İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aylar süren incelemenin ardından tamamladığı İBB iddianamesi ile birlikte siyasi dengeleri sarsacak yeni bir karara imza attı. Başsavcılık, dosyayı kamuoyuna duyurmasının hemen ardından Cumhuriyet Halk Partisi hakkında kapatma davası açılması için Yargıtay’a bildirimde bulundu.
237 gün süren hazırlık sürecinin ardından ortaya çıkan iddianame, 7 bölümden oluşuyor ve ‘1 numaralı şüpheli’ olarak gösterilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Başsavcılıktan Yargıtay’a kapatma bildirimi
Başsavcılık, hazırladığı kapsamlı metinde CHP’nin siyasi faaliyetlerinin Anayasa’ya aykırı şekilde yürütüldüğünü öne sürerek kapatma davası talebini Yargıtay’a iletti. Bildirim yazısında özellikle Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu’nun ilgili hükümlerine atıf yapıldı.
Yazıda, siyasi partilerin mali faaliyetlerinin denetime tabi olduğu hatırlatılarak, suç gelirleriyle finanse edilen faaliyetlerin demokratik düzene zarar vereceği vurgulandı. Bu çerçevede, CHP’ye yöneltilen suçlamalar arasında "suçtan elde edilen para akışlarının parti içinde kullanılması" ve "parti organları tarafından bu gelirlerin bilindiği" iddiaları öne çıktı.
İddialar: Suç geliri, seçim müdahalesi, veri paylaşımı
Savcılığın bildiriminde yer alan en dikkat çekici tespitlerden biri, partiye ait taşınmazların ve seçim çalışmalarının “suçtan kaynaklanan gelirlerle finanse edildiği” iddiası oldu. Yazıda şu ifadeler yer aldı:
-
Seçim çalışmalarında kamu kaynaklarının suistimal edildiği,
-
Suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi dahilinde bir ‘havuz sistemine’ aktarıldığı,
-
Bazı kişilerin etkin pişmanlık sürecinde rüşvet ağına ilişkin itirafta bulunduğu,
-
Parti için satın alınan binaların ödeme kaynaklarının belgelenmediği,
-
Bu gelirlerin “suçtan elde edildiğinin parti yönetimince bilindiğinin” tanık ifadeleriyle ortaya konduğu.
Savcılık ayrıca, USOM raporuna dayanarak yaklaşık 11 milyon 360 bin seçmenin kişisel verisinin CHP İstanbul İl Örgütü tarafından hukuka aykırı biçimde işlendiğini ileri sürdü. Bu verilerin seçim çalışmalarında kullanıldığı iddiası da dosyada yer aldı.
“Demokratik düzene sistematik müdahale” iddiası
Başsavcılık, soruşturma kapsamındaki tüm tespitler ışığında CHP’nin, “seçim güvenliğini ve seçmen iradesini etkileyecek şekilde sistematik müdahalelerde bulunduğunu” öne sürdü.




