Özel/Murat ERVİN - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanırken ülkemizdeki kadınlar daha çocuk yaşından itibaren şiddete uğruyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na göre 2021 yılında 497 kadın bir erkek tarafından yaşamını yitirdi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2021 yılında yayımladığı 'Toplumsal Cinsiyet İstatistikleri' raporuna göreyse 2016 yılında 126 bin çift boşanırken boşanan kadınların yüzde 42.6'sı gerekçe olarak ekonomik nedenleri gösterdi. Ekonomik nedenleri ise yüzde 36.4'lük oranla 'dayak ve kötü muamele' izledi.

4 KADINDAN 1'İ
Yine TÜİK verilerine göre ülkemizde 2021 yılında erkeklerin yüzde 72.8'i iş yaşamında kendine yer bulurken kadınlarda bu oran yüzde 28 kaldı. Yani neredeyse her 4 kadından sadece 1'i çalışabiliyor. Tarım sektöründe ise çalışan kadın sayısı erkek sayısından neredeyse 2 kat daha fazla. Yönetici pozisyonlarındaki kadınların durumuna bakıldığında ise yüzde 81.7 ile erkekler açık ara öndeyken kadınlarda bu oran 18.2'ye iniyor. Ülkemizdeki 81 valinin sadece 2'si kadınken, 791 kaymakamın da 37'sini kadınlar oluşturuyor.



PARAN YOKSA BOŞANMA

Yaşamın her evresinde mobbinge uğrayan kadınlar, emeklerini bile satarken mağdur ediliyor. İyi bir eğitim alıp kendi işyerini açmış kadınlar bile eşlerinden ayrıldıklarında soy ismini değiştirmek için yaklaşık 5 bin TL masraf edip devlet kayıtlarından boşandığı eşinin soy ismini çıkarabiliyor. Aydın İş Kadınları Derneği (İŞKAD) Başkanı Belgin Çekmen Altay, “Eşinden boşanan erkek üzerine kayıtlı şirket ve gayrimenkuller ile kimlik, ehliyet, pasaport gibi resmi belgeleri değiştirmek zorunda değilken boşanan kadınların gerekli değişimler için yaklaşık 5 bin TL ödemesi gerekiyor” dedi. Altay, kamu kurumları arasında internet yoluyla bütünleşik işlem yapılması mümkün olduğu halde, kadına zorluk çıkartılmasının tek anlamının cinsiyet ayrımcılığına yol açmak olduğunu ifade etti.



KREŞ ENGELİ
Bir işletmede çalışmak için iş arayan kadınlar 'kreş' sınırına da takılıyor. Kanuna göre 150 ve üzerinde kadın çalıştıran işletmelerin kreşi açma zorunluluğu olduğundan işverenler kadın almak yerine erkek işçiyi tercih ediyor. Bir ihtimal kabul edilseler bile işe girişte işveren tarafından evlenmeyecekleri veya evlenseler de 3 yıl içinde hamile kalmayacakları yönünde belge imzalatılıyor. Bu belgeyi de ister istemez imzalamak zorunda kalan kadın, kendisiyle aynı süre çalışıp aynı işi yapan erkekten çok daha düşük maaş alıyor, daha deneyimli olsa bile terfi etmesi engelleniyor.



OKUMUŞU DA AYNI
Avrupa Birliği tarafından yapılan 'Kazanç Yapısı Araştırması' Türkiye'de okumuş kadınların da en az okumamış kadınlar kadar iş hayatında mağdur edildiğini ortaya koydu. Raporda, “Türkiye’de yıllık ortalama bürüt kazançlara cinsiyete ve eğitim seviyesine göre bakıldığında okul öncesi, ilköğretim ve ortaokul seviyesinde yer alan erkeklerin günlük 6.92 euro, kadınların ise 5.58 euro kazandığı; yüksek lisans ve doktora seviyesindeki erkekler yıllık 43 bin 220 euro kazanırken aynı eğitim seviyesindeki kadınlar 34 bin 527 euro kazanç elde etmektedir” denildi.



KAYITDIŞI 4.2 MİLYON KADIN ÇALIŞAN

Huriye Serter (GİFED Başkanı): Ülkemizde nerdeyse her gün 1 kadın, erkekler tarafından öldürülüyor; 3 kadından 1'i tacize uğruyor ve bunu kolluk kuvvetlerine bildirenlerin oranı yüzde 40. Yani kadınların yüzde 60'ı korkuyor ve susuyor. Kadınlar eşit işe eşit ücret alamıyor ve 4 milyon 200 bin civarı kadın sosyal güvencesi olmadan çalışmak zorunda bırakılıyor. Yine kadınların yüzde 70'nin hiçbir geliri yok. Kıyafetine, oturmasına, kalkmasına, gezmesine hatta sürdüğü ruja bile karışılıyor. Bunlara karşın bir “Kadın Bakanlığı” yok. Üstelik kadınlar için en önemli uluslararası dayanak olan İstanbul Sözleşmesi'nden de çıkıldı. Bütün bunlar sadece biz kadınların sorunu olmamalı. Toplumun her kesimi çözüm için uğraşmalı.