yüzde 71, doğal gaza yüzde 58 zam gelmiştir. Asgari ücretlinin mutfağındaki ekmeğinin payı ise son bir yılda neredeyse yarı yarıya azalmıştır" dedi.

Ekonomik krizin eşi benzeri görülmemiş bir işsizlik ordusu yarattığını savunan Ağbaba, işsiz sayısının son bir yılda 4 milyon 600 bini bulduğunu, geniş tanımlı işsizliğin ise 8 milyonu aştığını ifade etti.

Veli Ağbaba, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında işsizliğin en yüksek olduğu 3'üncü ülke olduğuna dikkati çekerek, "Beğenmediğimiz, yalanlarla kötülediğimiz İskandinav ülkelerinde güneş yok, sıcak deniz yok, genç nüfus yok, çeşit çeşit balık yok, iki tane boğaz yok, onlarda olup bizde olmayan tek şey var, bizde hukuk yok, demokrasi yok, adalet yok" şeklinde konuştu.

Türkiye'deki genç işsizliğe işaret eden Ağbaba, her 3 gençten birinin işsiz olduğu ülkede "üç çocuk yapın" söyleminin akasının boş olduğunu anlattı.

"Başımıza gelmeyen kalmadı"

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da geçen yılki asgari ücret görüşmelerini hatırlatarak, 17 Eylül'de Malatya'da "Ülkenin durumu ortada, alım gücü düştü, asgari ücret 2 bin lirayı aşsın" dedikten sonra başına gelmeyenin kalmadığını, "ülkeyi karıştırıyor" diye mahkemeye verildiğini söyledi.

Sonrasında yapılan görüşmede asgari ücretin 2 bin 20 lira olarak imzalandığının altını çizen Atalay, Türk-İş'in bugüne kadar 39 kez Asgari Ücret Tespit Komisyonunda asgari ücretliyi temsil ettiğini, bunların 6'sında oy birliğiyle zammın imzalandığını kaydetti.

Bir süre sonra gerçekleşen kamu işçilerinin sözleşmesinde de "başlarına gelmeyenin kalmadığını" dile getiren Atalay, yaşanan süreçlerde "sendikalar bizi satıyor" ifadelerinin kullanıldığını, haklılıklarını kimseye anlatamadıklarını kaydetti.

Muhalefet partilerinden Türk-İş'i koruyup kollamalarını isteyen Atalay, işçi, sendikalar ne diyorsa onu yerine getirmeye çalıştıklarını vurguladı.

Bu yılki Asgari Ücret Komisyonunu bugün belirlediklerini dile getiren Atalay, "Komisyonu bugün atadık. Atadığımız komisyon yarın saat 15.00'de Hak-İş'e, akşam 19.00'da da İstanbul'a DİSK'e gidecek. İlk defa 39 sene sonra DİSK'in de Hak-İş'in de yönetimlerinin görüşü alınacak. Asgari ücretle ilgili hangi noktada duracağız, ne yapmamız gerekiyor, DİSK'in, Hak-İş'in görüşünü alıp bu süreci beraber götüreceğiz bu sene" diye konuştu.

"Yan yana gelmek mecburiyetindeyiz"

Daha önce vergi ile ilgili bir toplantı yaptıklarını ancak bir netice alamadıklarını belirterek, işçinin ocak ayında aldığı ücreti, aralık ayında da almak istediğini dile getirdi.

DİSK'in de Hak-İş'in de görüşünü almayı önemsediğinin altını çizen Atalay, "Ayrıştığımız zaman bedelini beraber ödüyoruz. Yan yana gelmek mecburiyetindeyiz. Geç de olsa yan yana geldik bu vergiyle ilgili. Asgari ücretle ilgili de bu süreci devam ettirmek istiyoruz. Ülkede yeteri kadar sıkıntımız var mı? Var" dedi.

Atalay, İşsizlik Fonu'nun yerinde kullanılmasının, alma şartlarının düzeltilmesinin önemine işaret ederek, "Fonla yol yapılmasın, köprü yapılmasın. Bu parayı işçi, işveren yatırıyor, biz kullanalım" şeklinde konuştu.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu dönemi geldiğinde bazı kimselerin "Asgari ücret 3 bin-5 bin olsun" dediğini anımsatan Atalay, "Bunları konuşmak, sallamak kolay ama söylediğinizle aldığınız arasında bir uyum olması lazım" dedi.

Atalay, bu yaşananlardan dolayı haftaya yapacakları kongreye sadece işçileri çağıracaklarını belirtti.

"Mikrofon tutmaya korkuyorum"

Açıklamalarının ardından Atalay, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Söylenen ile alınan arasında bir uyum olmalı dediniz. Daha önce kamu işçileri için yüzde 15 zam istediniz, bir uçurum var. Bu sefer farklı bir strateji mi geliştireceksiniz?" sorusu üzerine Atalay, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ben mikrofon tutmaya korkuyorum artık. Başıma iş gelmesin diye elimi koyuyorum. Çünkü herkesin kafasında o var. Biz burada 17 sendika beraber karar verdiler. 4'ten başladık 8 oldu. Ya Yüksek Hakeme gidecektik ya greve gidecektik ya imzalayacaktık. Biz, imzalama yolunu seçtik. Tarım-İş sözleşmesini kendi imzalar, madenin kendisi imzalar. Benim öyle bir yetkim yok. Yani arkadaşların tamamı mutabık kaldılar. Bana dediler 'Başkan in aşağı imzala.' Ben, sembolik orada oturdum. Öyle bir ihale kaldı ki ne tarımı ne madeni biliyor, beni biliyor millet. Yanlış bir iş yapmadık" 

"Asgari ücret zammının" sorulduğu Atalay, "Yaşam maliyeti 2 bin 578 lira. Yaşam maliyetinin altında hiçbir şey oturup konuşmayız" yanıtını verdi.