ABD Başkanı Donald Trump, ikinci başkanlık döneminin ilk yılını ulusa sesleniş konuşmasıyla değerlendirdi. Tüm Amerikan medyasında canlı yayınlanan yaklaşık 20 dakikalık konuşmada Trump, hem önceki yönetimi sert sözlerle eleştirdi hem de kendi döneminde gelinen noktayı “tarihi bir dönüş” olarak tanımladı. Ekonomiden sınır güvenliğine, ticaretten enerji politikalarına kadar birçok başlıkta iddialı mesajlar veren Trump, ABD’nin yeniden küresel ölçekte güçlü ve saygı duyulan bir ülke haline geldiğini savundu.
“Dünyanın görmediği bir ekonomik patlama geliyor”
Konuşmasının merkezine ekonomi başlığını alan Trump, göreve geldiğinde ülkenin son 48 yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Bu durumun fiyatları tarihi seviyelere taşıdığını ve milyonlarca Amerikalının alım gücünü ciddi biçimde düşürdüğünü ifade eden Trump, kendi yönetimiyle birlikte bu tablonun tersine döndüğünü iddia etti.
“Amerika’yı ilk sıraya koyduk” diyen Trump, son 11 ayda sınırların güvenli hale geldiğini, enflasyonun durduğunu, maaşların yükseldiğini ve fiyatların düşmeye başladığını savundu. ABD Başkanı, “Ülkemiz artık güçlü, saygı görüyor ve her zamankinden daha güçlü bir şekilde geri döndü. Dünyanın daha önce hiç görmediği bir ekonomik patlamanın eşiğindeyiz” sözleriyle iddiasını pekiştirdi.
Biden dönemine sert eleştiri
Trump, konuşmasının önemli bir bölümünde eski Başkan Joe Biden dönemini hedef aldı. Biden yönetimini kötü ticaret anlaşmaları yapmakla ve kamu kaynaklarını savurganca kullanmakla suçlayan Trump, bu politikaların fiyatları kontrol edilemez biçimde artırdığını ileri sürdü.
Otomobil, benzin ve temel gıda ürünlerindeki fiyat artışlarını örnek gösteren Trump, kendi döneminde bu kalemlerde ciddi düşüşler yaşandığını söyledi. Ayrıca ücretlerin uzun yıllar sonra ilk kez enflasyonun üzerinde arttığını öne sürerek, çalışan kesimin yeniden nefes almaya başladığını savundu.
Tarifeler ve yatırımlar ön planda
Trump, ekonomik toparlanmanın arkasındaki en önemli unsurlardan birinin tarifeler olduğunu vurguladı. ABD’ye şimdiye kadar 18 trilyon dolarlık rekor düzeyde yatırım çekildiğini belirten Trump, bunun büyük bölümünün ticaret politikaları sayesinde gerçekleştiğini dile getirdi.
“Tarife benim en sevdiğim kelime” diyen Trump, geçmişte diğer ülkelerin ABD’ye karşı tarifeleri etkili biçimde kullandığını, ancak artık bu dengenin tersine döndüğünü ifade etti. İstihdam artışına da dikkat çeken Trump, göreve geldiğinden bu yana yaratılan yeni işlerin tamamının özel sektörden geldiğini iddia etti.
Enerji, ilaç ve faiz mesajları
Konuşmasında enerji fiyatlarına da değinen Trump, göreve geldiği ilk gün Ulusal Enerji Acil Durumu ilan ettiğini hatırlattı. Bu adımın ardından benzin fiyatlarının ülkenin büyük bölümünde gerilediğini savundu.
İlaç fiyatlarının düşürülmesi için şirketlerle yürütülen müzakerelere de değinen Trump, bazı ilaçlarda fiyatların yüzde 600’e varan oranlarda gerileyeceğini söyledi. Ayrıca ABD Merkez Bankası (Fed) için kritik bir mesaj veren Trump, faiz oranlarının düşürülmesi gerektiğine inanan yeni Fed başkanını yakında açıklayacağını duyurdu. Yeni yılın başında konut kredisi ödemelerinde de düşüş yaşanacağını belirten Trump, kapsamlı bir konut reformu paketinin yolda olduğunu söyledi.
Sınır güvenliği vurgusu: “İstila sona erdi”
Trump’ın konuşmasında en sert ifadelerden biri sınır güvenliği başlığında geldi. Biden döneminde sınırların kontrolsüz kaldığını savunan Trump, ABD’nin adeta “25 milyon kişilik bir ordunun istilasına uğradığını” iddia etti. Bu durumun kendisine seçimi kazandıran temel başlıklardan biri olduğunu vurguladı.
Kendi döneminde yasadışı göçmen geçişlerinin sıfıra indirildiğini söyleyen Trump, son 7 ayda ülkeye hiçbir yasadışı göçmenin alınmadığını ileri sürdü. Bu sonucun yeni bir yasaya değil, “yeni bir başkana” ihtiyaç olduğunu gösterdiğini savundu.
Ayrıca uyuşturucu kaçakçılığına da değinen Trump, deniz ve kara yoluyla ülkeye giren uyuşturucu miktarının yüzde 94 oranında azaldığını iddia etti.
Gazze ve İran’a sınırlı atıf
Trump, konuşmasında dış politikaya sınırlı yer ayırdı. Gazze’deki ateşkes süreci ve İran konusuna yalnızca bir kez değinen ABD Başkanı, Amerika’nın gücünü yeniden tesis ettiğini ve kısa sürede birçok çatışmayı çözüme kavuşturduklarını savundu.
Gazze’de savaşın sona erdiğini, esirlerin serbest bırakıldığını ve Orta Doğu’da uzun yıllardır görülmeyen bir barış ortamının oluştuğunu iddia eden Trump, İran’ın nükleer tehdidinin de ortadan kaldırıldığını öne sürdü.
