
31 Mayıs'ta İstanbul'da oynanan U 11 basketbol maçında istenmeyen olaylar yaşanmıştı. Işıkspor-Fenerbahçe maçında velilerden birinin çıkan tartışma sonunda rakip taraftar grubuna silah çektiği iddia edilmişti. Altyapı müsabakalarında bu tür şiddet olaylarının yaşanması, son yıllarda futbolun kanayan yarası olan holiganizmin küçük yaş gruplarındaki müsabakalara kadar sıçradığını gösterdi. Tüm Türkiye'de irili ufaklı yaşanan olaylar, İzmir'de de devam etmekte. İzmir'in lokomotif basketbol kulübü Pınar Karşıyaka'nın altyapı koordinatörü Murat Ersöz, sporun ve çocukların olduğu bir ortamda yapılmayacak tek hareketin şiddet olduğunu vurguladı. Ersöz, "Veliler, kendi çocuklarının hep sahada olması gerektiğni, rakip takımın ve hakemlerin kendilerinin hakkını yediğini düşünüyor. Çocuklar da bu şekilde büyüyüp holigan potansiyelli olarak yetişiyor. Biraz daha bilinçlenip objektif bakmak lazım. Bizim yaptığımız iş, çocukların kötü alışkanlıklardan uzak durması adına yapılan bir aktivite. Herkes çocuğunun Micheal Jordan olacağını düşünüyor. Her insan statüsünden, her kültür seviyesinden velinin karıştığı kötü bir durum. Kısacası antrenörlere güvenmek lazım" dedi

Hakemler de rahatsız
Bu işten hakemlerin de rahatsız olduğunun altını çizen Ersöz, "Yapılmadık hakaret, ağza alınmayacak küfür bırakmıyorlar. Basketbol federasyonunun bu işel el koyup bir çalıştay yapması gerekiyor. Eskiden oyuncu yetiştirmek altyapının en önemli konusuysa, artık bu velilerin yarattığı huzursuzluğu nasıl düzeltebiliriz birinci maddemiz oldu. İzmir'de tüm kulüplerin, hakem arkadaşların, antrenörlerin harcadıkları zamanın büyük kısmı buralara gidiyor. Mutlaka bir şekilde çözüm yolunda bir adım atmamız lazım. Biz kulüp olarak 16 maddelik bir kural hazırladık ve velilerle paylaşacağız. Sezon başında dikkat etmeleri gereken şeyleri anlatacağız. Her kulüp için amaç, çocukların karakterli düzgün iyi birey olmalarını sağlamak. İş kazanmak, kaybetmekten çok malesef farklı boyutlara gitti" diye konuştu.

U 12 maçında saha boşaltıldı
Alt yaş maçlarında yaşanan huzursuzluklardan sonra hakemlerin bazı maçları seyircisiz oynattığını söyleyen Murat Ersöz, "Hakem arkadaşa yapılan kötü sözler sonrası hakem sahayı boşalttı. U 12 maçının seyircisiz oynanması ülkemiz için çok acı bir durum. Anneler babalar maçı izleyemedi. Sadece çocuklar ve hakemler bu işin spor olduğunun farkındalar. Bu işte antrenöre inanmanız lazım. Çocuğun keyif aldığını göreceksiniz. Seyirci olmaktan öteye geçmemek gerekir. Sonuçta bir doktorun nasıl işine karışamayız. Antrenörler de bu saygıyı hakediyor. Herkesin basketbolcu olma şansı yok ama iyi birey olma ihtimali var. Bu da çocuklarımızı spora yönlendirmekten geçiyor. Ama karışmadan" dedi.

Çocuklardan daha hırslılar
Yeşil kırmızılıların U 14 takım antrenörü Aytaç Kuru, silahların bile tribüne sokulduğu alt yaş maçlarında yaşanan sorunun kısa sürede çözülmesi gerektiğini belirtti. Kuru, "İzmir'de antrenör ve hakemlerin rahatsız olduğu konular var. Velilerin antrenöre ve çocuklara müdahale, "Sen atma, arkadaşına ver, koş" gibi bağırırak yapılan direktifler ortamı geriyor. Basketbol salonlarında da çok fazla seyirci olmadığı için en ufak bağırışı bile saha içindeki bizler duyabiliyoruz. Aynı şekilde hakemlerin kararlarına bir müdahale var. Bir çok velide sahaya çıkan çocuktan fazla hırs var" dedi

Üçüncü kişiler olaya dahil oldu
U 15 takım antrenörü Serkan İnal, çocuklarına haksızlık edildiğini düşünen velilerin, salonda sinir harbi çıkarıp kimsenin hakkı olmayan kararlara karıştığını ifade etti. "Anneler, babalar haklarını alamadığını düşünüyor" diyen İnan, "Yaşadığım en çarpıcı olay, sahada oynayan iki takımdan başka üçüncü bir takımın kendi çıkarları için hakemin saha içindeki kararlarına bağırıp, çağırdığını, hakarete varan şeyler söylediğini gördük. İş spordan çıkmış ve başka boyutlara ilerlemiş oldu. Umarım bu sorundan bir an evvel kurtuluruz" diye konuştu.
Çetin Yılmaz: Sizler antrenör değilsiniz
Türk basketbolunun efsane spor adamlarından Çetin Yılmaz, parkelerin en önemli problemlerinden birinin veli sorunu olduğunu söyledi. Yılmaz, "13-14 yaşında çocukların aileleri yarı beline kadar tribünden sarkmış, ya kendini takımının oyuncularına, ya kendi evlatlarına, ya hakeme, ya da işin acı tarafı rakip takım oyuncularına bağırmakta ve farkında olmadan o gencecik beyinlere ‘kısasa kısas’ı, rakibe saygısızlığı, hakeme güvensizliği işlemekteler. Sizler anne ve babasınız, antrenör değilsiniz. Anne ve babaların çocuğunuz ile ilgili sorumlu olduğunuz parametreler; eğitim, kültür, dürüstlük, efendilik, kibarlık, centilmenlik, uygarlık olmalı. Sahada nasıl basketbol oynadığı değil. Bunu yapan anne-babaları gözlemlediğimde kriter eğitim düzeyleri değil, bu spor sahasına yakışmayacak hareketleri yapan veliler arasında üniversite mezunları da, ilkokul mezunları da var. Çocuğunuzu dürüst bir Türk vatandaşı, arkadaşlarıyla paylaşan, yardımlaşan, son ana kadar vazgeçmeyen bir birey olarak yetiştirin" dedi.