Haber - Utku ÇELİK

Son dakika açıklamasına göre, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, önemli bir Cuma hutbesi konusunu duyurdu. Hutbe, camilere ve cemaate sunulmak üzere WORD belgesi, PDF dosyası ve MP3 formatında yayımlandı. Bu duyuruyla birlikte yarın birçok kişi camilere gitmeyi planlamaktadır. Camilerde eller semaya kalkacak, cemaat dualar edecektir. Cuma hutbesi konusunun açıklandığına dair haberleri öğrenmek isteyen birçok kişi internet üzerinde araştırmalar yapmaktadır. İşte, Diyanet 26 Mayıs 2023 Cuma hutbesi konusu! Cuma hutbesi konusu açıklandı

26 MAYIS CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR, YAYINLANDI MI?

26 MAYIS CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR, YAYINLANDI MI?

26 Mayıs 2023 Cuma hutbesi konu başlığı "Birlik ve Beraberlik Ruhu" olarak belirledi.

İşte cuma hutbesi tam metni:

"BİRLİK VE BERABERLİK RUHU"

Allah’ın lütuf ve inayetiyle kardeş olan, aynı safta omuz omuza Cenâb-ı Hakk’ın divanına duran, aynı iman ve şuurla bir arada bulunan Aziz Müminler! Cumamız mübarek olsun! Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerimize olsun!

Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) bir defasında ashabına şöyle buyurmuştu: “Allah’ın peygamber ya da şehit olmayan öyle kulları vardır ki kıyamet gününde Allah’a olan yakınlıkları sebebiyle, peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler.” Bu büyük müjdeyi işiten sahâbe-i kirâm, “Ya Resûlallah! Bunlar kimlerdir?” diye sordu. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şu cevabı verdi: “Bunlar, aralarında akrabalık bağı ya da herhangi bir menfaat bulunmayan, sırf Allah için birbirlerini sevenlerdir.”

Kıymetli Müminler!

Yüce dinimiz İslam, tevhid ve vahdet dinidir. Birlik ve beraberlik dinidir. Yardımlaşma ve dayanışma dinidir. Dinimiz, toplumun bütün fertleriyle iyilik ve adalet esasına dayalı ilişkiler kurmamızı, sevgi ve saygı içinde kardeşçe yaşamamızı, şefkat ve merhametle birbirimize muamele etmemizi emretmiştir. Birbirimize sırt dönmeyi, ilgi ve alakayı kesmeyi, kardeşlik bağlarını koparmayı, her türlü olumsuz söz ve davranışta bulunmayı da yasaklamıştır. Nitekim Yüce Rabbimiz, وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعًا وَلَا تَفَرَّقُواۖ “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” buyurmaktadır. İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy, “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” diyerek bu ayet-i kerimeyi muhteşem bir şekilde anlatmaya çalışmıştır. Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimiz de bir hadis-i şerifinde bizleri şöyle uyarmaktadır: “Birbirinizle ilgi ve alakayı kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun.”

Değerli Müslümanlar!

Bizler, aynı dine inanan, aynı Allah’a kulluk eden, aynı kıbleye yönelen, aynı kitabı rehber edinen, aynı peygambere gönül veren müminleriz. Dünyaya barış ve adaletin en güzel örneklerini sunan, din, vatan, bayrak ve mukaddesat uğruna fedâ-yı cân eyleyen şanlı bir ecdadın torunlarıyız. Başa kakmadan, karşılık beklemeden, kökenine, inancına, mezhebine ve düşüncesine bakmadan, insan onurunu rencide etmeden ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi kendine şiar edinen bir medeniyetin temsilcileriyiz. Böylesine köklü bir medeniyetin mensubu olan bizlere düşen, kardeşlik ahlakını kuşanmak, gönül alıcı söz ve davranışlarla birbirimizin hukukunu gözetmektir.

Aziz Müminler!

Hürriyetimizin nişanesi, hepimizin ortak yurdu olan cennet vatanımız, ecdadımızın bizlere bir emanetidir. Şanlı bayrağımız bağımsızlığımızın sembolüdür; gölgesinde kardeşçe yaşayabilmek için hepimize yer vardır. Şehadetleri dinin temeli olan ezan-ı Muhammedî, bizleri birliğe ve kardeşliğe çağırmaktadır. Öyleyse farklılıklarımızı bir zenginlik kabul edelim. Bizi kardeş kılan, bizi millet yapan değerlerimize sımsıkı sarılalım. Allah Resûlü Hz. Muhammed (s.a.s)’in şu hadisini asla unutmayalım: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir beden gibidir.”

Kıymetli Müslümanlar!

İçinde bulunduğumuz mayıs ayı Anadolu’nun İslam’a açılan ilk kapısı Diyarbakır yöresinin sahâbe-i kirâm tarafından fethedildiği aydır. Önümüzdeki Pazartesi günü ise İstanbul’un fethinin 570. yıl dönümüdür. Allah Resûlü (s.a.s) İstanbul’un fethini şöyle müjdelemiştir: “Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel askerdir!”

Aziz Kardeşlerim!

Şanlı ecdadımızın gönlüne İstanbul’u fethetme sevdasını düşüren, asrın en ileri bilgi ve teknolojisinden istifade ederek aşılmaz denilen surları yerle yeksan ettiren, inanç ve azimle gemileri karadan yürüten, Ayasofya’yı fethin sembolüne, İslam’ın mabedine dönüştüren işte bu Peygamber müjdesine nail olma isteğidir.
Bu vesileyle şanlı ecdadımızı, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle yâd ediyorum. Hutbemi şu ayet-i kerime meali ile bitiriyorum: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”

Ebû Dâvûd, Büyû’, (İcâre), 76.
Âl-i İmrân, 3/103.
Tirmizî, Birr ve Sıla, 24.
Müslim, Birr, 66.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335.
Enfâl, 8/46."

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Öğle ezanı okunduğunda, önce dört rek'at Cuma namazının ilk sünneti kılınır. Niyet ederken "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir. Bu namaz, öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. İlk rekatta önce Sübhaneke okunur, ardından Euzü Besmele çekilir. Bütün rekatlarda Fatiha ve zamm-ı sure okunur. İlk oturuşta sadece Ettehiyyatü okunur.

Son oturuşta, cami içinde ikinci ezan okunur. Ardından imam minbere çıkarak hutbe okur. Hutbe okunurken cemaatin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruh kabul edilir. Hatip dua ederken cemaatin sesli "amin" dememesi gerekmektedir. İçinden sessiz bir şekilde "amin" denilir. Hutbe dinlenirken namaz kılarken yapılması haram olan her şeyin de haram olduğu unutulmamalıdır.

Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir ve cemaatle birlikte iki rek'at Cuma namazının farzı kılınır. Niyet şu şekilde edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama." Sonra, dört rek'at son sünneti kılınır. Niyet ise şu şekildedir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya." Bu sünnet, ilk sünnet gibi kılınır. Böylece Cuma namazı, farz ve sünnetleriyle birlikte tamamlanmış olur.

Son sünnetin ardından "zuhr-i ahir" olarak bilinen dört rek'at daha namaz kılınır. Niyet edilirken şu şekilde denilir: "Niyet ettim, Allah rızası için üzerimden eksik olmayan en son öğle namazının farzına." Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün Cuma namazının şartlarında bir eksiklikten dolayı kabul edilmemişse, öğle namazı kılınmış olur. Ancak kabul edilmişse, en son kaza edilmemiş öğle namazı yerine geçer.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?

CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).

İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir.

Editör: Utku Çelik