ABD'de organik tarım eğitimi aldıktan sonra memleketi İzmir'de çiftlik kuran Pelin Omuroğlu Balcıoğlu, çevresindekilerin "şehirli kadın tarımdan anlamaz" ön yargısına rağmen vazgeçmediği tarımda uluslararası başarı elde etti.

Ziraat teknikeri Balcıoğlu, Ege Üniversitesinde aldığı seracılık eğitiminin ardından 1995 yılında ABD'ye giderek organik tarım, seracılık, bahçe bitkileri alanında eğitimini sürdürdü.

Yurt dışındaki tarımsal faaliyetleri inceleme imkanı bulan Balcıoğlu, iki senelik eğitim sonrasında memleketi İzmir'e dönerek, organik ürünler yetiştirmek ve babasının zeytinlik kurma hayalini gerçekleştirmek için çiftlik kurdu. Balcıoğlu, 20 yıllık emeklerinin sonunda uluslararası alanda başarılı bir girişimci oldu.

Vazgeçirmek istediler

Pelin Omuroğlu Balcıoğlu, organik tarımla yurt dışında tanıştığını, onun sadece bir üretim biçimi değil, aynı zamanda toprağa, suya, tüm canlılara saygı gösteren bir hayat tarzı olmasından etkilenerek organik tarım yapmaya karar verdiğini anlattı.

ABD dönüşü Urla'nın Yağcılar köyünde çiftlik kurduğunu belirten Balcıoğlu, o yıllarda organik tarımın adının Türkiye'de yeni yeni duyulmaya başladığını söyledi.

"Biz bahçede büyüdük, toprakta yetişen insanlarız" diyen Balcıoğlu, çocuklarına ve gelecek nesillere de öyle bir dünya bırakmak istediğini ifade ederek, toprağı, suyu, her canlıyı önceleyen bir tarım yapmaya çalıştığını kaydetti.

Balcıoğlu, çiftliğin yeni kurulduğu dönemde çevredeki köylülerden beklemediği tepkiler aldığını dile getirerek, "O yıllarda ziraat eğitimi almış genç bir kadının böyle bir işe soyunmuşluğu varsa da çok azdı. O anlamda destek ihtiyacındaydım. Çok vazgeçirmek isteyen oldu. 'Gençsin, 23-24 yaşında bir kadının dağın başında işi ne' dediler. Ben uyumlu bir iletişime girebileceğimizi düşündüm ama öyle olmadı. Çünkü şehirli görüntüsü oldu onların aklında. Şehirli bir kadın ne anlar bu işten diye düşündüler." diye konuştu.

10 bin zeytin ağacı var

Sahadaki canla başla çalışmalarını görenlerin fikrini değiştirmeye başladığını anlatan Balcıoğlu, bugün yaklaşık 200 dekar zeytinlikte 10 bin zeytin ağacı olduğunu, Urla bölgesine özgü 4 farklı zeytin çeşidi yetiştirdiğini söyledi.

Zeytinin yanı sıra organik tarımın vazgeçilmezi gübre için çiftliğinde keçi besleyip domates, biber, mısır, Akdeniz otları, fesleğen gibi pek çok ürün yetiştiren Balcıoğlu, zeytinler için İzmir Kalkınma Ajansı'ndan aldığı destekle güneş enerjisi kullandığını ve zeytin işleme tesisi kurduğunu kaydetti.

Organik zeytinyağı ile adını dünya çapında duyuran Balcıoğlu, 2015 yılında gümüş madalya kazandığı Biol Organik Zeytinyağı yarışmasında bu yıl da altın madalya kazandığını bildirdi.

Dünyanın en prestijli organik zeytinyağı yarışması olarak gösterilen yarışmaya 19 ülkeden 667 markanın başvurduğunu ifade eden Balcıoğlu, "En önemli kriter ürünün organik olup olmadığı elbette. Gönderilen örnekler analize tabi tutuluyor. Bu analiz sonrası ön tadım panelinden geçiyor. Orada da geçerse jüriye giriyor. Jüri değerlendiriyor. Meyvemsilik, acılık, yakıcılık değerlerine bakılıyor. Uluslararası Zeytin Konseyi tarafından Mario Solinos Kalite Yarışması'nın ulusal bölümünde de altın madalya elde ettik." ifadelerini kullandı.

İtalya'da aldığı Biol ödülünün ardından yurt dışından da talep gelmeye başladığını aktaran Balcıoğlu, küçük çaplı da olsa ihracata başladığını belirtti.

Balcıoğlu, bilgi ve tecrübelerini gelecek nesillere aktarmak için bir akademi kurma istediğini sözlerine ekledi.