9 EYLÜL- Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Çeşme'ye yapılması istenen Çeşme Turizm Projesi'ne karşı dava açan İzmirli avukatlar Av. Senih Özay ve Murat Fatih Ülkü'ye Danıştay'dan kötü haber geldi. Projenin iptalini isteyen İzmirli avukatların talebini, Danıştay 6. Dairesi oy çokluğu ile reddetti. Avukatlar, dosyayı Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na taşıyacak.

senih özay

Sosyal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunan Av. Senih Özay, şu paylaşımı yaptı: 

"ÇEŞME-URLA YARIMADASI’NIN DOĞAL YAPISINA AĞIR ZARAR VERECEĞİ BİLİRKİŞİ RAPORU İLE TESPİT EDİLMESİNE KARŞIN, DANIŞTAY 6. DAİRESİ 3’E 2 OYÇOKLUĞU İLE DAVAMIZI REDDETTİ. ŞİMDİ DOSYAYI DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU’NA TAŞIYORUZ.

Salim Çetin ve Lütfü Dağtaş artık 9 Eylül'de Salim Çetin ve Lütfü Dağtaş artık 9 Eylül'de

BU DOSYAYI SADECE YARIMADALILAR, İZMİRLİLER İZLEMİYOR; TÜM TÜRKİYE İZLİYOR, DANIŞTAY GENEL KURULU’NUN VERECEĞİ KARAR; HUKUKUN, YARGININ OLDUĞU KADAR, SİYASETİN, DEĞİŞEN RÜZGARLARIN VE ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİN DE BİR FOTOĞRAFINI ÇEKECEK.

izmirli avukatlar

BİZ ANKARA'DA YARGIÇLAR OLDUĞUNA İNANIYORUZ.

Çeşme projesi dosyası, oldukça ünlü. Ülke gündemini epeyce meşgul ediyor.

AKP iktidarı Çeşme-Urla Yarımadası'nın büyük kısmını turizme ve yapılaşmaya açmak istiyor. Yarımada sakinleri, İzmirliler de harika bir habitat ve ekosistem olan bölgenin turizm ve yapılaşmaya açılmasını, su kaynaklarını yitirmeyi, doğal ve kültürel zenginlikleri kaybetmek istemiyorlar.

Biliyorsunuz, Danıştay 6. Dairesi dosyada yürütmenin durdurması hakkında karar vermek için keşif ve bilirkişi incelemesi yaptı. Bilirkişi kurulu da, 6. Daire Başkanı ile bir daire üyesinin karşı yazılarında belirttikleri gibi; ''Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi alanının bütününü de gözeterek, dava konusu ekleme ile koruma alanları yanı sıra turizm kullanımlarına, dolayısıyla yapılaşmaya da açılmasına yol açacak olan sınır kararının, tarım ve orman alanları, doğal değerler, (flora, fauna, ekosistemler) su kaynakları ve kültürel miras üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri göz önüne alındığında, kamu yararına uygun olmadığını'' söyledi.

Yani dava konusu Cumhurbaşkanlığı kararı kamu yararı taşımıyor ve hukuka aykırı.

Oysa; Çeşme-Urla projesi başladı. Bütün Yarımada, İzmir hatta bütün Türkiye bu projeyi biliyor, tüm insanlar Çeşme-Urla projesi kapsamında davranışlarını biçimlendirmeye ve gelecek planlaması yapmaya başladılar. Taşınmaz fiyatları katlarca değerlendi, yöreden proje gelip daha da değerlenecek diye çok sayıda taşınmaz alımı yapıldı, yapılıyor.

Peki bu uygulama işlemlerinin yarattığı; doğadaki, insanlardaki, ekonomideki zararlar ne olacak? Sineye mi çekeceğiz? Hem de bilim insanlarınca kamu yararına uygun olmadığı, yani açıkça hukuka aykırı olduğu tespit edilen bir işlem nedeniyle.

Buradan çıktığımız bir yer daha var. İşin ekonomik yönü. Yaşanan ekonomik kriz, ülkemizin hararetli döviz ihtiyacı, bu projenin gerçekleşmesini dört değil sekiz gözle bekleyen kesimler, siyasal iktidar ve siyasal iktidarın bu yatırımının önüne geçecek kararı vermekte zorlanan, tereddüt eden bir yargı.

Ama bizce yargının zorlanmasına, tereddüt etmesine gerek yok. Bu projenin ekonomik olarak da yıktıklarından daha fazla bir getir getirmeyeceği de bilinç raporuyla tespit edilmiş. Yöre halkı istemiyor, İzmirliler istemiyor. Biz Ankara'da yargıçlar olduğuna ve daha önce DİDDGK’nca verilen yürütmenin durdurulması kararı gibi bir karar geleceğine inanmak istiyoruz."

Kaynak: HABER MERKEZİ