TFF 3. Lig 4. Grup ekiplerinden Altay, sezonun henüz başında teknik direktör değişikliğiyle sarsıldı. Siyah-beyazlılarda teknik direktör Ramazan Kurşunlu, deplasmanda Denizli İdmanyurdu karşısında alınan 2-1’lik yenilgi sonrası görevi bıraktığını açıkladı. Bu sonuçla birlikte Kurşunlu, takımın başında çıktığı üç lig maçında 2 mağlubiyet ve 1 beraberlikle sahadan ayrılmış, Türkiye Kupası’nda da ilk turda elenmişti.

Sezon planlamasında savunma güvenliği ve çabuk geçiş oyunu üzerine kurulu bir model benimseyen Kurşunlu, sahaya yansıyan dalgalı performansın ardından “kan değişimi” vurgusuyla noktayı koydu. İçeride-dışarıda alınan sonuçlar, oyunun belirli bölümlerinde artan top kayıpları ve kapanan rakiplere karşı üretkenlik sorunları, istifa kararının arka planındaki teknik gerekçeler olarak öne çıktı. Ligin erken haftalarında yaşanan bu kopuş, siyah-beyazlı camiada “yeni bir sayfa kaçınılmaz mıydı?” sorusunu da beraberinde getirdi.

Saha performansının yanı sıra psikolojik iklim de belirleyici oldu. Altay gibi köklü bir kulüpte, “erken haftalar” ifadesi kamuoyu tarafından geniş toleransla okunur; ancak Büyük Altay’ın geçmişi, tribünün beklentisi ve yönetim-teknik heyet uyumunun kırılganlaştığı anlarda süreçler hızla keskinleşebilir. Takımın oyun aklında yaşanan ritim kaybı, özellikle skor üstünlüğü yakalandığında oyunu soğutamama ve geriye düştüğünde plan B’ye geç kalma gibi başlıklarda kendini gösterdi. Bu tablo, “erken çözüm” arayışını öne çekti.

Kurşunlu’dan duygusal veda

Kararın duyurulmasının ardından Ramazan Kurşunlu, resmî sosyal medya hesabından bir veda metni paylaştı. “Çocukken Altay kapısından içeri girdim” cümlesiyle başlayan mesaj, hem mesleki hem de aidiyet duygusunun altını çiziyordu. Kurşunlu, “Kulübüme teknik adam olarak hizmet ederek zor günlerinde destek olmak için tüm gücümle çalıştım” diyerek emek vurgusu yaptı; futbolun bazen planları boşa çıkarabildiğini, çabanın karşılığının her zaman alınamadığını ifade etti.

En kritik cümlesi ise “Kan değişikliği gerektiğini düşündüğüm için bu şerefli görevi üzülerek de olsa bırakıyorum” oldu. Bu cümle, teknik-taktik açmazların ötesinde, kulübün önünü açma niyetiyle verilmiş bir “kurumsal sorumluluk” kararı olarak okundu. Kurşunlu, süreç boyunca kendisine güvenenlere de teşekkür etti: Kulüp başkanı Sinan Kanlı, emek veren teknik ekip, her koşulda takımın yanında duran taraftarlar ve ailesi… Son cümlesinde “Büyük Altay’ın eski güzel günlerine mutlaka döneceğine inancım tam” diyerek tribünde bir fazlalık olarak varlığını sürdüreceğini belirtti ve “Hepiniz Allah’a emanet olun” sözleriyle veda etti.

Kurşunlu’nun mesajının tonu, Türk futbolunda sık görülen “sert ayrılık” şablonunun dışında, yapıcı ve kapsayıcıydı. Bu yaklaşım, hem kariyerindeki bir sonraki adım hem de Altay camiasıyla gönül bağının geleceği açısından önemli bir not düştü. Zira kulüplerle köklü bağ kurmuş teknik adamların, zor zamanlarda dahi köprüleri atmamaları, ileride doğabilecek iş birliklerinin de kapısını aralık bırakır.

Öte yandan istifanın zamanlaması da dikkat çekici. 2-1’lik mağlubiyetin hemen ertesinde gelen açıklama, soyunma odasında ve yönetim katında yapılan kısa değerlendirmelerin ardından “uzatmadan” sonuç alınan bir sürece işaret ediyor. Bu, kulüplerde sıkça eleştirilen belirsizlik dönemlerinin önüne geçmesi bakımından olumlu bir pratik olarak not edildi.

Altay’da yol haritası ve olası senaryolar

Şimdi gözler Altay yönetiminin atacağı adımda. Kısa vadede iki seçenek öne çıkıyor: Ya kulüp içinden bir isimle geçiş dönemi yönetilecek ya da dışarıdan, kulübün dinamiklerine aşina bir teknik direktörle anlaşılacak. Geçiş modeli tercih edilirse, öncelik takımın kırılgan özgüvenini onarmak ve basit hedeflerle mikro kazanımlar üretmek olacak. Dışarıdan gelecek bir teknik adamda ise ilk aranan nitelikler “altyapı-oyuncu gelişimiyle uyum”, “TFF 3. Lig 4. Grup rekabet dinamiklerini okuma” ve “kriz yönetimi” olacak.

Sportif takvim, bu kararı hızlandıracak. Saha içinde yapılacak ilk dokunuşların, oyunun merkezinde pas sürekliliği, ikinci topları toplama becerisi ve duran toplarda reaksiyon verme gibi somut başlıklara gelmesi bekleniyor. Siyah-beyazlı ekibin özellikle set hücumunda üçüncü bölgeye giriş sayısını artırması, ön alan presinde tetikleyici anları daha iyi planlaması ve geçiş savunmasında merkez-bek koridorlarını kapatması, ilk haftalardaki kan kaybını durdurmak için kritik.

Bade'nin hedefi olimpiyatlar
Bade'nin hedefi olimpiyatlar
İçeriği Görüntüle

Kadro mühendisliği tarafında ise, dinamizm ve atletizm profili güçlü oyuncuların doğru rollerle eşleşmesi belirleyici olacak. Bu profiller, 3. Lig’in sert ve temponun sık değiştiği yapısında “maç aklı” ile birleştiğinde, skora yansıyan fark yaratabiliyor. Yeni teknik ekibin, oyun felsefesini Altay’ın kültürüyle buluştururken maç maç “esnek plan” üretmesi; rakibe göre pres yüksekliği, blok mesafesi ve merkezdeki ikili-üçlü eşleşmeleri güncellemesi beklenir.

Kaynak: haber merkezi