9 Eylül - Türkiye'nin petrokimya ve ağır sanayi merkezi konumundaki İzmir'in Aliağa ilçesi, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda önemli bir tesise daha kavuşuyor. Sanayi üretiminin kaçınılmaz bir çıktısı olan ve doğaya kontrolsüz bırakıldığında büyük çevre felaketlerine yol açabilen atık madeni yağlar, artık modern teknolojilerle işlenerek yeniden ekonomiye kazandırılacak. Lubrevia Baz Yağ Rafinerisi San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından projelendirilen ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunulan dosya ile ÇED süreci başlatılan tesis, Aliağa Kimya İhtisas ve Karma Organize Sanayi Bölgesi (ALOSBİ) içerisinde yükselecek.
Bölgedeki sanayi ekosistemini güçlendirecek olan bu hamle, sadece ekonomik bir yatırım değil, aynı zamanda "Sıfır Atık" vizyonuna hizmet eden stratejik bir çevre projesi olarak öne çıkıyor. Toplamda 350 milyon TL proje bedeli ile hayata geçirilecek olan tesis, atık yönetimi konusunda bölgedeki önemli bir açığı kapatmayı hedefliyor.
Yılda 39 bin 900 ton atık yağ işlenecek
Aliağa Çoraklar Mahallesi'ndeki 5 bin 212 metrekarelik sanayi parseli üzerinde kurulacak olan tesis, kapasitesiyle dikkat çekiyor. Hazırlanan ÇED başvuru dosyasına göre, tesiste nihai üretim kapasitesi yıllık 39 bin 900 ton olarak planlandı. Günde 24 saat, yılda 350 gün kesintisiz çalışması öngörülen rafineride, 3 vardiya sistemi uygulanacak. Bu yoğun çalışma temposuyla günde ortalama 114 ton ürün elde edilmesi hedefleniyor.
Piyasadan toplanacak motor yağları, sanayi yağları ve hidrolik yağlar gibi atıklar, tesiste özel işlemlerden geçirilerek baz yağ, bitüm, endüstriyel yakıt ve aromatik ekstrakt gibi katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülecek. Böylece hem çevre kirliliğinin önüne geçilecek hem de ithalata bağımlı olunan petrol türevi ürünlerde yerli üretim artırılacak.
Mısır tecrübesi Aliağa sanayisine taşınıyor
Yatırımcı firma Lubrevia, sektördeki tecrübesini uluslararası arenadan İzmir'e taşıyor. 1998 yılından bu yana madeni yağ ticareti yapan ve 2011 yılında Mısır'ın başkenti Kahire'de kurduğu ST Oil Company ile günlük 100 ton atık yağ işleme kapasitesine ulaşan firma, buradaki bilgi birikimini (know-how) Aliağa'daki yeni tesise aktaracak.
Proje kapsamında kurulacak tesis, tam otomasyonlu kapalı sistem olarak dizayn edildi. Bu sayede insan hatasının minimize edilmesi ve iş güvenliğinin en üst seviyede tutulması amaçlanıyor. Mısır'daki tesisin başarısını referans alan şirket, Türkiye pazarında da atık yağ rafinasyonunda lider oyunculardan biri olmayı hedefliyor.
İleri teknoloji ile çok aşamalı geri kazanım
Kurulacak tesiste uygulanacak proses, basit bir arıtma işleminin çok ötesine geçiyor. Tesise kabul edilen atık yağlar; ön ısıtma, susuzlaştırma, vakum distilasyonu ve solvent ekstraksiyon gibi karmaşık kimyasal ve fiziksel süreçlerden geçirilecek. Özellikle solvent ekstraksiyon ünitesi sayesinde, yağın içindeki kükürt, fosfor ve diğer zararlı maddeler uzaklaştırılarak en saf baz yağ elde edilecek.
Bu teknoloji, atık yağın sadece yakıt olarak kullanılmasının önüne geçerek, onu tekrar orijinaline yakın kalitede bir madeni yağa dönüştürmesiyle fark yaratıyor. Enerji verimliliği açısından bakıldığında, atık yağdan baz yağ üretmek, ham petrolden üretmeye kıyasla çok daha az enerji gerektiriyor. Bu durum, tesisin "yeşil üretim" kimliğini güçlendiriyor.
Döngüsel ekonomiye tam destek
Proje, atıkların kaynağında azaltılması ve geri kazanılması prensibine dayanan döngüsel ekonomi modelinin en somut örneklerinden biri olacak. 1 litre atık yağın doğada 1 milyon litre içme suyunu kirletebildiği gerçeğinden yola çıkıldığında, tesisin çevresel faydası daha net anlaşılıyor. Aliağa'daki rafineri, sanayiden çıkan "tehlikeli atık" statüsündeki yağları alıp, tekrar sanayinin kullanımına sunarak kapalı bir döngü oluşturacak.
Tesis bünyesinde ayrıca, üretim süreçlerinde ihtiyaç duyulan enerjiyi sağlamak için doğalgazlı kızgın yağ kazanları ve su soğutma kuleleri gibi yardımcı üniteler de yer alacak. Olası endüstriyel atıksular ise ALOSBİ'nin kanalizasyon sistemine verilmeden önce tesis bünyesindeki ön arıtma tesisinde temizlenecek. ÇED sürecinin tamamlanması ve gerekli izinlerin alınmasının ardından inşaat ve montaj çalışmalarına hız verilmesi bekleniyor.