Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) “Eğitim İzleme Raporu 2025”i Türkiye’de çocukların eğitimden kopuşunun ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Rapora göre 15–17 yaş grubundaki çocukların yüzde 24,9’u, yani her dört çocuktan biri işgücüne katılıyor. Zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen okula devam edemeyen veya açıköğretime yönelen çocuklarla birlikte örgün eğitim dışında kalan çocuk sayısı 1 milyon 470 bin 694’e yükseldi.
ERG’nin Sabancı Center’da düzenlediği toplantıyla açıkladığı rapora göre 2024–25 döneminde 804 bin 250 çocuk zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen okulda değil. Bu çocukların 611 bin 612’si Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 192 bin 638’i yabancı uyruklu.
Ayrıca 273 bin 557 çocuk açıköğretim lisesinde, 392 bin 887 MESEM öğrencisi ise zamanının büyük bölümünü işletmelerde geçiriyor. Bu tablo, eğitim çağındaki 1,47 milyon çocuğun örgün eğitimden uzak olduğunu gösteriyor.
ERG: “Eğitime erişemeyen her çocuk, koruma sisteminin ulaşamadığı çocuktur”
ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, raporun çocukların yalnızca eğitime değil, çocuk koruma sistemine erişiminde de alarm verdiğini belirterek şöyle konuştu:
“Eğitime erişemeyen, okula devam edemeyen her çocuk aslında koruma sisteminin de ulaşamadığı bir çocuktur. Çoklu krizlerin ortasında eğitim ayakta kalmaya çalışıyor ama bu rapor umutsuzluk için değil; neyin mümkün olduğunu ve nelerin değişmesi gerektiğini göstermek için hazırlandı. Her veri bir politika değişikliği için fırsat.”
14–17 yaşta kopuş sürüyor: Bazı illerde üç çocuktan biri okulda değil
Raporda, 14–17 yaş grubunda eğitim dışına çıkma oranının son iki yılda yüzde 8’in üzerinde seyrettiği belirtildi. Muş, Ağrı ve Urfa’da neredeyse her üç çocuktan biri eğitim sisteminin dışında.
Veriler, çocuk yoksulluğunun eğitim dışına çıkmanın en belirleyici faktörlerinden biri olduğunu gösteriyor:
Türkiye’de çocukların yüzde 39,5’i yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında.
Bu oran AB ortalamasının (yüzde 24,2) çok üzerinde.
15–17 yaş grubunda işgücüne katılım yüzde 24,9’a çıkmış durumda.
ERG’nin değerlendirmesine göre, çocuk işçiliğinin büyümesinde ekonomik daralma ve hane içi yoksullaşma doğrudan etkili.
MESEM öğrencileri işletmelerde: Çocuk işçiliği riskleri artıyor
MESEM kapsamında 392 bin 887 öğrenci haftanın büyük bölümünü işletmelerde geçiriyor. Raporda bu durumun, çocukların iş güvenliği eksiklikleri, istismar riskleri ve çocuk işçiliğinin normalleşmesi açısından ciddi tehlikeler barındırdığı uyarısı yapılıyor.
Açıköğretime yöneliş arttı
Açıköğretim liselerinde 18 yaş altı öğrenci sayısı yüzde 14,2 düşse de, örgün eğitimden açıköğretime geçiş oranı yüzde 30,3 arttı. Bu artış, ekonomik ve sosyal nedenlerin çocukları okuldan uzaklaştırdığını gösteriyor.
Okulöncesi eğitimdeki toplam öğrenci sayısı iki yılda yüzde 10,9 azalarak 1 milyon 954 binden 1 milyon 741 bine düştü. 3–5 yaşta okullulaşma oranının en düşük olduğu iller Urfa, Mardin, Diyarbakır, Şırnak ve Maraş oldu.

Ortaöğretimde özellikle kız çocuklar risk altında
Düzeltilmiş net okullulaşma oranları kız çocukların birçok ilde yüzde 80’in altında kaldığını ortaya koydu. Urfa, Muş, Şırnak, Siirt, Ağrı, Bitlis, Mardin, Hakkari, Diyarbakır, Van ve Batman’da kız çocuklarının önemli bir bölümü ne liseye ne de üniversiteye devam ediyor.
Raporda, okulun yalnızca bir eğitim kurumu değil, çocukları koruyucu mekanizmalarla buluşturan bir dayanıklılık ağı olduğu vurgulandı. Ancak Türkiye’de: 202 bin 785 çocuk 2024’te güvenlik birimlerine “suça sürüklenen çocuk” olarak getirildi, Her 10 çocuktan biri taze meyve/sebze tüketemiyor, Her dört çocuktan biri düzenli protein alamıyor. Bu nedenle rapor, okullarda ücretsiz ve sağlıklı okul yemeği uygulamasının aciliyeti konusunda açık bir çağrı yapıyor.



