Haber / Sinan KESKİN

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde GSF'nin taşınmasına karşı çıkan öğretim üyesi ve öğrencilere açılan soruşturmalar mahkemelerce iptal edilirken doktora sınavına yapılan itiraz da mahkeme kararıyla haklı bulundu. Öte yandan Spor Bilimleri Fakültesi'nin Özel Yetenek Sınavları da tartışmalara yol açtı

Dokuz Eylül Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'nin 10-13 Ağustos tarihlerinde yapılan Özel Yetenek Sınavları tartışmaları da beraberinde getirdi. Aday öğrenciler, sınav esnasında ve sonrasındaki değerlendirme aşamalarında nesnel ve objektif davranılmadığı iddiasıyla YÖK ve CİMER’e şikâyet dilekçeleri yazarken bazı adaylar da yapılan sınavın hem usul hem de esasına ilişkin şikayetlerini mahkemeye taşımaya hazırlanıyor.

Özel yetenek sınavı ile öğrenci alımı gerçekleştiren fakültenin, Senato kararıyla onaylanan “Özel Yetenek Sınavı Kitapçığı”na aykırı sınavlar gerçekleştirdiği iddia ediliyor. Diğer bir ifade ile öncesinde ilan edilen format ve değerlendirme kriterlerinin dışına çıkılarak aday öğrencilerin mağdur edildiği öne sürülüyor.

Kriterlere uyulmadı

Aday öğrenciler, Senato kararıyla netleşen ve önceden ilan edilen format ve kriterlerin dışına çıkıldığını belirterek, kılavuzda hangi branşlar için sonrasında ne tür değişiklikler yapıldığını bilmediklerini ifade ediyorlar. Kuruma bu kapsamda dilekçe yazıp sonuçlara itiraz eden aday öğrenciler, söz konusu bilgi ve belgelerin ancak savcılık kanalıyla talep edilmesi durumunda verilebileceği yanıtını aldıklarını söylüyorlar.

Öte yandan Spor Bilimleri Fakültesi yönetiminin özel yetenek sınavı için Ankara, Kütahya, Trabzon ve Uşak’taki muhtelif üniversitelerden akademisyenleri görevlendirdiği de dikkat çeken bir başka iddia. Fakülte’nin nicelik ve nitelik olarak yeterli düzeydeki akademik kadrosuna rağmen, sınav için başka üniversitelerin kadrolu akademisyenlerin neden ve hangi gerekçeler ile görevlendirildiği merak ediliyor.

“Puanlar yanlış hesaplandı”

Söz konusu jüri üyelerinin, öğrencilerin toplam puanlarını nasıl hesapladığı, bu hesaplamalarda hangi yöntemi kullandığı ise bilinmiyor. Aday öğrenciler, hentbol için hangi harekete kaç puan verildiğinin açıklanmadığını, jüri üyelerinin değerlendirmelerini neye göre ve nasıl gerçekleştirdiklerini bilmediklerini iddia ediyorlar. Bazı branşlar için yapılan sözlü sınavlarda ise hangi soruların hangi ağırlıkla hesaplandığı bilgisinin kendileriyle paylaşılmadığını öne süren aday öğrenciler, benzer şekilde mücadele sporları için hangi kriterlere göre hangi puanların verildiğinin kılavuzda yer almadığını, bu nedenle puanlamanın nasıl yapıldığının bile anlaşılamadığı söylüyorlar. Aday öğrencilerin bazıları ise OYSP puanlarının ve standart sapmaların yanlış hesaplandığını iddia ediyor.

Soruşturmalar mahkemeden dönüyor Avukatlık ücretlerini DEÜ ödüyor

DEÜ GFS'nin taşınmasına karşı çıkan öğretim üyesi ve öğrencilere açılan soruşturmalar mahkemelerin verdiği kararlarla iptal edilirken üniversite onbinlerce lira vekalet ücreti ödemek durumunda kalıyor.

2019 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin Narlıdere’den Buca-Tınaztepe’ye taşınması aşamasında Rektörlüğün kararına gerek öğrenciler, gerekse de akademisyenlerden basın açıklaması yoluyla ve sosyal medya üzerinden itirazlar gelmişti. Bu itirazlara GSF’den yetişmiş onlarca ünlü sanatçı da destek vermişti. Tamamen yasal yollarla yapılmış bu itirazlara DEÜ Rektörlüğü'nün cevabı ise, basın açıklamalarına katılanlara soruşturma açmak ve Ana Sanat Dalı Başkanlığı ve Bölüm Başkanlığı görevlerini yürüten 5 akademisyeni görevlerinden almak olmuştu. Öğretim üyeleri mahkeme tarafından görevlerine iade edilirken haklarında soruşturma açılan öğrenciler de konuyu mahkemeye taşımıştı. Öğrenciler hakkında verilen disiplin cezalarının ise neredeyse tamamı, İdare Mahkemeleri'nde bozuldu. Öğrencilerin itirazı sonucu şu ana kadar 14 adet iptal kararı verildi.

Örnek karar

İzmir 3. İdare Mahkemesi'nin verdiği karar örnek teşkil ediyor. Mahkeme kararında şu ifadelere yer veriyor; “GSF binasının taşınması ile ilgili eylemlere katıldığı sabit ise de salt bu eyleme katılmanın, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile çerçevesi çizilen ve şiddet içermeyen, başkalarının hak ve özgürlüklerine müdahalede bulunmayan ve içeriği itibariyle ifade özgürlüğü ve toplantı hakkı kapsamında olan eylemler kapsamında kalması nedeniyle disiplin cezasına konu eylem olarak kabul edilemeyeceği, gerek soruşturma raporu gerekse disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemde davacının basın bildirisi okunması eylemine katılmak eylemi dışında disiplin cezasına konu olan yüksek öğretim kurumu personelinin şeref ve haysiyetinin zedeleyen söz ve eylemi ile ilgili somut bir saptamada da bulunulmadığı dikkate alındığında, davacının bir ay uzaklaştırma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.”

İzmir 4. İdare Mahkemesi’nde görülen başka bir davada ise, Üniversite Rektörü tarafından tesis edilen işlemler usul yönünden tahkik edildi ve “yetki” açısından hukuka aykırı olduğu hükme bağlandı. Yine İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin bir başka kararında ise verilen disiplin cezaları amaç ve gayesi yönünden ele alındı ve düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin “cezai yaptırım” tehdidine maruz bırakıldığı sonucuna varıldı.

Mülakat sınavı da mahkemelik

DEÜ İlahiyat Fakültesi’nde de öğrencilerin şikâyetleri üzerine açılan davalar sonrasında İzmir İdare Mahkemesi bilim sınavlarında usulsüzlükler tespit ederek sınavlara ilişkin iptal kararı verdi. Prof. Osman Bilen başkanlığında yapılan mülakat sınavlarının hukuka uyar gerçekleştirilmediği hükmüne varan İzmir 5. İdare Mahkemesi şu tespitleri paylaştı: “Davalı idarece yapılan sözlü sınavının objektif ölçme ve değerlendirme kriterleri çerçevesinde gerçekleştirildiğinin her türlü şüpheden uzak, hukuken kabul edilebilir somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı görüldüğünden…. dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”

Mahkeme kararında ayrıca bilim sınavı için oluşturulan jürinin uzmanlık alanlarına göre değil, keyfi oluşturulduğu tespitleri de yer almakta.

Öğrenciler kazanıyor

Doktora programının yazılı sınavından geçen ancak mülakatta elenen bir öğrenci, mülakatı gerçekleştiren kurulun alanında uzman kişilerden oluşturulmadığı, kendisine mülakat konusu ile ilgili olmayan sorular sorulduğu ve tezi ile ilgili küçük düşürücü davranışlarda bulunulduğu, mülakatın idari işlemin unsurları yönünden yargısal denetime elverişli olarak yapılması gerektiği, dolayısıyla söz konusu mülakatın hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu ileri sürerek iptali için dava açtı. Öğrenciyi haklı bulan İzmir 5. İdari Mahkemesi verdiği kararda şu ifadelere yer verdi; “...Sözlü sınav neticesinde tutulan tutanakta sorulan sorulara yer verilmekle birlikte, bu sorulara davacı tarafından verilen yanıtların neler olduğunun, aynı zamanda her bir soru için jüri üyelerince verilen puanın gerekçesinin belirtilmediği, davacı tarafından verilen cevapların neler olduğunun ortaya konulmaması ve sorulan sorulara ilişkin cevap anahtarının da düzenlenmemesi nedeniyle söz konusu sözlü sınavın usulüne uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususunda yargısal denetimin yapılamadığı, dolayısıyla davalı idarece yapılan sözlü sınavının objektif ölçme ve değerleme kriterleri çerçevesinde gerçekleştirildiğinin her türlü şüpheden uzak, hukuken kabul edilebilir somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı görüldüğünden, davacının sözlü sınavda 50 puan verilmek suretiyle başarısız sayılarak doktora programına alınmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”

Soruşturmalar hukuka aykırı

GSF'nin taşınma sürecinde haklarında sorşturma açılan bazı öğrencilerin avukatlığını üstlenen Avukat Aslıhan Titiz ve Avukat Baran Selanik de gelinen noktayı gazetemize değerlendirdi.

Yeni binanın eğitim standartlarını karşılamadığı, eğitimlerine zarar vereceği, kendi fikirlerinin de alınması gerektiği yönünde toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanan öğrencilere disiplin cezaları verildiğini hatırlatan avukatlar, “Öyle ki, okul içinde yapılmayan gösteriler sebebiyle dahi uzaklaştırma cezaları verildi. Tam da öğrencilerin sınavlarına denk gelecek şekilde. Sınava girmelerini engellemek ve dönem/sene kaybına uğratmak amacıyla yapıldığını düşündüğümüz hukuka aykırı bu işlemlere karşı İdare Mahkemesi'ne davalar açtık. Açtığımız tüm davalar öğrenciler lehine sonuçlanıyor” ifadelerini kullandı.

Demokratik hakları

Öğrencilerin ifade özgürlüklerini kullandıkları için cezalandırılmak istendiğinin altını çizen avukatlar şu değerlendirmede bulundu: “Düşünmeyen, üretmeyen, sorgulamayan bir gençlik dizayn edilmek istenen ülkemizde haksızlığa karşı ses çıkaran, demokratik haklarını kullanan öğrencilerin haklılıkları mahkemeler önünde de bir kez daha kanıtlanmış oldu. Verilen cezalar, disiplin soruşturması usulüne aykırı şekilde yürütülen süreçler neticesinde verilmişti. Kaldı ki, usule uygun yürütülen işlemler sonucunda dahi verilse cezalar hukuka aykırıdır. Uluslararası sözleşmeler ve Anayasa tarafından koruma altına alınmış ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkı, demokratik toplumun temellerindendir. Demokratik toplumun ilerlemesi ve bireylerin kendini geliştirmesinin araçlarındandır. Kitleleri harekete geçirecek bir şiddet çağrısı içermeyen, nefret unsurları taşımayan düşünce açıklamalarına tüm kurumlar gibi DEÜ Rektörlüğü ve GSF dekanlığının da katlanma yükümlülükleri vardır. Verilen cezalar da idare mahkemelerince kaldırılmış ve idarenin bu keyfi tutumunun hukuka aykırılığı bir kez daha ortaya konulmuştur.”