Haber/ Didar DEMİRCİ

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi hemşiresi ve SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur’un ‘geçici görev’ adı altında başka bir hastaneye gönderilmesine tepkiler sürüyor. DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin pandemiyi gerekçe göstererek çalışanlarının ek ödemelerinde kesinti yapacağını duyurmasıyla başlayan eylemlerin bir karşılığı olduğunu iddia eden sendika ve sivil toplum kuruluşları, Uğur’un geçici görev bahanesiyle, bu eylemlerde ön sıralarda hak arayışında bulunduğu için sürgün edildiğini söyleyerek, bugün Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde eylem yaptılar.

Dokuz Eylül Asistan Hekim İnisiyatifi, Eğitim Sen 3 Nolu Üniversiteler Şubesi, Eğitim İş, Genel Sağlık İş, Ses İzmir Şubesi, Türk Hemşireler Derneği İzmir Şubesi, İzmir Tabip Odası, Tez Koop İş 2 Nolu Şube ve Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası İzmir Şubesi’nin katıldığı eylemde, ‘Pandemide hak istedik, yanıtı sürgün oldu! Günseli Hemşire yalnız değildir’ denildi.

Konuya ilişkin yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Salgının en başından beri olduğu gibi bir yandan salgının en sağlıklı şekilde atlatılması ve bunun için gerekli tüm tedbirlerin uygulanması için mücadele ederken, bir yandan da kendi sağlığımız için, haklarımız için ve emeğimiz için mücadele ediyoruz.

İlimizde de sağlık emekçilerinin yaşamış oldukları sorunlar için sendikalar ve meslek örgütleri olarak birçok şekilde mücadele yöntemlerini kullandık. Pandemi başladığında alınması gereken önlemleri ve sağlık emekçilerinin taleplerini ilgili kurumlarla paylaştık. Cumhurbaşkanlığı genelgeleri ile sağlık çalışanlarının mağdur edilmeyeceği ve haklarının ödeneceği söylendi. Tüm sağlık çalışanlarına 3 ay süreyle yüzde yüz performans ödeneceği söylendi. Biz o gün de performans değil temel ücretlerimizin insanca yaşanacak bir düzeye çekilmesini talep ettik. İlk 3 aylık sürede de verilen sözler tutulmadı ve birçok eşitsizlikle karşı karşıya kaldık. Performans sistemine göre yapılan ödemeler pandemi sürecinde de büyük bir özveri ile çalışan sağlık emekçileri arasında eşitsizliklere ve huzursuzluklara neden oldu. Haziran 2020 tarihinde normal olmayan bir şekilde normalleşme adımları ile birlikte sağlık çalışanlarının ücretlerindeki adaletsizlikler artarak devam etti. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde pandemi öncesinde çalışanlara yapılan ödemelerde yüzde yirmi kesintiye gidildi. Bu nedenle sağlık emekçileri olarak hep birlikte haklarımız için mücadeleye başladık. Başhekimlik sorunların çözümü için bir şey yapmak bir yana emekçilerin sorunlarını bile dinlemek istemedi. Defalarca görüşme talebinde bulunmamıza rağmen görüşme taleplerimize karşılık vermedi. Hastane başhekimliği bu süre boyunca çalışanları muhatap alıp taleplerini dinlemek yerine tüm baskıcı yöntemleri kullanarak eylemi sonlandırmaya çalışmıştır. Fakat hastanede çalışan sağlık emekçileri baskıya boyun eğmeyerek mücadeleye devam etti.

Kamuoyu önünde zor duruma düşen hastane idaresi, yaşanan sorunları çözmek, diyalog kurmak yerine hakkını arayan emekçilere soruşturmalar başlatarak, sağlık emekçilerindeki huzursuzluğu arttırmıştır. Sendikaların üyelerine yönelik sendikal ve Anayasal haklarını kullanmalarından kaynaklı olarak tehditlerde bulunulmuştur. Soruşturmanın gerekçesinin dahi gerçekle bağdaşmadığının yanında, izinde olan sağlık emekçilerine eyleme katıldıkları için görev yerini terk etmekten kaynaklı soruşturma başlatması durumu özetlemektedir.

Akabinde 29 Haziran tarihli ve 2020/82 karar No’lu İzmir İl Hıfzısıhha Kurulu toplantısı ile, İzmir’de sağlık kurumlarında her türlü toplantı gösteri, eylem ve etkinliklerin yapılmaması yönünde karar alındığı duyuruldu.

Bugün de yaptığımız bu eylem rektörlük önünde planlanmasına rağmen yine bu karara dayanarak yasaklanmıştır. İzmir İl Hıfzısıhha Kuruluna şunu sormak gerekiyor, salgın sadece emekçiler haklarını ararken mi tehlikeli? Resmi törenlerde Konak Meydanı binlerce kişi ile dolup taşarken neredeydiniz?

Şunu da belirtelim ki tüm fabrikalar çalışırken emekçiler salgına karşı kaderine terk edilirken kurul tarafından alınan karar hukuksuzdur ve hukuksal olarakta iptal edilmesi için gerekli başvuruları yapmış bulunmaktayız.

Sağlık emekçilerinin başta Dokuz Eylül Üniversite Hastanesinde olmak üzere tüm sağlık kurumlarında geliştirdiği hak mücadelesi kurul kararları ile engellenemez. Bize yönelik yapılan bu saldırılar bizi geri püskürtmeye değil,  daha fazla mücadeleye motive etmektedir.

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES işyeri temsilcisi GÜNSELİ UĞUR üç hafta süren eylemselliğin örgütlenmesinde en önde yer alarak eylemin öncülerinden olmuştur. Eylemlerden rahatsız olan başhekimliğin Günseli UĞUR’u 6 ay süreyle aile hekimliğine görevlendirme adı altında sürgün edilmiştir. 15 yıldır Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nin değişik birimlerinde özveri ile görevini yapmış sağlık emekçisi bir Hemşiredir.

Sendika işyeri temsilcisinin başlıca görevi çalışanların sorunlarını dile getirmesi, bunları gerekli mercilerle paylaşmasıdır. Yine bir sağlık emekçisi olarak halk sağlığı için hem de emekçilerin hakları için üzerine düşen görevini tam olarak yapmıştır. Günseli UĞUR bir sağlık emekçisi olarak onurumuzdur. 

Görevlendirme adı altında, salgının erken gevşetilen kurallar nedeniyle sönümlenmeden yeniden daha da hızlı yayılmaya başlamış olduğu bu dönemde, bunu normal bir görevlendirme olarak düşünmemiz olanaksızdır. Hastanelerde bu kadar hemşire açığı varken, sağlıkçılarda tükenmişlik zirvede iken geçici görevle hastanelerden personel çekilmesi kabul edilir bir görevlendirme değildir.

Buradan sesleniyoruz, Pandemi ile mücadelenin en önündeki sağlık emekçilerine kulak verin. Hakkını arayan sağlık emekçilerini cezalandırmak kabul edilebilir değil. Bir an önce bu hukuksuz işlemden vazgeçilerek, sürgün kararı durdurulmalıdır. Bu kararlar sağlık emekçilerinin iş barışını ve huzurunu bozarak Pandemiyle mücadeleyi sekteye uğratmaktadır.

SAĞLIK EKİP İŞİDİR! Aylardır Pandemi ile mücadelede özveri ile insanüstü bir çaba gösteren ve artık tükenmişlik yaşayan sağlık emekçilerinin motivasyonunu olumsuz etkileyen tüm uygulamalardan vazgeçip taleplerini karşılayın. Sağlıkçılara baskıyı, sürgünü durdurun! Sorunlarına kulak verin. Özlük haklarını verin. Yetersiz personelle çalışmaya dur deyin. Kadrolu güvenceli istihdam sağlayın.

Tekrar ediyoruz Günseli UĞUR SES işyeri temsilcisidir ve yapılan bu sürgün işlemi hukuksuzdur. Bu hukuksuz işlem geri çekilene kadar mücadelemizi daha da yükselteceğiz.”