Ege Bölgesi'nin en önemli hayat kaynaklarından biri olan, geçtiği ovalara bereket, şehirlere su taşıyan tarihi Gediz Nehri, bugünlerde adeta can çekişiyor. Kütahya'nın Murat Dağı'ndan doğarak Uşak ve Manisa topraklarını suladıktan sonra İzmir'in Foça ilçesinden Ege Denizi'ne kavuşan 401 kilometrelik bu dev nehir, iklim değişikliğinin yıkıcı etkileriyle boğuşuyor. Son yıllarda giderek artan kuraklık, rekor seviyelere ulaşan sıcaklıklar ve beklenen yağışların bir türlü gelmemesi, Gediz'in su kaynaklarını hızla tüketti. Bir zamanlar yatağına sığmayan, coşkuyla akan nehrin bugün birçok bölümü, çatlamış bir toprak yatağına dönüşmüş durumda. Özellikle Salihli'deki Demirköprü Barajı'ndan sonraki bölümlerde ve Turgutlu çevresinde, kilometrelerce uzunluktaki nehir yatağında su akışı tamamen durdu. Bu acı manzara, sadece ekolojik bir felaketin habercisi değil, aynı zamanda nehrin hayat verdiği milyonlarca dekar tarım arazisi ve on binlerce çiftçi için de büyük bir tehlikenin kapıda olduğunu gösteriyor.

G E D I Z N E H R I K U R U M A Y A Y U Z T U T T U 893256 265308

Demirköprü Barajı "sos" veriyor: Su seviyesi eksilerde

Gediz Nehri'nin ve dolayısıyla tüm ovanın su rejimini düzenleyen en kritik yapı olan Demirköprü Barajı'ndaki son durum, felaketin boyutlarını gözler önüne seriyor. Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, barajdaki su seviyesinin artık normal ölçüm seviyelerinin bile altına düşerek "eksi" kotlarda ölçüldüğünü belirtti. Yalvaç'ın paylaştığı verilere göre, 2024 yılının aynı döneminde barajın doluluk oranı eksi 7,71 iken, bugün bu rakam çok daha vahim bir seviyeye gerileyerek eksi 10,58 olarak ölçüldü. Barajı besleyen su miktarındaki düşüş ise korkutucu boyutlarda. Geçen sene Demirköprü Barajı'na bir yılda 290 milyon metreküp su gelirken, bu sene gelen su miktarı sadece 164 milyon metreküpte kaldı. Yani baraja gelen su, bir önceki yıla göre neredeyse yarı yarıya azaldı. Murat Dağı'ndan gelen kar ve yağmur sularıyla beslenen barajın bu içler acısı hali, havzadaki su krizinin ne kadar derinleştiğini ve mevcut su kaynaklarının artık bölgenin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.

İzmir trafiğinin kara kutusu açıldı: Yaralanmalı kazaların yüzde 62'si motosikletli
İzmir trafiğinin kara kutusu açıldı: Yaralanmalı kazaların yüzde 62'si motosikletli
İçeriği Görüntüle

G E D I Z N E H R I K U R U M A Y A Y U Z T U T T U 893254 265308

Ovada büyük dram: "Tarlamızı sulayamıyoruz"

Gediz Nehri'nin kuruması ve Demirköprü Barajı'ndaki suyun tükenmesi, en büyük darbeyi bölgenin ana geçim kaynağı olan tarıma vurdu. Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, Gediz Nehri'nin Manisa'nın Salihli, Turgutlu, Ahmetli ilçelerinden İzmir'in Menemen ilçesine kadar uzanan geniş bir coğrafyada, tam 1 milyon 350 bin dekar verimli tarım arazisini suladığını hatırlatarak, mevcut durumda çiftçilerin tarlalarını sulayamaz hale geldiğini ifade etti. Pamuk, mısır, domates gibi suya yoğun ihtiyaç duyan ürünlerin yanı sıra, bölgenin meşhur meyve ve sebzelerinin de susuzlukla karşı karşıya olduğunu belirten Yalvaç, "Bir ürünü doğru düzgün yetiştirebilmek için yılda en az 3-4 defa sulamamız gerekir. Sulama sayısı bire düşünce, ürünlerimizde hem verim hem de kalite açısından çok büyük sorunlar yaşıyoruz," dedi. Çiftçiler, kendi imkanlarıyla yeraltı suyuna yönelmeye çalışsa da burada da ciddi engellerle karşılaşıyor. Yalvaç, "Dinamolarımızla, pompalarımızla sulama yapmaya çalışıyoruz ama orada da büyük sıkıntı var. Çünkü yeraltı suyu da çekildi. Pompa çok aşağıya inince su alamıyor. Devlet Su İşleri de haklı olarak hemen her mahallede yeni su pompası çakılmasına müsaade etmiyor. Kısacası tarlamızı sulayamıyoruz," diyerek çiftçinin içinde bulunduğu çaresizliği özetledi.

G E D I Z N E H R I K U R U M A Y A Y U Z T U T T U 893259 265308

Tek çözüm kapalı sistem: 10 yıllık dosya rafta bekliyor

Peki, Ege Ovası'nı ve on binlerce çiftçiyi bu felaketten kurtaracak bir çözüm yolu var mı? Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç'a göre çözüm belli ve yıllardır masada: Kapalı devre sulama sistemi. Mevcut vahşi sulama yöntemlerinin (salma sulama) su kaybına neden olduğunu belirten Yalvaç, modern ve basınçlı kapalı sulama sistemine geçilmesi halinde, su israfının önüne geçilebileceğini ve mevcut suyun çok daha verimli kullanılabileceğini vurguladı. "Akan suyun milyonda bir metreküpüyle tarlamızı rahat sulayabiliriz. Tarlamızın başında vanamız olacak. Zamanı geldiğinde açacağız, kapatacağız. Böylece buharlaşma ve sızma kayıpları önlenecek," diyen Yalvaç, bu projenin yeni bir proje olmadığını da hatırlattı. Bu konuda 2015 yılında, bölgedeki tüm tarım paydaşlarının bir araya gelerek kapsamlı bir dosya hazırladığını ve Demirköprü Barajı'ndan Menemen'e kadar tüm havzayı kapsayacak bir kapalı sulama sistemi projesinin yetkili makamlara sunulduğunu belirtti. Ancak aradan geçen 10 yıla rağmen bu hayati projenin bir türlü hayata geçirilemediğini ifade eden Yalvaç, "Bunun bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, önümüzdeki yıllarda Gediz Ovası'nda tarım yapmak imkansız hale gelecek," diyerek yetkililere acil çağrıda bulundu. Bu çağrı, sadece bir oda başkanının değil, susuzlukla boğuşan on binlerce çiftçinin ve geleceği tehlike altında olan Ege tarımının ortak feryadı niteliğinde.

Kaynak: DHA