HABER MERKEZİ- Türkiye'nin en çok sevilen ve şarkıları her kesim tarafından bilinen Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000 yılında Fransa'nın Paris şehrinde vefat etti. Vefatının üzerinden 23 sene geçen Kaya, siyasi fikirleri, topluma etkisi ve Türkiye'de ödül töreninde yaşadığı saldırı bugüne kadar hafızalardan silinmedi. Biz de Ahmet Kaya'nın çalkantılı hayatını sizler için tekrar yazmaya çalışacağız.

Ahmet Kaya 1957 yılında Malatya'da dünyaya geldi. Babası Kürt, annesi ise Türk kökenli olan Ahmet Kaya, müzik ile çok erken tanıştı. Babasının aldığı bağlama ile müzik hayatına merhaba diyen Kaya, okuldan sonra plak ve kaset dükkanında çalışmaya başladı. Bu deneyim müziğinin gelişmesini sağladı. 

16 YAŞINDA HAPSE GİRDİ

Ahmet Kaya, Cemal Süreya ile yaptığı röportajında 'Her şeyden önce bir devrimciyim ben; Türkiye’de özgürlük ve demokrasi mücadelesi anlamında sanat alanında mücadele veren insanlardan biriyim.' ifadeleriyle kendini anlatır. Ahmet Kaya'nın hayatına baktığımız zaman bu söz onu en çok anlatan cümlelerin başında gelir. Ahmet Kaya, protest görüşlerle, müzikle tanıştığı gibi çok erken yaşlarda tanıştı. Yaşı 16 iken yasadışı afiş basmaktan hapse atıldı. Türkiye'de sol hareketin sembol isimlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idamının hemen ardından, Türkiye'nin politik ikliminin etkilediği gençlerin arasında 1990'lı yıllara özellikle protest müziği ile dikkatleri üzerine çekecek olan Ahmet Kaya'da bulunuyordu. 

Anıl Altan kimdir? Anıl Altan Kaç yaşında ve nereli? Anıl Altan kimdir? Anıl Altan Kaç yaşında ve nereli?

ahmet-kaya-2

BAĞLAMA BÖYLE DE ÇALINIR!

Ruhi Su'yu çok seven Ahmet Kaya, ustanın bir dinletisinde ona "Mahsus Mahal"i çalar. Ruhi Su, Ahmet'in bağlama çalışını beğenmez ve "Öyle at teper gibi bağlama çalınmaz" der. Ahmet, bu eleştiriye rağmen kendi tarzını sürdürür ve "Bağlama Böyle de Çalınır!" diyerek Ruhi Su'ya gönderme yapar. 

28 yaşında 1985 yılına geldiğinde, Ahmet Kaya artık profesyonel olarak müzik hayatına giriş yapmak için Unkapanı'nın yolunu tuttu. Kendisine ait şarkılarla birlikte gittiği Unkapanı'nında kimse yüzüne bile bakmadı. Çünkü dönemin müziğine uygun olmayan bir müzik yapıyordu. Ahmet Kaya azmini korudu ve arkadaşlarının yardımıyla  1985 yılında "Ağlama Bebeğim" isimli albümü piyasaya sürdü. Albüm hemen toplatıldı ama sansür daha sonra kaldırıldı. Ahmet Kaya, ilk albümünün ardından ikinci albümünü hazırlamaya başladı. 1985 yılında ikinci albümü "Acılara Tutunmak" piyasaya çıktı. Albümde, Ahmet Kaya'nın kendi bestelerinin yanı sıra, Ahmed Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil ve Enver Gökçe gibi şairlerin şiirlerine de yer verdi. Acılara Tutunmak albümü Ahmet Kaya'nın geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan ilk albüm oldu.  1985 yılında, Ahmet Kaya, Gülten Hayaloğlu ile evlendi. Gülten Hayaloğlu, Ahmet Kaya'nın müzik kariyerinde önemli bir rol oynadı. Ahmet Kaya'ya birçok şiir ve beste verdi. 1986 yılında, Ahmet Kaya'nın müzik kariyerinde dönüm noktası niteliğinde bir albüm daha yayınlandı. Gülten Hayaloğlu'nun hapishanede idam cezasına mahkum olan Nevzat Çelik'in şiiri olan "Şafak Türküsü"nü Ahmet Kaya'ya iletti. Ahmet Kaya, "Şafak Türküsü"nü besteledi ve 1986 yılında piyasaya çıkan albüme verdi. En büyük çıkışını da bu şarkıyla yaptı. Ahmet Kaya artık tüm Türkiye'nin bildiği bir şarkıcıydı. Darbenin sert koşullarında solun seslerinden biri olmayı başarmıştı. 

ahmet-kaya-3

'HOŞÇAKAL İKİ GÖZÜM'

Ahmet Kaya, 1990'lı yıllarda çıkardığı albümlerle rekor üstüne rekor kırdı. Lakin oluşan politik iklimde sorunlar yaşamaya başladı. Soruşturmalar geçirip, durdu. Ama asıl olay 1999 yılında gerçekleşti. 10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin Princess Otel kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülüne layık görülen Kaya, burada Kürtçe bir şarkı çıkaracağını söyledi. Bu sözün ardından bir anda salon karıştı. Ahmet Kaya'nın olduğu masaya çatal ve bıçaklar fırlatılmaya başladı. Ahmet Kaya, o güruh içerisinden buğulu gözleriyle çıktı ve gitti. Ahmet Kaya'ya olayın yaşanmasının ardından "Bölücü PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği' iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. Konserlerine yasaklar geldi. Bu sürecin ardından Türkiye'den ayrılmak zorunda kalan Kaya, Paris'te albüm 'Hoşçakal Gözüm' albümü çalışmaları sırasında kalp krizi geçirerek hayata veda etti. 

Kaynak: HABER MERKEZİ