Davutoğlu ve Karamollaoğlu, beraberlerindeki milletvekilleri ile Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa'yı ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen ziyaret yaklaşık 1 saat sürdü. Ziyaretin ardından açıklama yapan Büyükelçi Faed Mustafa, "Filistin’de şu an meydanda olan şey zalim ile zülüm altındaki mazlumun arasındaki savaştır. Aynı zamanda işgalciler ile işgal altında 75 yıldan beri acı çeken bir halkın arasında geçen bir savaştır. Bugün ortaya çıkan bir durum değildir, biz yıllardan beri defalarca uyardık ve dedik ki 'bu işgalci İsrail’in durdurulması gerekiyor.' 'Yoksa doğal sonuç bu şekilde olacaktır' diye uyardık. İsrail’in bu davranışlarına son vermesi gerektiği konusunda biz uluslararası toplumu hep uyardık. İsrail'in bu cinayeti durdurulması gerekiyor, yoksa çok büyük bir patlama olur ve bu kontrol altına alınamaz. Şu an tam da bu. Zor, evet; ama dünya bu durumdan bir fırsat çıkarabilir, yeni bir siyasi çözüm ortaya koyarak, Filistin halkının haklarına ve devletini kurma konusunu gerçekleştirebilir. İsrail, Filistin'in geri adım atacağını düşünüyorsa yanılıyordur, biz mücadelemize devam edeceğiz" dedi.

Rutte'den NATO ve Türkiye vurgusu Rutte'den NATO ve Türkiye vurgusu

'FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ'

Temel Karamollaoğlu, Filistin'in yanında olduklarını ifade ederek, "Filistinli kardeşlerimizin yanındayız, sonuna kadar yürütecekleri mücadelede kendilerine destek verme konusunda kararlıyız. Biraz önce ifade edildi, Filistinli kardeşlerimiz 75 yılı aşkın bir süredir baskı altında, zülüm altında inliyorlar. Ümit ediyorum ki bu, kalıcı bir çözüm bulunması adımda vesile olur. Yıllardır zülüm altında inleyen Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu, bundan sonra da olmaya devam edeceğimizi ifade ediyorum" diye konuştu. 

'ATEŞKES TEŞEBBÜSLERİNE GİRİLMELİ'

Davutoğlu, Filistin meselesinin insanlığın meselesi olduğunu vurgulayarak, "Son dönemde Filistin konusunda yaşananlara baktığımızda bu gelişmenin bir tesadüf veya sıradan bir sonuç olmadığı ortaya çıkıyor. Üç ana faktör Filistin halkının böylesi bir mücadeleye girmesine temel bir rol oynamıştır. Birincisi; son aylarda Mescid-i Aksa'ya dönük saldırılar artmıştır. İkinci büyük önemli etki; son dönemde Türkiye de içinde olmak üzere birçok ülkenin Filistin meselesini atıf yapmadan Mescid-i Aksa ve Kudüs konusunda adım atmadan, iki devletli çözüm konusunda bir gelişme olmadan İsrail ile normalleşme sürecine girmeleridir. Filistin halkı, bedel ödeyen halk, yalnız kaldığını hissederek kendi kaderini çizmiştir. Filistin halkı yalnız bırakılmamalıdır. Üçüncüsü; İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun BM'de yaptığı konuşmada bütün uluslararası toplumun önünde Filistin yok sayılmış ve Filistin toprakları tümüyle İsrail toprağı olarak gösterilmiştir. Bu gelişmeler karşısında Filistin halkının tepkisiz kalmasını kimse bekleyemez. Türkiye Cumhuriyeti hükümetine de çağrıda bulunmak istiyorum; eylem planı çerçevesinde Filistin'e kayıtsız, şartsız destek verilmelidir. Mescid-i Aksa'da ve Kudüs'te tutumları değişmedikçe İsrail tarafıyla bütün normalleşme süreci durdurulmalıdır. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı acilen toplantıya çağırmalı ve Filistin halkının yanında olduğunu göstermelidir. Ürdün ile derhal temasa geçilmelidir. Bütün bir millet olarak Filistin halkının yanında olduğumuzu bir kez daha teyit ediyoruz. Ateşkes teşebbüslerine girilmelidir. Şu anda yapılacak en acil girişimlerden biri de karşılıklı olarak esir değiş-tokuşu ile bir güven ortamı oluşması için, bir ateşkes ve esir değiş tokuşu sağlanmalıdır. Yarın TBMM'de bu konuda bir genel görüşme talebinde bulunacağız" ifadelerini kullandı.

Kaynak: DHA