Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, iç ve dış gündeme ilişkin yayımladığı yazılı açıklamasında, dünyanın sancılı bir dönemden geçtiğini ve bu tabloda hakkın yanında yer almanın bir namus borcu olduğunu belirtti. İsrail'in Gazze'deki operasyonlarına odaklanan Bahçeli, yaşananları "yüzyılın soykırım suçu" olarak nitelendirerek, İsrail'i "haydut ve deccal devlet" olarak tanımladı. "Gazze'de masum bir halkın imha ve itlaf süreci, vahşetin akılları ihlal eden her türlü yol ve yönetimiyle ilerletilmektedir," diyen Bahçeli, İsrail'in bu suçların siyasi ve hukuki bedelini en ağır şekilde ödemekten kurtulamayacağını vurguladı. 712 gündür ateş altında olan Gazze'de sadece bir halkın değil, tüm insani değer ve mirasın da harabelere gömüldüğünü ifade eden MHP lideri, "Artık ezbere dayalı açıklamaların bağlayıcılığını kaybettiği, şablon ve sıradan kınama mesajlarıyla dehşet verici vaziyeti geçiştirmenin mümkün olmadığı bir aşamaya gelinmiştir," sözleriyle uluslararası toplumu daha somut adımlar atmaya çağırdı.
"İsrail, Türkiye için ciddi bir tehdittir"
Bahçeli, İsrail'in saldırgan politikalarının sadece Filistin halkıyla sınırlı kalmadığını, bölge ülkeleri ve Türkiye için de doğrudan bir tehdit oluşturduğunu belirtti. "İsrail'in tahrik dozunu artırarak hunhar saldırganlığını devamlı genişletmesi, hem ülkemiz hem de mücavir coğrafyalar aleyhine ciddi bir tehdittir," diyen Bahçeli, bu tehdit karşısında tüm ihtimallerin masaya yatırılması ve Türkiye'nin teyakkuz halinde olması gerektiğini söyledi. Arap-İslam ülkelerinin 15 Eylül'de Doha'da yaptığı zirveden çıkan 25 maddelik sonuç bildirgesinin, Gazze'ye yönelik kara operasyonunu durdurmaya yetmediğini hatırlatan Bahçeli, İslam alemine sert bir çağrıda bulundu. "En başta Körfez ülkeleri olmak üzere bütün İslam âlemi, Filistin davasına önşartsız sahip çıkarak günbegün derinleşen soykırım vahşetine somut, sonuç odaklı ve ikna edici politikalarla cephe açmalıdır," ifadelerini kullanan Bahçeli, haksızlık karşısında çıkarları için sessiz kalanların zalimlerle aynı çizgide olduğunu vurguladı.
Kudüs kırmızı çizgidir: "Düşerse Ankara kaybeder"
Açıklamasının en can alıcı bölümünü Kudüs meselesine ayıran Devlet Bahçeli, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun İstanbul'da bulunan arkeolojik bir taş tablete dayanarak "Kudüs bizimdir" şeklindeki tahakkümcü ifadelerini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan sözlerini "ayağının altına aldığını" belirtti. Kudüs'ün tarihsel ve manevi statüsüyle oynamaya kalkanların insanlık vicdanında yok hükmünde olduğunu söyleyen Bahçeli, şu tarihi uyarıyı yaptı: "Kudüs düşerse tarih düşer, İslam zaafa uğrar. Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur. Buna da kimsenin hakkı yoktur." Bu sözler, MHP'nin Kudüs meselesini sadece dini veya tarihi bir konu olarak değil, doğrudan Türkiye'nin milli güvenliği ve bekasıyla ilgili stratejik bir mesele olarak gördüğünü ortaya koydu. Bahçeli, Kudüs'ü "Miracımızın onuru, ilk kıblemizin şeref payesi, ecdat yadigarı ve hepimizin namusu" olarak tanımlayarak, bu namusa el uzatanların kaybetmeye mahkum olduğunu belirtti.
Yeni dünya düzenine karşı 'TRÇ ittifakı' önerisi
Bahçeli, açıklamasının sonunda, mevcut küresel düzene ve "ABD-İsrail şer koalisyonuna" karşı yeni ve cesur bir stratejik hamle önerisinde bulundu. Akla, diplomasiye ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçeneğin, yeni bir ittifakın inşası olduğunu belirten Bahçeli, bu ittifakın adını ve aktörlerini de açıkladı. "TRÇ ittifakının; Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir," diyen MHP lideri, bu öneriyle Türk dış politikasında yeni bir eksen tartışması başlattı. Bu öneri, Batı merkezli ittifak sistemine alternatif olarak Avrasya'da yeni bir güç bloğu oluşturma fikrini gündeme getiriyor. Bahçeli, çaresizlik, ümitsizlik ve çözümsüzlüğün bir seçenek olmadığını, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni yüzyılda bu kavramları reddettiğini belirtti. Açıklamasını, "Türk Devri, milli birlik ve kardeşlik şuuruyla perçinlenecek, terörsüz Türkiye hedefiyle tescillenecektir. Hiçbir muhasım güç ve zihniyet bu mukadder tarih akışına engel olamayacaktır," sözleriyle tamamlayarak, partisinin gelecek vizyonunu ve kararlılığını ortaya koydu.