Türkiye siyasetinin köklü çınarı Cumhuriyet Halk Partisi, Ankara’da gerçekleştirdiği 39. Olağan Kurultay ile yeni bir dönemin kapılarını araladı. Ankara Arena Spor Salonu, sabahın erken saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından gelen partililerin ve delegelerin yoğun ilgisine sahne oldu. Salona hakim olan atmosfer, sadece bir iç seçim heyecanını değil, aynı zamanda partinin iktidar iddiasını da yansıtıyordu. Salonun dört bir yanı, kurultayın ana teması olan "Şimdi İktidar Zamanı" afişleriyle donatılırken, tribünlerde yer alan detaylar partinin hafızasına ve vefa duygusuna işaret ediyordu. Özellikle CHP tarihine damga vurmuş isimlerin ve yakın zamanda kaybedilen değerlerin unutulmaması, salonda duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Geçtiğimiz Haziran ayında hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile Temmuz ayında vefat eden eski Genel Başkan Altan Öymen’in fotoğrafları, salonun en görünür sütunlarından sarkıtılarak partililerin selamına sunuldu. Ayrıca tutuklu bulunan belediye başkanlarının fotoğraflarının da tribünlerde yer alması, "adalet" vurgusunun görsel bir manifestosu niteliğindeydi.
Nihai kurtuluşun ilk adımı atıldı
Kurultayın açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Genel Başkan Özgür Özel, verdiği mesajlarla partinin yeni rotasını çizdi. Konuşmasında, bu kurultayın sıradan bir parti içi organizasyon olmadığını, aksine Türkiye'nin makus talihini yenecek bir "kurtuluş reçetesi" olduğunu vurguladı. Özel, "Esas meselemiz her şeyden kurtulmak için iktidar olmak. İktidar olup Türkiye'nin sorunlarını çözecek bir hükümet programı çıkarmak" diyerek, hedeflerinin sadece muhalefet etmek olmadığını, ülkeyi yönetmeye hazır olduklarını ilan etti. Salondaki coşkulu kalabalığa seslenen Özel, 100 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin ülkeyi bir kez daha düze çıkaracağını belirterek, "Nihai kurtuluşun ilk adımı bugün bu salonda atılacak" ifadelerini kullandı. Özel'in konuşmasındaki en dikkat çekici bölümlerden biri de, parti programının bir hükümet programı ciddiyetinde hazırlandı vurgusuydu. Siyasi polemiklerden uzak, tamamen çözüm odaklı bir dil kullanan CHP Lideri, yoksulluk mirasının sona ereceği, çocukların geleceğe güvenle bakacağı bir Türkiye vaadinde bulundu.
81 ilden kadınların ilmek ilmek ördüğü adalet çağrısı
Kurultay salonunun en dikkat çeken görsel unsurlarından biri, tribünlere asılan devasa "kırkyama" çalışmasıydı. Bu çalışma, sadece estetik bir dekor olmanın ötesinde, derin bir politik ve toplumsal mesaj taşıyordu. Genel Başkan Özgür Özel, konuşmasında bu çalışmanın hikayesini anlatırken salonda büyük bir alkış tufanı koptu. Türkiye’nin 81 ilinden kadınların, parça parça işledikleri kumaşların birleştirilmesiyle oluşturulan bu eserde "Önce Adalet" ve "Önce Hürriyet" yazıları yer alıyordu. Özel, bu çalışmanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Saraçhane'deki binasında, kayyum tartışmalarının ve Ekrem İmamoğlu'na yönelik yargı süreçlerinin en yoğun olduğu dönemde birleştirildiğini hatırlattı. Kadın kollarının emeğiyle ortaya çıkan bu eser, partinin tabandaki örgütlenme gücünü ve kadınların siyasetteki belirleyici rolünü simgeliyordu. Özel, bu çalışmayı "Türkiye'nin dört bir yanından gelen adalet çığlığının somutlaşmış hali" olarak nitelendirdi.
Gölge kabineden 34 maddelik hükümet manifestosu
Kurultayın ilk gününe damgasını vuran en önemli gündem maddelerinden biri, partinin "Gölge Kabine" olarak adlandırdığı kurmay kadrosunun sunumlarıydı. Genel Sekreter Selin Sayek Böke moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda, Türkiye'nin temel sorunlarına yönelik 34 somut vaat kamuoyu ile paylaşıldı. Her biri alanında uzman genel başkan yardımcıları ve gölge bakanlar, kendi sorumluluk sahalarındaki projeleri delegelere anlattı. Ekonomiden adalete, dış politikadan savunma sanayiine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu vaatler, CHP'nin iktidar hazırlığının teknik altyapısını oluşturuyordu.
Sunumlarda öne çıkan başlıklar arasında; "Adaletin sözde kalmayacağı, güvenceli ve haysiyetli bir yaşamın inşa edileceği" vurgusu ilk sırayı aldı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyaset dışı kalarak caydırıcılığının artırılması, enflasyonun bitirilerek istikrarlı bir ekonominin kurulması ve milletin vergisinin şirketlere değil doğrudan hizmete aktarılması gibi vaatler, partinin ekonomi-politik duruşunu netleştirdi. Ayrıca, yoksul hanelerin enerjiye ucuz erişimi, herkes için insan onuruna yaraşır iş imkanı ve parasız, laik, nitelikli eğitim hedefleri, sosyal devlet anlayışının güçlü bir yansıması olarak kayıtlara geçti. Gölge bakanlar, "Korkuyu yöneten değil, güveni büyüten bir Türkiye" vizyonuyla, toplumun her kesimine dokunacak politikaları hayata geçireceklerinin sözünü verdi.
Parti meclisi genişledi ve tüzükte gençlik devrimi
Kurultayın en somut sonuçlarından biri de parti tüzüğünde yapılan köklü değişiklikler oldu. Delegelerin oylarına sunulan tüzük değişiklikleri, partinin karar alma mekanizmalarını daha katılımcı ve dinamik hale getirmeyi amaçlıyor. Kabul edilen değişiklikle birlikte, partinin en üst karar organı olan Parti Meclisi (PM) üye sayısı 60’tan 80’e çıkarıldı. Bu artış, partinin farklı kesimlerini ve renklerini yönetim kademesinde daha fazla temsil etme arayışının bir sonucu olarak değerlendirildi. Ayrıca, Bilim Yönetim ve Kültür Platformu (BYKP) üyeliği kontenjanı da yeniden düzenlenerek, partinin entelektüel sermayesinin yönetime daha etkin katılımının önü açıldı.
Tüzükteki bir diğer devrim niteliğindeki değişiklik ise gençlik kotalarında yapıldı. Gençlerin siyasette daha aktif rol almasını hedefleyen CHP, 18-30 yaş grubu için yüzde 10, 31-40 yaş aralığı için ise yüzde 15 oranında bir gençlik kotası belirledi. Bu hamle, partinin "gençleşme" ve "yenilenme" söyleminin sadece sözde kalmadığını, tüzük maddesi haline getirilerek güvence altına alındığını gösterdi. Ayrıca, Cumhurbaşkanı adayının seçim çalışmalarını yürütecek olan "Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi"nin ve "Gölge Bakanlık" uygulamasının tüzüğe eklenmesi, partinin kurumsal yapısının iktidar hedefine göre yeniden dizayn edildiğinin en net kanıtı oldu.
Programda laiklik ve demokratikleşme vurgusu
Kurultayda ele alınan ve oy birliği ile kabul edilen yeni parti programı, içerdiği tanımlamalarla dikkat çekti. Programda yapılan değişiklikler, partinin ideolojik omurgasını günün koşullarına göre tahkim ederken, kurucu değerlere olan bağlılığı da teyit etti. Özellikle "Demokratikleşme" başlığı altında yer alan "Ana dil haktır" ifadesi, partinin Kürt sorununun çözümüne bakış açısında önemli bir perspektif sundu. Programda, tüm yurttaşların ana dilini öğrenme ve kullanma hakkının sağlanacağı, kimsenin kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramayacağı açıkça belirtildi. Kürt sorununun çözüm adresi olarak ise terörün sona ermesiyle birlikte kurulacak eşitlikçi ve demokratik siyasi düzen işaret edildi.
Programda yapılan bir diğer önemli güncelleme ise "Laiklik" tanımında oldu. Laiklik, devletin bütün inançlara eşit mesafede durduğu ve hiçbir yurttaşın inancından ötürü ayrımcılığa maruz kalmadığı bir düzen olarak tanımlandı. Devlet kurumlarının nesnel hukuk kurallarına göre düzenlenmesinin esas olduğu vurgulandı. Ayrıca, eleştiriler dikkate alınarak programa "Türklük" tanımı ve Lozan Barış Antlaşması’nın önemi eklendi. Lozan, "Cumhuriyetimizin kuruluş belgesi ve ülkemizin tapusudur" ifadesiyle programdaki yerini aldı. CHP Milletvekili ve Parti Programı Çalışma Komisyonu Üyesi Yunus Emre, yaptığı konuşmada iktidar partisinin programında "milliyetçilik" ifadesinin geçmediğine dikkat çekerek, CHP'nin bu konuda haksız eleştirilere maruz kaldığını savundu. Yapılan bu eklemeler ve güncellemelerle birlikte parti programı, delegelerin tamamının oyunu alarak kabul edildi.
Birlik mesajları ve seçim maratonu
Kurultayın ilk gününde verilen birlik ve beraberlik mesajları da dikkatlerden kaçmadı. Genel Başkan Özgür Özel’in salona girişiyle birlikte, protokol tribününde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Dilek İmamoğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ve partinin duayen isimlerinden Murat Karayalçın yan yana oturarak objektiflere poz verdi. Divan Başkanlığına oy birliği ile seçilen Ayşe Ünlüce, kurultayın yönetimini üstlenirken, farklı siyasi geçmişlere sahip isimlerin aynı karede buluşması, "büyük buluşma" stratejisinin bir yansıması olarak yorumlandı.
Üç gün sürecek olan kurultay maratonunda takvim işlemeye devam edecek. İlk günün program ve tüzük odaklı yoğun mesaisinin ardından, gözler ikinci gün yapılacak olan genel başkanlık seçimine çevrildi. Genel Başkan Özgür Özel’in tek aday olarak girmesi beklenen seçimde, delegeler güven tazeleyecek. Kurultayın finali ise üçüncü gün yapılacak olan Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimleriyle yapılacak. Çarşaf liste yöntemiyle gerçekleştirilecek olan bu seçimlerde, 80 kişilik yeni Parti Meclisi’ne girmek isteyen adaylar arasında kıyasıya bir yarış yaşanması bekleniyor. Ankara’dan yükselen bu ses, CHP’nin sadece kadrolarını değil, vizyonunu da yenileyerek iktidar yürüyüşünü hızlandırdığını gösteriyor.