19 Mart'ta tutuklanan İBB bürokratlarına yönelik ilk nakil işlemi 13 Nisan'da yapıldıtı. Aralarında İBB Medya AŞ Yönetimi Kurulu Başkanı Murat Ongun ile İmamoğlu'nun siyasi danışmanı Necati Özkan'ın da olduğu 14 kişi Çorlu, Tekirdağ, Gebze, Kandıra ve Bandırma'daki cezaevlerine gönderildi.
Bu sabah da 19 Mart operasyonlarında tutuklanan başkanlardan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın da aralarında bulunduğu sekiz kişinin Silivri'deki Marmara Cezaevi'nden başka cezaevlerine nakil edileceklerine ilişkin haberler geldi. Tutuklanan başkanlardan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın da aralarında olduğu sekiz kişinin Silivri'deki Marmara Cezaevi'nden başka cezaevlerine nakil edileceklerine ilişkin haberler üzerine İBB Savunma Avukatları'ndan açıklama geldi.
Açıklamada, "Aynı soruşturmadan tutuklu ve ikametgahları İstanbul olan müvekkillerimizin, tutukluluklarının üzerinden yalnızca 2 ay geçtikten sonra İzmir, Eskişehir, Balıkesir, Bolu, Tekirdağ gibi uzak illere herhangi bir hukuki ve makul gerekçe gösterilmeksizin nakledilmeleri kabul edilemezdir" denildi.
Uygulamanın CMK m. 147, Anayasa m. 36 ve AİHS m. 6 ile güvence altına alınan adil yargılanma ve savunma hakkına açık bir müdahale olduğunun vurgulandığı açıklama şöyle:
"Avukat-müvekkil görüşlerini düzenli ve etkili şekilde yapmayı fiilen imkânsızlaştırmaktadır. Ailelerle temasın engellenmesi suretiyle sosyal izolasyon yaratmakta, bu yönüyle insan hakları ihlaline dönüşmektedir. Nakil işlemlerinin dayanağı olarak hiçbir somut güvenlik veya idari zorunluluk gösterilmemiştir. Aksine, bu uygulama keyfi ve cezalandırıcı nitelikte olup, savunmayı parçalamayı ve bireyleri yıldırmayı amaçladığı izlenimi vermektedir.
"MÜVEKKİLLERİMİZ ADİ SUÇLARDAN TUTUKLULARLA AYNI KOĞUŞLARDA"
Ayrıca, sevk edildikleri ceza infaz kurumlarında müvekkillerimiz; kapkaç, gasp, yaralama gibi şiddet içeren adi suçlardan tutuklu veya hükümlülerle aynı koğuşlarda tutulmaktadır. Oysa kendilerine yöneltilen suçlamalar rüşvet, yolsuzluk gibi şiddet içermeyen beyaz yaka suçlar niteliğindedir. Bu durum: Kişi güvenliğini açıkça tehlikeye atmakta, cezaevi idaresinin koruma ve ayrıştırma yükümlülüğünü ihlal etmektedir, AİHS m. 2 (yaşam hakkı) ve m. 3 (kötü muamele yasağı) ile bağdaşmamaktadır.
"BU UYGULAMALAR ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI"
Cezaevi idaresinin bu sorumluluğu, sadece fiziksel şiddeti önlemekle sınırlı değil, aynı zamanda tutukluların psikolojik ve sosyal bütünlüğünü korumak yükümlülüğünü de içerir. Bu uygulamalar, hem Avrupa Cezaevi Kurallarına hem de BM Mandela Kurallarına aykırıdır.
Sonuç olarak: Müvekkillerimizin savunma haklarının zayıflatılmasına, kişi güvenliklerinin tehlikeye atılmasına ve tutukluluğun cezalandırmaya dönüşmesine karşı sessiz kalmayacağız. Bu hukuksuz sevk uygulamalarının derhal durdurulmasını, tutuklu müvekkillerimizin ikametlerine en yakın cezaevilerine naklini ve benzer suçlardan itham edilen kişilerle aynı yerde tutulmalarını hukuka aykırı bu işlemler nedeniyle sorumlular hakkında adli ve idari işlem başlatılmasını talep ediyoruz."
ÖZGÜR ÖZEL: FETÖ'CÜLERE BU KADARI YAPILMADI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamada sevklere tepki gösterdi. "FETÖ'cüler burada ne zulümler yaptı, bu kadarını yapmadı." diyen Özel açıklamasında şöyle konuştu:
"Dün akşam saatlerinde Silivri'den 12 arkadaşımız Bolu, İzmir, Kocaeli, Edirne, Tekirdağ derken 6 farklı şehre yollandılar. Beylikdüzü'nün belediyesi Murat Çalık buradan alındı ve İzmir'e yollandı. Ailesi, eşi, evlatları 20 dakika mesafedeyken şimdi 6 saat mesafeler. Nasıl olacak aile görüşleri? Mehmet Murat Çalık sadece bir örnek. Bugüne kadar 30'a yakın arkadaşımız Bandırma, Eskişehir, ailelerine en uzak yerlere yollandılar. FETÖ'cüler ne zulümler yaptılar burada, buna tenezzül etmediler, bunu yapmadılar. Murat Çalık'ın annesinden, eşinden ne istiyorsunuz?
"BU KADAR KÖTÜLÜK YANLARINA KALMAYACAK"
CHP'lilerin ahlâkı iftirayı olanaklı kılmaz, bizi tanımayan karşımızdaki kötü akıl çocuğa, eşe, anneye babaya zulmediyor. Bu gerçekten bugünden ileriye doğru kin biriktirmeyelim, öfke biriktirmeyelim diyoruz ama bunu mümkün kılmayacak kötülerle karşı karşıyayız. Bizden sonra kimsenin eşi, dostu, arkadaşı, ailesi bizim siyasi rakibimiz diye zulüm görmeyecek, taahhüt ederiz. Bu kararları alanlara, onlara aldıran kötü akla, uygulayanlara, yapanlara onlara hiçbir şeyin garantisini vermiyoruz. Adil yargılanma garantisi veriyoruz sadece... Bu kadar kötülük yanlarına kalmayacak. Ölümden başka hiçbir şey bu yaptıklarının yanlarına kalmaması için enerjimi, inancımı asla ve asla eksiltemez, bunu bilsinler.
"İLK KEZ AKTİF PM ÜYESİ TUTUKLANDI"
AK Parti, Gaziosmanpaşa'ya çökmeye kalkacak, partime saldırı devam ediyor, ilk kez aktif PM üyesi tutuklandı. İlk kez geçmiş dönem milletvekili Aykut Erdoğdu tutuklandı. Somut kanıt olmadan birçok iftira ve hakaretle yeni bir dalga gerçekleştirdiler. Ekrem Başkan'ın koruma müdürü Mustafa Bey içeride, hayatımda bir kez gözyaşı döktüm diyor. Ekrem Başkan ayrılırken 'ailem sana emanet' dediğimde... Ailesini koruyan, yanında olan, bu işleri yapan kişi alıp getirdiler buraya...
"HERHANGİ BİR EMEKÇİ KARDEŞİM ÜZÜLDÜYSE TÜMÜNÜ ÜSTÜME ALIYORUM"
(İzmir grevi) Doğrusu oldu. Hem DİSK ailesi hem CHP ailesi bu süreci zorluklara rağmen atlattılar. Kötü sözler duyduk, alaycı ifadeler duyduk vs... Bizim taraftan kullanılan sözlerin incittikleri olabilir, zorlu süreci hallettik. Nerede kusur, eksik varsa unuttuk gitti. Herhangi bir emekçi kardeşim üzüldüyse tümünü üstüme alıyorum. Önemli olan bir anlaşmanın sağlanmış olmasıdır. En kötü sendika, sendikasızlıktan iyidir. Herkes sendikalı olsun. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve diğer arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum.
"MURAT ÇALIK'IN SAĞLIK DURUMUNDA SIKINTI VAR"
(Belediye başkanlarının sevk görüntüleri) Murat Çalık'ın sağlık durumunda sıkıntı var. Böylesine nakledilmesi doğru değil, ailesinden uzak tutulması doğru değil. Bu yapılan zulüm. Yassıada mahkemelerinde yaşananlardan farklı değil dün yaşananlar, utanç filmi çekilmiştir... Filmin senaristi, yazanı, çizeni hepsi Recep Tayyip Erdoğan'dır, ona yaranmak için yapıyorlar, bize gözdağı vermek için yapıyorlar. Adalet Bakanı hacdaymış, arasa üzgünüm dese, tövbe ettim dese bir kıymeti yok. Adalet Bakanı'nın ben bu kadar basitleşmeyeceğini bilirim. İçişleri Bakanı özür dilese ne kıymeti var? Ben kimin yaptığını kimin yaptırdığını biliyorum. Dünya kadar geçmiş AK Partili bakan, siyasetçi bu durumu eleştiriyorsa, eleştirdikleri 23 25 yıl önce yola çıkıp da buralara savrulan bugünkü partinin yöneticileri ve başındakidir. Bu yaptıkları beni üzüyor, ağrıma gidiyor, kendime yapılmış gibi hissediyorum. O görüntülerden utanç duyuyorum ama yapan utanmıyor. Millet verecek bunun cezasını.
"MASAK RAPORU DİYOR Kİ BUNLAR TERTEMİZ"
Kurultay iddianamesi bomboş. Bugüne kadar paralar paralar paralar denildi. O utanmaz yapı, güruh, gazeteci denilmez. Paralar verildi, paralar alındı, döviz büroları açtırıldı... MASAK raporu diyor ki hiçbir para hareketine rastlanılamadı... MASAK raporunun özetini koymuşlar, MASAK raporu diyor ki bunlar tertemiz. Öbür tarafından da iddianamenin Özel'e oy vermek için iş ve belediye başkanlığının teklif edildiği vs... Nasıl adaylaştıklarının anketleri bizde, istedikleri anketi yollayabilirim.
ÖZGÜR ÇELİK: HAKSIZLIKTIR, HUKUKSUZLUKTUR, VİCDANSIZLIKTIR
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ise X hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Zalimin karşısında adaleti haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Bu sabah Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık ve 8 bürokrat arkadaşımız, avukatlarına ve ailelerine haber verilmeden, hiçbir gerekçe sunulmadan farklı şehirlerdeki cezaevlerine sevk edildiler.
Bu yapılan muamele haksızlıktır, hukuksuzluktur, vicdansızlıktır.
Suçu kanıtlanmamış, hukuken tertemiz ve masum insanları bayramın hemen öncesinde ailelerinden koparmanın adı eziyettir.
Oradan oraya sürdükleriniz eşya değil insan! Aileleri, çocukları olan insanlar…
Uygulama bellidir. Cezaevinde disiplin suçu işlememiş tutukluların sürgün edildiği görülmemiştir. En ağır suçları işleyenler bile bu muameleye muhatap olmuyor.
İnsanların onuruyla oynayan, sevdikleriyle sınayan bu karanlıktan er geç çıkacağız."