Yatırımcıların, bir yanda Ortadoğu'da her an tırmanabilecek olan jeopolitik riskleri, diğer yanda ise küresel ekonominin geleceğine yön verecek olan önemli verileri tarttığı bu hassas dengede, BIST 100 endeksi açılışta yönünü yukarı çevirmeyi başardı. Ancak bu yükseliş, güçlü bir alım iştahından ziyade, temkinli bir bekleyişin ve piyasanın yön arayışının bir yansıması olarak yorumlanıyor. Dünkü kapanışa göre anlamlı bir değişim göstermeyen endeks, yatırımcıların büyük pozisyonlar almaktan çekindiği ve gelişmeleri yakından izlediği bir "bekle-gör" stratejisi izlediğini ortaya koyuyor.
Açılış rakamları ve sektörlerin ilk tepkisi
Dün günü yüzde 0,41'lik bir değer kazancıyla 9.350,01 puandan tamamlayan Borsa İstanbul'da, BIST 100 endeksi, haftanın ikinci işlem gününe 5,80 puanlık bir artış ve yüzde 0,06'lık bir yükselişle 9.355,81 puandan başladı. Bu rakamlar, piyasanın güne pozitif bir başlangıç yapma niyetinde olduğunu ancak alımların oldukça cılız ve temkinli kaldığını gösteriyor.
Açılışla birlikte, ekonominin genel gidişatına dair önemli birer barometre olarak kabul edilen bankacılık ve holding endekslerinde de benzer bir tablo vardı. Bankacılık endeksi güne yüzde 0,03, holding endeksi ise yüzde 0,11'lik sınırlı değer kazançlarıyla başladı. Bu durum, piyasanın büyük ve öncü oyuncularının da yeni pozisyonlar almak için acele etmediğini, küresel ve bölgesel risklerin netleşmesini beklediğini işaret ediyor.
Sektör endeksleri arasında ise, ilk işlemlerde bir ayrışma gözlendi. Güne en iyi başlangıcı yapan sektör, yüzde 0,70'lik bir kazançla spor endeksi oldu. Bu yükselişin, kulüplere özel haber akışları veya transfer beklentilerinden kaynaklanmış olabileceği düşünülüyor. Diğer yanda ise, günün en fazla kaybettiren sektörü, yüzde 0,71'lik bir düşüşle finansal kiralama faktoring oldu. Bu sektörün, faiz oranlarındaki değişimlere ve ekonomik belirsizliklere karşı hassasiyeti bilindiğinden, yaşanan bu düşüş, piyasadaki bazı yatırımcıların ekonomik aktivitenin geleceğine dair temkinli duruşunu yansıtıyor.
Küresel piyasaların odağı: Ortadoğu gerilimi ve enerji endişeleri
Borsa İstanbul'daki bu temkinli seyrin arkasındaki en önemli neden, şüphesiz ki küresel piyasalara hakim olan belirsizlik havası. Yatırımcıların risk iştahını baskılayan en önemli faktör ise, Ortadoğu'da İsrail ve İran arasında tırmanan ve uzun soluklu bir çatışmaya dönüşmesinden endişe edilen jeopolitik gerilim. Bu tür yüksek belirsizlik dönemlerinde, uluslararası yatırımcılar genellikle Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalardaki riskli varlıklardan çıkarak, ABD doları veya altın gibi daha güvenli limanlara yönelir. Bu durum, Borsa İstanbul gibi piyasalar üzerindeki satış baskısını artırma potansiyeli taşıyor.
Ortadoğu'daki gerilimin bir diğer önemli yansıması ise, enerji arzı üzerindeki endişeler. Çatışmaların, dünya petrol ticaretinin can damarı olan Hürmüz Boğazı gibi kritik noktalarda bir aksamaya neden olabileceği korkusu, petrol fiyatlarını yukarı yönlü itiyor. Türkiye gibi enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı olan bir ülke için, petrol fiyatlarındaki her artış, hem enflasyonun yükselmesi hem de cari açığın artması anlamına geliyor. Bu da, genel ekonomik tabloyu olumsuz etkileyerek, borsa üzerindeki baskıyı canlı tutuyor. Küresel piyasalarda, bu jeopolitik gerilimlerin kısa sürede çözülmeyeceği ve uzun bir zamana yayılabileceği beklentisi, yatırımcıların temkinli pozisyonlarını korumasına neden oluyor.
