Sanatçı Arif Sağ, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Kurultayı öncesinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na uzun bir mektup yazdı. Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin eski milletvekillerinden olan Sağ, Alevi toplumu adına sorumluluk aldığını belirterek, genel başkanlık yarışına girmemesi çağrısında bulundu. Arif Sağ, CHP'nin Kurultay öncesi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na hitaben bir mektup kaleme aldı. Mektupta, Alevi toplumunu temsil ettiğini vurgulayarak, Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık yarışına girmemesini talep etti.

02arif-sag-1

Zeynep Bastık'ın doğum gününde sahne alan Kobra Murat'ın aldığı ücret dudak uçuklattı! Zeynep Bastık'ın doğum gününde sahne alan Kobra Murat'ın aldığı ücret dudak uçuklattı!

Gazeteci İsmail Saymaz, "Arif Sağ'dan Kılıçdaroğlu'na mektup" başlıklı yazısında, mektuptan bazı bölümleri paylaştı:

Sağ'ın Mektubundan İnciler

"Sayın Genel Başkan, 78 yıllık yaşamımı topluma, kültüre ve inanca adanmış bir kişi olarak, her türlü saldırıya karşı toplumu ve kültürü savunmuş bir yoldaşınız olarak bu mektubu yazıyorum. Yoksul, sahipsiz ve mazlum Alevi toplumuma ve inancıma karşı olan sorumluluğumla, bu kritik dönemde düşüncelerimi sizinle paylaşmanın önemli bir görev olduğunu düşünüyorum."

"Çocuklarımız, gençlerimiz ne yapacaklarını düşünüyorlar. Şimdi artık, hepimiz için geleceğe bakma zamanı."

Yeni Liderlik ve Büyüyen Parti

"Size yakışan, bizim için hayati olan partimizin yenilenerek büyümesine liderlik etmektir. Dileğim, kimseyi zor durumda bırakmadan; yurttaşlarımızın, yaraları saran umut ışığı olduğunuz insanların gözlerinin içine bakarak 'Sevgili evlatlarım, ben gerçek bir demokratım, gerçek bir Cumhuriyetçiyim' demeniz ve güvenle taşıdığınız partimizin yeni rotasını belirlemeleri için gençlere destek olmanızdır."

Özgür özel kemal kılıçdaroğlu

‘YARIŞA GİRMEYİN’

Bu toplumun son dayanağı; emekle, cefayla ayakta tutmak için her türlü badireyi göze aldığı partisi CHP’dir. Çünkü partimiz, bu ülkede bizim gibi kimliklere sahip olanlar için vazgeçilmez güvencemizdir.

Sizin iradenizle partimiz kendisine yakışır demokratik süreçlerini başlattı, seçim yenilgisini tehlikeli arayışlara savrulmadan atlattı ve olgunluk içerisinde il kongrelerini tamamladı.

Tarih boyunca topluma hizmet etmiş, yol göstermiş ailenizden aldığınız bilgelik ve kemalet ile bu zorlu günleri olgun tavrınızla yöneterek, CHP’yi güvenli limana ulaştırdınız.

Ancak bugün tarihi bir eşikteyiz, yine zor günlerin eşiğindeyiz.

Bugün itibarıyla hayatın getirdiği bir görev değişikliği, kaybetmenin değil görevi devretmenin, hepimizin şahsında sırtladığınız tarihsel yükün, demokratik işleyiş ile devredilmesinin ifadesi olmalı. Siz, bu süreçte tutumunuzla öncü olmalı, özne olmalı, 8 Mayıs 1972 günü emaneti genç kuşaklara teslim eden batı cephesi kumandanı İsmet İnönü gibi tarihe geçmelisiniz.

Bize ve tarihsel yükümüze yakışan böylesi bir yarışa girmek değildir.

Siz el ele, el hakka anlayışı ile her zaman hizmet ehli olmuş bir ulu yolun evladısınız.

Cetlerinizden bu yana yüzyıllardır bu topraklarda turab olmanın, kâmil insan olmanın; hırsın ve kibrin değil, hal ehli olmanın kültürünü bize ömürleri ile aşılamış bir ulu ocağın evladısınız.

Ne sizin güzel emeğiniz ne de edeb-erkan ile işlenmiş bu ulu yolun, bir yarışa konulması, bir teraziye konulması doğru değildir.

Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı sanıklarını ziyaret etti

‘GENÇLERE EL VERİN’

Bizim aşıklardan sadıklardan duyduğumuz bir söz var ki ondan büyük değerimiz yok: 'Yol, cümleden uludur...'

Annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz, kardeşlerimiz yüzyıllardır hizmet makamını her şeyin üstünde tutarak gerektiğinde kendisini geri çekip yolu yürüttüler. Geldiğimiz aşamada bu siyasi yarışın, temsil ettiğiniz değerlere ve toplumumuza zarar vereceğini düşünüyorum ve bir yoldaşınız olarak kendimi, böyle bir yarışta olmamanız gerektiğini söyleme sorumluluğunda hissediyorum.

Şimdi size yakışan, bizim için hayati yeri ve önemi tartışılmaz olan partimizin yenilenerek büyümesine liderlik etmektir. Dileğim kimseyi zorda koymadan; yurttaşlarımızın, iyi geldiğiniz yaralı kalplerin, umut olduğunuz insanların gözlerinin içine baka baka ‘Sevgili evlatlarım, ben gerçek bir demokratım, gerçek bir Cumhuriyetçiyim’ demeniz ve güvenli limana taşıdığınız partimizin yeni rotasını çizmeleri için gençlere el vermenizdir. Dileğim, yol, edep, erkan bilmenin değerini bizlere bir kez daha göstererek, bu milletin hafızasında size yakışacak olan onurlu yerinizi almanızdır. Bizlere yakışan budur." 

Arif Sağ kimdir?

1945 yılında Erzurum'un Aşkale ilçesi Dallı köyünde dünyaya gelen Arif Sağ, Türk halk müziği sahnesinin değerli bir ismi olarak tanınıyor. Sanatçı, sadece müzik kariyeriyle değil aynı zamanda akademik kimliği ve siyasi çalışmalarıyla da öne çıkmaktadır. Arif Sağ'ın müzik hayatı küçük yaşlarda saz çalmaya başlamasıyla şekillendi. İstanbul'a geldiğinde Nida Tüfekçi'nin öğrencisi oldu ve Aksaray Musiki Cemiyeti'nde eğitim gördü. Yeteneği ve müzikal altyapısıyla kısa sürede dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. 1960'lar ve 70'ler, Arif Sağ için müziğin derinliklerini keşfettiği yıllar olarak öne çıktı. Toplumsal olaylara paralel olarak müziğini şekillendiren Sağ, bu dönemde piyasadaki ve resmi kurumlardaki müzik anlayışlarına odaklandı. TRT İstanbul Radyosu'nda bağlama sanatçısı olarak göreve başladığı dönemde aynı zamanda piyasada da aktif olarak yer aldı ve bu süreçte Orhan Gencebay ile yakın bir dostluk kurdu. Arif Sağ, sadece diğer sanatçılara eşlik etmekle kalmayıp aynı zamanda kendi bestelerini de seslendirdi. Müziği, günümüzde arabesk-fantazi tarzında değerlendirilmektedir ve eserlerinde yerel motiflere sıkça yer vermiştir. 1976 yılından itibaren İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'nda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlayan Sağ, 1982 yılında bu görevinden ayrılarak özel çalışmalara yöneldi.

Sanat ve Siyasetteki Yeri

Arif Sağ, kaset çalışmalarında birçok sanatçıya destek oldu ve kendi başına da 10'dan fazla kasette yer aldı. Muhabbet adlı albüm serisi, özellikle 1980'lerin sonlarından itibaren Türk halk müziğinin geniş kitlelere ulaşmasında önemli bir rol oynadı.

Sanat hayatının yanı sıra Arif Sağ, 1987 ve 1991 yılları arasında Ankara milletvekilliği yaparak sanatçı kimliğini siyasetle buluşturan ilk isimlerden biri oldu.

2 Temmuz 1993'te Sivas Katliamı'nda sağ kurtulanlar arasında yer aldı ve bu deneyim hayatında derin izler bıraktı.

Almanya Cumhurbaşkanı'nın destekleriyle 1996 yılında Köln Filarmoni Orkestrası'nda konser verdi ve bağlama ile Anadolu müziğini batıya tanıtarak önemli bir rol oynadı. Aynı şekilde 2000 yılında İspanyol flamenko gitaristi Tomatito ile Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde konserler gerçekleştirdi.

Ödüller ve Müzikal Mirası

Arif Sağ, müzikal yeteneği ve emekleriyle birçok ödül kazanmıştır. 1996 yılında 2. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nde Türk Halk Müziği'nin En İyi Erkek Sanatçısı seçilirken, 1998'de 26. Altın Kelebek Ödülleri'nde Platin Kelebek Ödülü'ne layık görülmüştür.

Sanatçının albüm listesi oldukça geniştir ve bazıları şunlardır:

  • Gurbeti Ben mi Yarattım? (1981)
  • İnsan Olmaya Geldim (1983)
  • Muhabbet 1-5 (Muhlis Akarsu, Musa Eroğlu ve Yavuz Top ile birlikte) (1983-1989)
  • Halay (1988)
  • Duygular Dönüştü Söze (1989)
  • Türküler Yalan Söylemez (1990)
  • Biz İnsanlar - Kerbela (1990)
  • Resital 1 (Musa Eroğlu ile birlikte) (1990)
  • Ben Çaldım Siz Söyleyin (1991)
  • Halaylar ve Oyun Havası (1992)
  • Direniş (1993)
  • Umut (1995)
  • Seher Yıldızı (Belkıs Akkale ile birlikte) (1996)
  • Concerto for Bağlama (1998)
  • Golden Bağlama with The İstanbul State Symphony Orchestra (Erdal Erzincan ve Erol Parlak ile birlikte) (1999)
  • Dost Yarası (2002)
  • Davullar Çalınırken (2005)
  • Anadolu Döktürmeleri (2006)
  • Ezo Gelin - Dizi Müziği (2007)
  • Şekeroğlan - Saz ile Oyun Havaları (2011)
Kaynak: Haber Merkezi