Hazırlayan/ Zekiye Ergün

1730 yılında Hindistan'da bir saray yapımı için yüzlerce ağacın kesilmesi gerekmektedir. Ağaçları kesmek içi gelenler karşılarında onları canları pahasına korumaya and içmiş 363 kişi bulurlar. Ne pahasına olursa olsun sarayı yapmayı aklına koyanlar, hem ağaçları hem de 363 insanı acımasızca katleder. Ama yaşanan onca acıdan sonra Hindistan'da ağaçların kesilmesini sınırlayan bir yasa çıkar. Günümüzde birçok ülke ağaçları koruyan yasalar çıkarıyor. Ülkemizde de genç ağaçları kesenlere 10 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.

Seferihisar'ın Orhanlı Mahallesi'nde bir gecede asırlık zeytin ağaçları katledildi.

Bölgede yapılması planlanan jeotermal enerji santrali (JES) için yürütmeyi durdurma kararına rağmen usulsüzce çalışmalar devam ediyor. Yaşanan olayları anlatan Köylü Safiye Teyze, “Ağaçların kesildiğini görünce içim parçalandı. Kimsenin bunları kesmeye hakkı yok. Atalarımızın elleri değmiş bunlara. Önce bu ağacın zeytinini yediler, yağını içtiler, sonra sabunu kaynatıp kirlerini akıttılar. Şimdi kökünden söküp atıyorlar. Bizim bunu yapmaya hakkımız yok. Bizim JES'le işimiz yok” diyor.

ATALARIMIZDAN YADİGAR

Orhanlı Köyü Kültür, Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Hasan Tahsin Akçil ise tepkisini şöyle dile getiriyor: “Burası binlerce yıldır zeytincilikle geçinen, zeytinyağı üreterek yaşayan bir köy. Bu topraklarda sayısız insan yaşam sürmüş, medeniyetler geçmiş. Zeytin ağaçları hepsinin yaşamına tanıklık etmiş. Çünkü onlar biz burada var olmadan önce de bu topraklarda yaşamlarını sürdürüyorlardı. Bizden sonra da burada yaşamaya devam edecekler. Atalarımızdan, ninelerimizden emanet aldığımız zeytin ağaçlarımızı koruyarak çocuklarımıza emanet etmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Zeytin ağaçlarımızın, yaşam alanımızın jeotermal santral tarafından yok edilmesine asla izin vermeyeceğiz.”

Köylüler, “Bizim tek geçimimiz bu, doğanın, havanın, suyun aynı bu şekilde çocuklarımıza kalmasını istiyoruz. Jeotermal olunca seracılık yapacaksınız, geliriniz artacak dediler bize. Oysa suyumuzu, havamızı zehirlediler. Zeytinimiz bile strese girdi. Mandalina can çekişiyor” diyerek feryat ediyor.

KANUNLARA AYKIRI

Zeytinciliğin ıslahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanu'na göre yani Zeytin Kanunu'na göre tek bir zeytin ağacı kesilemez, zeytinlikler yok edilemez. Ama bu sürekli oluyor ve olmaya devam ediyor. Ağaçları korumaya yasalar yetmiyor. Orhanlı nın Erkence Zeytini çok özel bir tür. Zeytin dalında olgunlaşıyor ve meyvesini hiç bir işlem yapmadan koparıp yiyebiliyorsunuz. Burada ona furma veya hurma diyor köylüler. Ayrıca organik tarımın da merkezi bu havza. Domatesinin tadı bile çok farklı. Doğal yaşamın korunduğu Orhanlı Köyü'nde tarımın yanı sıra hayvancılık da yapılıyor. Binlerce yıllık üretim yöntemlerinin uygulandığı Orhanlı, bu yönüyle keklikten sincaba, oklu kirpiden su samuruna birçok nadir canlının da yaşam alanı olan bir Kadim Üretim Havzası olma özelliği taşıyor.

'Sahip çıkmazsak daha çok keserler'

Zeytin katliamına sessiz kalmayan ve vatandaşlara desteğe gelen Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin de hislerini şöyle aktarıyor: “Orhanlı yaşayan bir köy. Göç veren değil göç alan bir yer. Çünkü toprağın üstündeki değerler toprağın altından kat ve kat zengin. Organik pazarda en büyük pazara sahip bir köy burası. Bugün 20 ağaç için buradayız. Ama bugün bir araya gelemezsek yarın bu 50 ye çıkacak, sıra çam gibi diğer ağaçlara gelecek ve bu bölge olduğu gibi talan olacak.”

Vatandaşlar nöbete başladı

Köylüler, JES çalışmalarına devam eden şirketin (Karen Kahramanmaraş Elektrik Üretim A.Ş.) yirminin üzerinde asırlık zeytin ağacını kesmesinin ardından ‘Zeytinciliğin Islahı Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik’in ihlal edildiğini belirterek nöbete başladı. Kesilen zeytin ağaçları için suç duyurusunda bulunarak, yönetmeliğe göre zeytin ağacının kesilmesinin yasak olduğunu belirten Orhanlı köylüleri zeytin ağaçlarını koruyor.