Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin ‘Yıkımdan Çıkışın Yol Haritası' toplantısında konuştu. Davutoğlu toplantının amacını, “Hem özel sektörde, hem kamuda, hem de Türkiye'nin hemen hemen her yerinde, her sektörde yaşanan bu büyük krizi tanımlamak, analizini yapmak ve çözüm yollarını kamuoyumuzla paylaşmak üzere bir heyet olarak hazırladığımız raporu paylaşmak.” olarak açıkladı.

“Topyekün bir yıkım süreci içindeyiz”

Krizlerin konjonktürel olduğunu, belli süreçlerde yaşandığını, başlangıç ve bitişleri olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Bugün karşı karşıya kaldığımız kriz, herhangi bir kriz değildir. Bir kriz sarmalı dahi değildir. Kriz sarmalı ötesinde, topyekün bir yıkım süreci olarak tanımladığımız; bir çözülme, bir dağılma ile karşı karşıyayız. Başta iktidar olmak üzere herkesi, yaşamakta olduğumuz bu yıkım sürecinden birlikte çıkmanın yolunu araştırmaya davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.

“Türkiye'de psikolojik yıkım hali var”

“Uzunca bir süredir Türkiye'de güven eksikliğinden kaynaklanan bir psikolojik yıkım hali var.” diyen Davutoğlu, “Gençlerimiz geleceğe güvenle bakmıyor. Özel sektörümüz öngörülebilir bir gelecek tahayyül edemiyor. Kamuda, bürokraside çalışanlar ne ile karşılaşacaklarını bilmeksizin her gün, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği tek adam anlayışının verdiği talimatları bekleyerek ve ona aykırı adım atmama korkusuyla yaşıyorlar. Bir psikolojik güven yıkımı var.” ifadelerini kullandı.

“Hazine ve Maliye Bakanı fiilen şu an görevde değil”

Kurumsal bir yıkım olduğunu da savunan Davutoğlu, “Kurumlar ayaktaysa iç veya dış kaynaklı krizleri atlatmak kolay olur. Ama kurumlar çözülmeye başlamışsa ve kurumlar refleks kabiliyetini yitirmişse krizler kalıcı hale gelir. Bugün bir kurumsal yıkım süreci var. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı'nın ne dediğini neredeyse artık kimse merak etmiyor. Yaklaşık 15 gündür Hazine ve Maliye Bakanı'nın varlığı tartışılıyor… Maliye Bakanı fiilen şu anda görevde değil. Görev değişikliği planlanmış ama söylenen o ki görev teklif edilen bazı kişiler teenni ile davranmışlar. Hazine ve Maliye Bakanlığı'na kendini hazırlayan, Maliye Bakan Yardımcısı'nın da özel işleri, şirketleri olduğu için anlaşılan birtakım sıkıntılar yaşanıyor. Ama fiilen Hazine ve Maliye Bakanı kurumsal olarak şu anda işlevini kaybetmiş görünüyor.” açıklamasında bulundu.

“Nasıl güven hasıl olur?”

Davutoğlu, sadece ekonomik değil aynı zamanda ekonomi politik bir yıkım süreci yaşandığını da söyleyerek, “Bir vizyon eksikliği söz konusu, bir öngörülebilirlik eksikliği söz konusu. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Her şeyi bilerek yapıyorum' diyor. ‘Bilerek yaptık, sonuçlarını öngörerek yaptık' diyor. Yani birisi yaralanmış, yerde yatıyor. Onu yaralayan kişi de başında, ‘Bunu bilerek yaptım' diyor. Daha sonra nasıl bir güven hasıl olur?” diye sordu.

“Bu ekonominin adı mandacılıktır”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın Birleşik Arap Emirlikleri ile Ankara'da gerçekleştirdiği görüşmeye de tepki gösteren Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Türk Lirası'nın değer kaybının doğal sonucu olarak Türk varlıkları ucuzluyor. Birleşik Arap Emirlikleri ne sevdayla birden Türkiye ile ilişkileri düzeltme ihtiyacı hissetti? Daha kısa süre öncesine kadar 15 Temmuz'un faili olarak görülen Birleşik Arap Emirlikleri'nin şimdi birden Türkiye'ye yatırım yapan dost bir ülke olarak algılanmasının sebebi ne? Yabancılar için artık Türk şirketleri, Türk firmaları, Türk fabrikaları ucuza kelepir kapatılabilecek alanlar olarak görülmeye başlamışsa, bu ekonominin adı mandacılıktır.”