HABER/ Didar DEMİRCİ - Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İzmir Ticaret Odası'nın organize ettiği İzmir İş Dünyası Buluşması'na katıldı. Bakan Nebati, İzmir iş dünyası temsilcilerinin talep ve sorunlarını dinledi.

Toplantıda; İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Genç İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak ve İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selamı Özpoyraz yer aldı.

 

Eskinazi: Yolumuzdaki taşları temizleyin

Toplantının açılış konuşmasını Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi yaptı. İhracatçıların Bakan Nebati'ye mesajının çok olduğuna vurgu yaparak konuşmalarına başlayan Eskinazi, yıllardır ihracatın içinde olan biri olarak bugünkü gibi zorlu süreçleri çok az gördüğünü belirtti. Eskinazi, "2022 yılının ilk yarısındaki ihracat tablosunu Rusya-Ukrayna savaşı ve dünyadaki resesyon beklentilerine rağmen sürdürebilirdik. Neden olmadı derseniz, problemleri 3 başlıkta toplamak mümkün. Finansmana erişimde yaşadığımız zorluklar büyük problemlerimizden birisi. Yüksek enflasyon toplumdaki tüm katmanların dengesini bozuyor.  Üçüncü büyük sorunumuz düşük döviz kuru" diye konuştu. Mevcut döviz kuruyla ihracatta rekabetçi olamayacaklarının altını çizen Eskinazi, "Anlayacağınız mevcut döviz kuru enflasyonla mücadelede size bir başarı kazandırmazken, bizlerin de rekabetçiliğinin önünde büyük bir set oluşturuyor. Özetle, hepimiz kaybediyoruz" dedi. İhracatta yaşanan sorunları tek tek sıralayan Eskinazi, Bakan Nebati'ye seslenerek, "İhracat pazarları bugünden yarına kazanılmıyor. İhracat sabır istiyor, emek istiyor. İhracatta bugün ekersiniz, birkaç yıl sonra ektiğiniz meyveleri toplamaya başlarsınız. Günümüzde Türk ihracatçısı olarak bugün pazarlarımızı kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Siz, bizim yolumuzdaki taşları temizleyin, biz ihracatçılar olarak Cumhuriyetimizin Birinci Yüzyılında olduğu gibi, İkinci Yüzyılında da ülkemiz için üretmeye, istihdam sağlamaya, ihracat yapmaya, ülkemizi büyütmeye ve en önemlisi 85 milyon insanımız için sosyal barışa katkı vermeye devam edelim” mesajını verdi.

Kestelli: Tarımdaki sorunlar çözülmeden ekonomi düzelmez

Toplantıda konuşan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, 2023 Davos Zirvesi'nin sonucunda dünya için gelecek 10 yılda öngörülen riskleri hatırlattı. İklim krizine yönelik risklerin çoğunluğu oluşturduğunun altını çizen Kestelli, "Gelecek 10 yılda; çevresel riskleri azaltmak ve küresel rekabet gücümüzü artırmak amacıyla, üretim ve ticaret sistemlerimizin çevreci dönüşümü ve bu dönüşüme imkân sağlayacak fonlama mekanizmaları önceliğimiz olmalı. Sayın Bakanım, gelmek istediğim nokta şu: Eğer ikinci asrımız gerçekten dünyada Türkiye Yüzyılı olsun istiyorsak, tüm sorun alanlarımızda sürdürülebilirliği sağlayacak bir irade ortaya koymamız şart" dedi. Tarım ve hayvancılığın küresel düzeydeki stratejik öneminin tartışılmaz olduğuna dikkat çeken Kestelli, "Son 2-3 yılda yaşananlar gıda güvenliğinin ve güvencesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Öncelikle yüksek tarımsal üretim potansiyelimiz ile dünyanın avantajlı ülkelerinden birisi olduğumuzu söylemek isterim. 2002 yılında tarımın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’da yüzde 12’ye yakın olan payının 2021 sonunda yüzde 5.7’ye gerilediğini görüyoruz. Tarım ve hayvancılığın milli gelirdeki payının bu denli erimesi tüm dünya için bir çarpık gelişme sorunu ve bence Türkiye pek çok ülkenin düştüğü bu hataya düşmemeli. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da tarım ve hayvancılığın payını yeniden yüzde 10’un üzerine çıkartacak her türlü adımı kararlılıkla atmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun için çağın rekabetinin getirdiği yenilikçi bir anlayışa ihtiyaç var. “Tarım 4.0” ya da “Akıllı Tarım” olarak tanımladığımız bu yeni anlayışın çok ciddi bir şekilde temel politika unsuru olması gerekiyor. İzmir Ticaret Borsası olarak, tarımdaki sorunlarımızı çözemediğimiz sürece ekonomideki sorunları da çözmemizin mümkün olmadığına inanıyoruz. Bu nedenle toprağa ve ona emek verenlere daha çok bakmalıyız diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum" sözlerini kaydetti. 

Yorgancılar: Yüksek enflasyona çözüm bekliyoruz

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, şöyle konuştu: “Öncelikli çözüm bekleyen konularımızdan biri yüksek enflasyondur. Bugün küresel ekonominin de ana gündemi enflasyonla mücadeledir. Ancak, biz oran olarak ayrışmaktayız. 2022 ÜFE 12 aylık ortalaması yüzde 128 iken, TÜFE yüzde 72 gerçekleşti. ÜFE-TÜFE farkından dolayı pazarda fiyatlar düşmemekte, enflasyona neden olmakta, öngörülebilir fiyatlama yapılamamaktadır. Vatandaş açısından da refah kaybına yol açmaktadır. Bu nedenle, enflasyonu düşürmeye yönelik, kalıcı adımların hızlandırılması son derece önemlidir. Bununla birlikte, kanuna göre uygun şartları oluşan enflasyon muhasebesine geçilmesi de beklentilerimiz arasındadır. İş dünyamızın bir diğer ana konusu da finansmana erişimdir. Son açıklanan 250 milyar TL’lik kredi paketi ve talebimiz olan EYT kredisi için çok teşekkür ediyoruz. Gelen talepler doğrultusunda yeterliliğini hep birlikte göreceğiz. Ancak, henüz bankalarca kredi açılmadığını da belirtmek isterim.”

“Sürdürülebilir değil”

“Uzun bir zamandır kredilerde karşımıza üç konu çıkmaktadır” diyen Yorgancılar, şöyle sıraladı: “Birincisi istediğin miktarda kredi temin edilememektedir. İkincisi alınan kredi faizi, politika faizinin çok üstünde ve maliyetli olmaktadır. Üçüncüsü de kredinin vadesidir. Kredi/mevduat oranına baktığımızda, 3 sene önce yüzde 120’lerde iken, bugün yüzde 88’lere geriledi. Sonuçta da öz sermayesi yetersiz, teşvik çerçevesinde yatırımı olmayan ve ihracat yapamayan firmaların krediye ulaşmasındaki zorluklar, çarkların dönmesini güçleştirmektedir. Kredi kullanımındaki sınırlayıcı düzenlemeler ve mevzuat değişikliklerinden dolayı, ticari kredilere ulaşım her geçen gün zorlaşmaktadır.” Yorgancılar ayrıca, “İş dünyasına olumsuz yansıyan bu uygulamalar sürdürülebilir değildir. Beklentimiz, reel sektörün kredi talebinin uygun vade, miktar ve faiz düzeyinden karşılanmasıdır. Aksi halde, ekonomi yönetiminin iç talebi canlandırmaya yönelik olarak attığı adımlar, yerli üretimi değil, ithalatı besleyecektir” dedi.

Özgener: Enflasyonla mücadeleyi sadece baz etkisine bağlayamayız

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de, “Ülkemiz ekonomisinin en önemli sorununun enflasyon olduğunu görüyoruz. Bu yüzden, işlerimizin sürdürülebilirliği ve yatırım kararlarını sağlıklı verebilmemiz açısından, öncelikli olarak enflasyon seviyesini ve para politikasının yönünü bugünden tahmin etmemiz gerektiğini düşünüyoruz.  Bu veriler sadece 2023 için değil, 2024 yılı için de önemli olacak. Aralık ayının baz etkisiyle yüzde 64,27 olarak gerçekleşen yıl sonu enflasyonunda önümüzdeki 3 ayda da düşüşlerin yaşanabileceğini öngörüyoruz. Ancak bu yılın ilk çeyreğinden sonraki kritik dönemde enflasyonun yeniden yükselme eğilimine girme riskini göz ardı edemeyiz. Enflasyonla mücadeleyi sadece baz etkisine bağlamanın doğru olmadığı kanaatindeyiz. Yanı sıra enerji fiyatları, kredi politikası, EYT düzenlemesi ve asgari ücrette yapılan güncelleme ve bunun diğer maaşlara yansımasının baz etkisini azaltacağını ve fiyatlar genel seviyesine ivme kazandırabileceğini de unutmamamız gerekiyor” dedi.

“Güvenin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var”

“Enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesine ve piyasalarda güvenin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var” diyen Özgener, şöyle devam etti: “Bunun için de uluslararası alandan gelebilecek negatif şoklara karşı, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını artırmak üzere enflasyon-cari açık-büyüme üçgeninde alternatif bir senaryo üzerinde çalışılması, enflasyonla mücadelede para ve sermaye piyasası enstrümanlarının kullanıldığı, tüketim, tasarruf, kur ve faiz dengelerinin sağlandığı, etkin ve akılcı yönetildiği politikaları içeren bir paketin mutlaka uygulanması gerektiğine inanıyoruz. Makro ihtiyati tedbirler çerçevesinde yapılan düzenlemelerin şu ana kadar hedeflenen faydayı sağlayamadığını görüyoruz. Deneyimleme süreci sonunda sosyal yapıyı olumsuz etkileyen bir enflasyon, reel seviyesi düşük bir Türk Lirası’na rağmen, yükselen cari açık ile karşı karşıyayız. Alınan ekonomik ve finansal kararların maliyeti artarken, seçim sonrasına ötelenen ek maliyetlerin oluşabileceğini de öngörüyoruz. Enflasyonun düşmesi için, yılın ikinci yarısında talebin ciddi bir şekilde daralması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle para politikasında bir değişiklik olup olmayacağına dair görüşleriniz bizler için çok önemli. Öncelikli konularımız arasında para politikasının normalleşmesine ilişkin beklentimiz de yer alıyor.”

Bakan Nebati: Enflasyonda belirgin düşüşler göreceğiz

Küresel ekonomideki gelişmelere dikkat çekerek Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri ele alan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye'nin 2022 yılındaki krizleri fırsata çevirdiğini söyledi. Bakan Nebati, "Bu vesileyle buradan şunu da açıkça belirtmek isterim: Nasıl ki 2022’de son 20 yılın en iyi bütçe performanslarından birini sergilediysek 2023 yılında da bütçe disiplininin bozulması gibi bir durum kesinlikle söz konusu olmayacaktır" dedi. 2022 yılını yüksek enflasyonla geçirdiğimizi belirten Bakan Nebati, enflasyonun son 2 aydır düşüş eğiliminde olduğunu belirterek, "Kurlardaki volatilitenin azalması, beklentilerdeki iyileşme ve iş dünyamızın fiyat sabitleme ve indirme kampanyamıza devam eden desteğiyle, ilerleyen aylarda da enflasyonda belirgin düşüşler görmeye devam edeceğiz" dedi.

Bakan Nebati, konuşmalarını müjde vererek şu şekilde sürdürdü:

"Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı müjdelerden en büyüğü “bugüne kadar yapılmış en kapsamlı Yapılandırma Kanunu” konusundaki müjdesidir.

Halkımızın ve ekonomimizin gereksinimlerini ve gelen talepleri dikkate alarak, kamuya olan yükümlülüklerin hafifletilmesi ve uzun vadeli taksitler şeklinde ödenebilmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği Kanun Teklifi hazırlığı tamamlandı.

İnşallah en kısa sürede Meclisimizin gündemine alınarak yasalaşmasını bekliyoruz.

Kanun hem Yapılandırma hükümlerini hem de vergi mevzuatında çeşitli yeniliklerin olduğu hükümleri kapsayacak.

Yapılandırmaya ilişkin hükümlerle;

Vergi Daireleri, Gümrük Müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Büyükşehir Belediyeleri ve Belediyeler İl özel idareleri ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları’na ödenmesi gereken kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenlemeler yapıyoruz.

Teklifle, vergi ve prim borçları başta olmak üzere, çok sayıda kamu kurum ve kuruluşuna süresinde ödenememiş borçların cezaları kaldırılarak ödenmesini getiriyoruz.

Şunu da belirtmem gerekir ki, bu güne kadar diğer yapılandırma yasalarında kapsama alınmayan adli para cezaları dahil olmak üzere idari para cezalarını da yapılandırma kapsamına alıyoruz.

Tabii bunların faizlerini de düşük bir oran ile güncelleyerek ödenmesini daha kolay hale getiriyoruz. 

Bu yapılandırma kanununda vergi dairesine ödenmesi gereken hangi tür borç olursa olsun yapılandırılacak.

Bir tane istisnamız var o da 2022 yılı için ödenmesi gereken geçici vergiler. Onlar da zaten beyanname verme süresinde kadar ödenmezse terkin edildiği için kapsama almadık.

Ayrıca, davalı olan vergi ve prim dosyalarındaki ihtilafları sonlandırarak ödeme imkânı getiriyoruz.

Teklifte, matrah artırımı ve işletme kayıtlarının düzeltilmesine imkân sağlayan düzenlemelere de yer veriyoruz.

İşletmelerimiz, 2018 ila 2021 yılları için, gelir, kurumlar, KDV ve gelir stopaj vergilerinde matrah ve vergi artırımı yaparak vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacak.

Bu konuda da şunu peşinen belirteyim; arttırılan matrahların vergilerini peşin öderlerse o zaman vergi aslında da yüzde 10 indirim sağlanacaktır.

Bu Teklifteki önemli bir yenilik de taksit ödeme sürelerini 4 yıla çıkarmamızdır.

Böylece vatandaşlarımız yapılandırılan borçlarını 4 yıla yayılan aylık taksitler halinde 48 taksitte ödeyebilecekler. 

Ödeme süresini uzun tuttuk ancak daha kısa sürede ödemek isteyenlere de ayrıca avantajlar getiriyoruz.

Yapılandırılan borçlar peşin ödenirse, zaten küçük oranlar uygulayarak hesapladığımız Yurt içi-ÜFE tutarının yüzde 90’ından da vazgeçiyoruz. Eğer yapılandırılan borç idari para cezası ise asıl alacaktan da yüzde 25 oranında indirim sağlıyoruz.                                                                            22

2.000 lirayı aşmayan icralık borcu olan vatandaşlarımızın bu borçlarını tasfiye edecek ortamı zaten daha önce hazırlamıştık.

Şimdi de vergi, ceza, faiz gibi hangi türden olursa olsun borcu bulunan vatandaşlarımızın 2.000 lirayı aşmayan borçlarını siliyoruz.

Bir kişinin, 31 Aralık 2022 tarihinden önce ödenmesi gereken borçlarının toplamı 2.000 lirayı aşmıyorsa bu düzenleme kapsamında bir defaya mahsus olmak üzere hiçbir şart aramadan borçlarını siliyor, alacağımızdan vazgeçiyoruz.

Böylece, bu borçlar nedeniyle vergi dairelerimiz takip işlemleri yapmayacak, vatandaşımız da takibe muhatap olmayacaktır.

Gelelim teklifte yer alan diğer bazı düzenlemelere.

Gelir Vergisi Kanunununda yer alan genç girişimci istisnasının tutarını artırıyoruz.

Mevcut düzenlemeye göre istisna kapsamında ilk defa işe başlayan gelir vergisi mükelleflerinin üç hesap dönemi kazançlarının yıllık 75 bin lirası gelir vergisinden istisna ediliyor.

Söz konusu tutarı 2023 yılı için 150 bin liraya çıkarıyor ve her yıl Gelir Vergisi tarifesinin ikinci dilimi tutarına paralel olarak artmasını sağlıyoruz. Böylece, izleyen yıllarda, dilim tutarlarında yeniden değerleme oranında artış oldukça, bu istisna da beraberinde artacak.

TOKİ tarafından konut ve konut ile birlikte ihale edilen yapım işlerine ilişkin olarak, bu yıl sonuna kadar uygulanmak üzere, damga vergisi istisnası getiriyoruz.

Böylece, özellikle orta ve alt gelir grubuna yönelik konutların daha uygun şartlarla üretilmesine imkan sağlıyoruz.

İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davaları yoluyla gayrimenkul satışlarında alınan asgari maktu harcın toplamını belli bir tutarla sınırlandırıyoruz.

Turizmi teşvik amacıyla, turizm tesislerimizin yaz ve kış sezonlarında çalışmaları durumunda SGK prim desteği sağlıyoruz.

Turizmin 12 aya ve ülke çapına yaygınlaştırılması hedefi doğrultusunda; turizm sektöründe çalışan personelin tüm yıl çalışabilmesi ve nitelikli personel istihdamının kalıcı hale getirilmesi için yeni bir destek sistemi düzenliyoruz.

Yıl boyunca faaliyet gösteren turizm işletmesi belgeli ve Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı kapsamındaki ve bu Program kriterlerinden üçüncü aşama sertifikasına sahip konaklama tesisi işyerlerinde çalışan sigortalılar için kış veya yaz turizmi kapsamında belirlediğimiz aylarda prim desteği vereceğiz.

Bu destek kapsamında, prime esas kazanç alt sınırının iki katını geçmemek şartıyla, bildirilen prime esas kazanç üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamını Hazinece karşılayacağız.

AR-GE tasarım ve destek personelinin merkez ve bölge dışı çalışma sürelerinin yüzde 100’e çıkarılmasına imkân veriyoruz.

BAĞ-KUR sigortalılık sürelerinin durdurulması ve İhya edilmesine olanak sağlıyoruz.                                            

İştirak hissesi ve pay alımı dolayısıyla yapılan finansman giderlerinin, devir sonrası devir alan kurum tarafından gider yazılabilmesi imkanını getiriyoruz.

Öte yandan eşdeğer eşya ve yeniden kullanılabilir parçaların sigorta sektöründe kullanılabilmesinin de yolunu açıyoruz.

Tüm bu kapsamlı ve milletimizin menfaatlerini gözeten düzenlemelerimizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

Bakan Nebati: Dosta düşmana açık bir ilan

Türkiye Yüzyılı’na ilerlediğimiz bu dönemde aynı ruh ve heyecanla İzmir’de geniş katılımlı bir İktisat Kongresi’ni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde tekrar düzenleyeceklerini hatırlatan Bakan Nebati, “Esasen bu kongre, mevcut tüm küresel çalkantılara ve risklere rağmen, ülkemizi istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde büyütmek ve güçlendirmek, insanımızın refahını her geçen gün daha da artırmak için aynı inanç ve iradeyle çalıştığımızın dosta düşmana açık bir ilanı niteliğindedir. Her birinizin bu Kongre’ye katacağı çok şey olduğuna inanıyor ve sizleri 17 Şubat – 4 Mart 2023 tarihlerinde, 1. İzmir İktisat Kongresi’nin düzenlendiği binanın aynı yerinde ve aslına tamamen sadık kalınarak inşa edilen binamızda gerçekleştireceğimiz Kongre’ye davet ediyorum. İktisat Kongremiz “Küresel Ekonomik Güç Olma Yolunda Türkiye Ekonomisi” ana temasıyla gerçekleştirilecek, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimiz doğrultusunda, bir gelecek vizyonu ortaya konacaktır. Sözlerime son vermeden evvel, tüm vatandaşlarımızı büyük Türkiye idealimizin etrafında buluşmaya, yarınlarımızı beraberce inşa etmeye davet ediyorum. Çünkü, Nazım’ın da söylediği gibi: Bu memleket bizim, bu hasret bizim” sözlerini kaydetti.