Fevzi Efe Sekitmez / Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı, 2024–2025 eğitim-öğretim yılının sona ermesi dolayısıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 20 Haziran 2025 Cuma günü saat 14.00’te İl Başkanlığı binasında düzenlenen açıklamada, eğitimde yaşanan yapısal sorunlara dikkat çekilirken, yeni öğretim döneminde çocukları ve ülkeyi bekleyen riskler kamuoyuyla paylaşıldı. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasını CHP Eğitim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Bektaş okudu.
‘BÜTÇE YANDAŞ VAKIFLARA’
CHP Eğitim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Bektaş yapılan açıklamada, “Millî Eğitim Bakanlığını yıl boyunca uyarmamıza rağmen, bir yıl daha sorumluluklarını yerine getirmediler. Küresel rekabet ve ekonomik büyüme yarışında ülkemizin ihtiyacı olan laik erişebilir ve kapsayıcı bir eğitim sitemidir. Cumhuriyet bizden fikri hür irfanı hür nesillerin yetiştirilmesini sağlamak en temel sorumluluğumuzdur. Atanmış bakanların ve AKP iktidarının amacı ülkemizi iyiye götürmek ve aksayan yönlerin tespiti ardından iyileştirmek olmadı. İktidarın tek amacı dindar ve kindar nesil yetiştirip kendilerine uygun kanaatkâr seçmen yetiştirmek oldu. Eğitim sistemimizi cumhuriyet değerlerinden uzaklaştırdılar. 2024-2025 yılında eğitim sisteminde hiçbir sorun çözüme kavuşmadı. Hatta bakanlık yenilerini eklediler. Eğitim alanında sembolik uygulamaların hepsine düşman olan bakanlık ilkokul sınıflarında karne uygulamasını kaldırdılar. Somut işlemler döneminde olan öğrencilere 6-7 sayfalık raporlar verdiler. Raporların verilmesi elbette çok önemli. Ancak bu veriler raporlaştırılıp velilerle paylaşılmalı. Onlara üzerinde Atatürk ve İstiklal Marşı’mızın olduğu not ile değerlendirilmediği bir belge mutlaka verilmeli. Çocuklarımız okullarda bir bardak temiz suya bir öğün ücretsiz yemeğe erişemedi. Kantinlerde sağlıklı yiyecekler olmaması bir yana simit açma poğaça 20 lira. Bir tost 50 lira. Bir çocuk günde bir tost yiyip günde iki su içse ayda 1400 TL oluyor. Türkiye’de her üç çocuktan birisi okula gitmeden önce kahvaltı yapmıyor. Çocuklarımıza bir öğün sağlıklı gıda verilebilirdi. Yandaş vakıflara kaynak yaratan iktidar çocuklarımıza bir öğün gıda için kaynak bulamıyorlar. Geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana okullarda temizlik ile ilgili yaşanacak sorunları ve alınacak önlemleri dile getirmemize rağmen. Okullarımız temizlenmedi. Öğretmenler öğrenciler ve veliler okulları temizlemek zorunda kaldılar. Okulların temizlik ve bakımını üstlenmek isteyen belediyeler her zaman engellendi. Okul kazalarının yanı sıra okullarımızda güvenlik sorunu yaşanıyor. Geçtiğimiz hafta Konya’da bir öğretmenimiz yüzlerce öğrenci varken katledildi. Yıllık 32 milyar liralık maliyetle okullarımıza kadrolu bir güvenlik atanmadığı için çocuklarımız ve eğitim çalışanlarımız okullarda saldırıya uğradı. Kamu okullarının temizlik ve güvenliği bakanlık tarafından sağlanamadığı için yasak olmasına rağmen velilerden kayıt ücretleri talep edildi. Okulların sorunlarını karşılama sorumluluğu velilere emanet edildi. Yıllık enflasyon TÜİK’e göre yüzde 48 ENAG’a göre 84 oldu. Bakanlık okullarımızın ve çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamadı. Öğrencilerimizin hiçbir ihtiyacı için bütçe ayrılamazken yandaş vakıflara bütçe ayrıldı. Kaynaklar yandaşlar için kullanılıyor. İktidar okul öncesini zorunlu yapmadığı gibi okul öncesi eğitimi kamu okullarında bile ücretli hale getirdi. Yetmezmiş gibi okul öncesi eğitime erişen çocuklarımızın tek seçeneği olan belediye kreşleri kapatılmayla karşı karşıya geldi. Merdiven altı medreseler açılmaya devam ederken çocukların eğitim haklarını kısıtlayan emeklerini sömüren MESEM’lerde çocuklarımız yaralanmaya ve hayatını kaybetmeye devam ediyor.”
KAMU 77 MİLYON DOLANDIRILDI
MESEM uygulaması ile kamu kaynaklarını zarara uğratan işletmeler olduğunun altını çizen Bektaş’ın konuşmanın devamı şu şekilde:
“17 yaşında kaybettiğimiz Alperen Enes Vural davasında sorumlular tutuklanmadı. Çok küçük para cezaları ile serbest bırakıldılar. Yapılan usulsüzlüklerle de MESEM’ler eğitim sisteminin en büyük sorunları haline geldi. Hiç var olmayan işletmelerde çocukları çalıştırmaya devam ettiler. Ya da var olan işletmelerde çocuklarımızı çalıştırıyor gibi gösterdiler. 206 kişinin kamuyu 77 milyon TL zarar uğrattıkları tespit edildi. Yandaşlara devletin parası dağıtılmaya devam ederken yetkililer olayın üzerini örtmeye devam etti. MESEM’lerle ilgili bu kadar sorun olurken sessiz kalan bakanlık, mesleki eğitimi ortaokul seviyesine çekerek daha fazla aileye evlat acısı yaşatmanın dışında ne ülkeye ne de öğrenciye hiçbir faydası yoktur. Bakanlığın görevi patronlara peşkeş çekmek üzere ucuz iş gücü araması değildir. Ancak tem tersine AKP iktidarı ve bakanlık çocukların ucuz iş gücü olarak çalışmasını özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesini sağlayacak politikalar izlemeye devam etti. Denetlenmeyen özel okullara karşımıza çıkan özellikle kız çocuklarımızın eğitim hakkını elinden alan hayalet sınıf uygulaması devlet okullarına da sıçradı. Bu yıl birinci sınıf beşinci ve dokuzuncu sınıf tamamlayana çocuklarımız çağ dışı bir eğitim manifestosu olan kanaatkâr nesil yetiştirmek hedefi ile eğitim gördüler. Partimiz sendikalar ve veliler tarafından açılan davalara rağmen tartışmalı içeriklerle dolu ders kitaplarından eğitim gördüler. Çocuklarımız pilot çalışması bile uygulanmayan bu ucube programın denkleri haline geldiler. ÇEDES kapsamında mezar ve camii temizleme ağıt yakma gibi etkinlikler gerçekleştirdiler. Ülkü ocakları eğitim kurumlarımıza girdi. CHP olarak bu protokolün iptali için dava açtık, yandaş vakıfların yaz kursları için okulları kullanmasına izin verdik. Çocukları bakanlığın gerici uygulamalarından korumak ve temizlenen güvenli okullara göndermek isteyen veliler özel okullara mahkûm edildi. Bazı özel okullardaki artışlar ise bir milyonu aştı. Kredi çekerek ve dişinden tırnağından artıran veliler ücretleri karşılayamaz hale geldi. Özel sektör öğretmenleri ise düşük ücretlere sömürüldü. Bir yandan velilerden fahiş fiyat talep eden özel okullar öğretmenlere asgariden bile az vererek emekçileri sömürdüler. Bazı Anadolu İmam Hatip Okulları için öğrencilere burs nakit para ücretsiz öğle yemeği kırtasiye desteği ücretsiz ulaşım gibi diğer devlet okullarında bulunmayan imkanlar verilerek çocukları oraya yönlendirmek istediler. Dünyanın hiçbir yerinde bakan 85 kişi bizzat atayamaz. Hepsini değerlendirip ataması mümkün değil. Dönem ortasında somut neden açıklamadan proje okullarına öğretmen ataması gerçekleştirildi. Yıllardır çalışan öğretmenler ise nrom fazlası olarak nitelendirildi ve il eğitime atandılar. Atamaların dönem ortasında uygulanması nedeniyle okullarda infial oluştu. Okulda bu duruma direnen öğrenciler ise okuldan atılmak ile tehdit edildi. Bize oy verin mülakatı kaldırdık dediler, seçimi kazandılar Yusuf Tekin mülakat yapacağız dediler. Yapamazsınız mülakatta yaşanan haksızlıkların önüne geçmeniz gerekiyor diye dava açmamıza rağmen mülakat uygulaması devam etti. CHP olarak biz tüm bu sorunların çözülmesi için uğraşmaya devam edeceğiz. Laik kapsayıcı ve eşit eğitim sistemi inşa edeceğiz. Okulların güvenlikleri için gereken çalışmayı yapacağız. Cumhuriyet’in bizden istediği fikri hür vicdanı gür nesiller yetiştirmek için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
