Gündem

Dolmabahçe Sarayı’nda 10 Kasım anması: Ata’nın odasında hüzün ve minnet buluştu

Atatürk’ün 87’nci ölüm yıl dönümünde Dolmabahçe Sarayı’nda hayat 09.05’te durdu. Binlerce kişi Atatürk’ün son nefesini verdiği odaya çiçek bıraktı; duygusal anlar yaşandı.

Abone Ol

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 87’nci yıl dönümünde Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen törenle anıldı. Sabahın erken saatlerinden itibaren saraya akın eden yüzlerce kişi, Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu odayı ziyaret edebilmek için metrelerce uzayan kuyruğa sabırla katıldı.

Saatler 09.05’i gösterdiğinde Dolmabahçe’de hayat durdu; sarayın her köşesinde derin bir sessizlik hâkim oldu. Saygı duruşunun ardından ellerinde Türk bayrakları taşıyan ziyaretçiler, sırayla içeri girerek Atatürk’ün yatağına çiçek bıraktı.

“Ata’nın odasında nefes almak bile başka bir duygu”

Dolmabahçe Sarayı’nın giriş kapısından iç bölümlerine kadar uzanan kalabalık, 7’den 70’e her yaş grubundan yurttaşı bir araya getirdi. Ziyaretçiler, Atatürk’ün ebediyete uğurlandığı odaya girdiklerinde duygularını gizleyemedi; kimileri gözyaşlarına hâkim olamadı.

Kalabalığın arasında yer alan Mahir Alitaş, Atatürk’ün kendisinde uyandırdığı duyguyu şu sözlerle anlattı:

“Bugün bizim için çok üzücü ama aynı zamanda gurur dolu bir gün. Çok büyük bir lideri kaybettik. Atatürk deyince içimde bir güç hissediyorum. Küllerimizden yeniden doğduk, hepsi onun sayesinde.”

Yurt dışından sırf anma için gelenler vardı

Törene sadece İstanbul’dan değil, farklı ülkelerden de ziyaretçiler katıldı. Gülsüm Severoğlu, çocuklarıyla birlikte yurt dışından geldiğini belirterek şunları söyledi:

“Çok duyguluyuz. Atamız için geldik. Yiğidim, aslanım orada yatıyor. Çocuklarımı Atatürk sevgisiyle büyütüyorum. Ülkemizi, bugün sahip olduğumuz her şeyi ona borçluyuz.”

“Beni görmek demek yüzümü görmek demek değildir”

Dolmabahçe’deki anma sırasında dikkat çeken bir diğer ziyaretçi, Kıbrıs Gazisi emekli astsubay Erdem Misliyok oldu. Zorlukla yürüdüğünü söyleyen Misliyok, Atatürk’ün bıraktığı mirası anlatırken duygulandı:

“Onu anlatmak çok zor. ‘Beni görmek demek yüzümü görmek demek değildir’ sözünü kim söyleyebilir? Bir kişi var, o da Atatürk. Sağ avucunuza bakın eski Türkçe 18, sol avucunuza bakın 81… 1881 avuçlarımda yazıyor. Yaşlandım ama gelmem gerekiyor. Ata’mın bir zamanlar bulunduğu yerde nefes almak bile benim için büyük bir onur.”