Murat ERVİN - ÖZEL HABER Ulusal Süt Konseyi'nin çiğ süt alım fiyatını 8.5 TL olarak belirlemesinin ardından süt üreticileri kendilerinin litrede 12 TL'lik masraflarının olduğunu söyleyerek süt üretiminden vazgeçti. İnekler gebe veya yavrulu halde kesimhanelere gönderildi. Buna bağlı olarak düşen süt üretimi marketlerdeki fiyatları da artırdı. Yaşanan süreçte bir Türkiye rekoru kırılarak süt fiyatı, mazot fiyatını geçti. Türkiye genelinde 1 litre süt ortalama 25 TL'den satılırken 1 litre mazot ise 23.75 TL'den satılıyor. Sütten yapılan ürünler de mazotla kıyaslandığında kilosu 250 TL'den satılan İzmir'in meşhur tulum peyniri veya tereyağı için yaklaşık 11 litre mazot parası ödenmesi gerekiyor.

TATLI YERİNE HEDİYE SÜT


Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şubesi Başkanı Hakan Çakıcı, arzın az maliyetin çok olduğu bir piyasada fiyatın da yükselmesinin doğal olduğunu belirtti. Sütte maliyetlerin oldukça baskılandığını, bunun da üretime olumsuz yansıdığını sözlerine ekleyen Çakıcı, “Üretimde artış olmadıkça fiyatlar artmaya devam edecek. Belki de önümüzdeki dönemlerde akraba ziyaretlerinde tatlı yerine süt, yoğurt götürülmeye başlanabilir” dedi. Ulaştırma ve ambalaj maliyetinin çok fazla olduğuna dikkat çeken Çakıcı, “Bundan 5-6 yıl öncesine kadar düşük fiyatlı olmasına rağmen satılmayıp elimizde kalan sütleri 'süt tozu' yapmayı konuşuyordum. Şimdi geldiğimiz durumda süt, adeta 'beyaz altın' oldu” dedi.    

'ÇÖZÜM ARACISIZ SATIŞ'

Uygulanan hatalı ekonomik politikalar nedeniyle 10-15 yıl sonra yiyecek hiçbir şeyin bulunayacağını söyleyen Bademler Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Murat Kulaç, çözümün ise kooperatifler aracılığıyla köylünün kendi ürününü işleyip aracısız olarak satmaktan geçtiğini aktardı. İzmir İktisat Kongresi'nde önerilerini sıralayacaklarını kaydeden Kulaç, “Burada belediyelere çok iş düşüyor. Eğer üretici, malını tarladan toplayıp pazarda tüketiciye doğrudan satarsa 12 TL'ye mal ettiği süt en fazla 14-15 TL olur. İşte bu noktada belediyelerin üretici pazarlarına yatırım yapması, desteklemesi, çoğaltması ve sadece üreticinin bu pazarda ürün satmasına izin vermesi gerekir” diye konuştu.  

'ÇIĞLIĞI KİMSE DUYMADI'

İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gençer, uygulanan tarım ve ekonomi politikaları nedeniyle çiftçinin üretim maliyetlerinin arttığını, para kazanamayan üreticinin de üretmekten vazgeçtiğini söyledi. Maliyetini bile karşılayamayan köylünün ve besicinin yıllardır çığlığını kimsenin duymadığını dile getiren Gençer, “Olan her zamanki gibi asgari ücretle veya 5500 TL'lik emekli maaşıyla geçinmeye çalışan vatandaşa oluyor. Köylü işsiz ve hayvansız millet ise en temel gıda maddesi olan süt, peynir, yoğurt, yumurta gibi ürünlere hasret kalıyor” dedi. Bir zamanlar tarımıyla övünen Türkiye'nin geldiği noktanın son derece iç burkucu olduğuna dikkat çeken Gençer, “Çocuklarımıza bir bardak sütü içiremeden, 1 yumurtayı veya peyniri yediremeden onların yaratıcılıklarını nasıl ortaya koymasını bekleyebiliriz? Çocuklarımız yeterli beslenemediği içinde, ileride kalıcı hastalıklara maruz kalacaktır. Türkiye bunu hak etmiyor” diye konuştu.  


'YANIMIZDA GÖRMÜYORUZ'

İzmir Köy Koop Başkanı Neptün Soyer, ekonomik krizde ve her gün artan enflasyonda ne üreticinin fiyat belirleyebildiğini ne de vatandaşın satılan ürünleri alabildiğini kaydetti. Maliyetin üzerinde marketlerde satış yapılmasını siyasetçilerin çözmesi gerektiğini anlatan Soyer, “Tarım ayakta kalsın diye mücadele ediyoruz fakat ne yazık ki iktidarı bu mücadelede yanımızda görmüyoruz” dedi.


MAZOTTAN PAHALI

Ulusal bir markette en ucuz sütün bile 1 litrelik fiyatı 21.90 TL. Markalı sütler ise 24-30 TL aralığında satılıyor. Buna karşın 1 litre mazot İzmir'de 23.75 TL'den satışa sunuluyor. Kentimize has coğrafi işaretli İzmir Tulum Peyniri'nin kilosu ise 250-300 TL aralığında. Tereyağları da peynir ile aynı aralıkta satılırken bu ürünlerden birini almak için 11 litre mazot parasını gözden çıkarmak gerekiyor.

Editör: Yusuf Tomruk