Atatürk'ün bir sözü vardı
Yediveren bir gül gibi açardı
Atatürk'ün bir atı vardı Etilerden beri yaşardı
Atatürk'ün bir resmi vardı
Buğday tarlası gibi ağardı
Atatürk'ün bir saati vardı
Durmadı...
(Melih Cevdet ANDAY)


Önce şu üç anekdot:
“Kapı büyük bir gürültüyle açıldı, çıldırmış gibi bir teğmenle emir subayı yuvarlanırcasına içeri daldılar. Teğmen ‘generalim…’ diye inledi. ‘Süvariler… Binlerce süvari…’
‘Ne diyor bu?’
Emir subayı açıkladı; 'Türk Süvari Kolordusu, cephe gerimize sızmış efendim.'
Trikupis ve Kurmay Başkanı dehşet içinde ayağa fırladılar...
Sarı Paşa, komutanları ve ve karargahları sabah erkenden Kocatepe’ye gelmişlerdi!

***

İkincisi…
Yunan savunma sisteminin adım adım çöküşünü seyrediyorlardı kurmaylar... Yalnız Çiğiltepe karşısındaki 57. Tümen bir türlü ilerleyememişti. Mustafa Kemal Paşa çok sevdiği komutanı Albay Reşat Bey’i teşvik için bizzat aradı. 'Sorun mu var’ diye sordu. “Yarım saat sonra ulaşacağım efendim. Söz veriyorum’’ yanıtını aldı. Yarım saat dolmuş, Çiğiltepe düşmemişti. Paşa, yeniden Albay'la görüşmek istedi. Emir Subayı Reşat Bey’in intihar ettiğini, bir de not bıraktığı iletti.
Notta mı ne yazıyordu? “Yarım saat içinde size o mevziyi alma sözü verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam!”

***

Son anekdot;
“3.Alay Komutanı Yarbay Ferit gözlerine inanamadı. Binlerce Yunanlının içinde kalan 23 erden 17’si, şehit yüzbaşılarının ve arkadaşlarının cesetleriyle birlikte geri gelmişti. O korkunç kalabalığın içinden nasıl kurtulup geldiklerini anımsayamıyorlardı. Gelmişlerdi işte! Yarbay hepsini öptü, ödül olarak her birine çay şekeri parçası verdi. Verecek başka bir şey yoktu!..’’
Emperyalizm böyle ezilmişti, Anadolu macerası böyle sona erdirilmişti!.

***
"Kurtuluş Savaşı destanını yazan tek ozan"
Nazım Baba 57 yıl önce 30 Ağustos’ta Budapeşte’de Bizim Radyo'ya ne demiş?: “30 Ağustos; bizim Türkler’in en büyük bayramlarından biri ve zannediyorum ki yalnız bizim değil insanlığın bayramlarından biri. Çünkü, 30 Ağustos’ta, ilk defa biz Türkler insanlığa sömürgeciliğe karşı ve emperyalizme karşı muzaffer olabilmenin yollarından birini gösterdik.”
Bu da sömürgeciliğe karşı silah elde çarpışmakla olur. Ve sömürgeciliğin her şeye rağmen yıkılmaya mahkum olduğunu gösteren milletlerden biri de benim milletimdir. Bunun için cidden bu bayram büyük bayramdır. Ve bir daha tekrar ediyorum. Yalnız Türk milletinin bayramı değil, insanlığın da bayramlarından biridir!..”

***
“Atatürk önderliğindeki Türk ulusunun, emperyalizmi yerli ve yabancı işbirlikçileri ile Anadolu yaylasına gömdüğü tarihtir 30 Ağustos 1922…’’ Tarihçi-Yazar Sinan Meydan dostumuz bu tümceyle tanımlar 'Büyük Zafer'i. "9 Eylül 1922" de; İzmir'dir, bağımsızlık, özgürlük ve yurt sevgisinin anlamlı günüdür.

***
Kurtuluş Savaşı dünyanın da haklı gördüğü en kutsal savaşlardandır. Bir enkazdan yepyeni çağdaş bir devlet kurulmasına yol açmıştır. Ve elbette, çağdaş ileri ve güzel olan her şeyimizi borçlu olduğumuz hep yüreklerimizdeki Mustafa Kemal’in askerleri asla unutulmayacaktır!.. Turgut Özakman’ın Çılgın Türkleri’nin sonsözünde yazdığı gibi: Cumhuriyeti yıkmak için çabalayanların, alçakların, müfterilerin uydurdukları yalanlarla dolanlarla dolu sahte tarihe de inanmayın, yalanın yoldaşı da olmayın!

***
Bu eser, milletimin hürriyet ve istiklal fikrinin ölmez abidesidir! Bu eseri meydana getiren bir milletin bir evlâdı, bir ordunun Başkumandanı olduğumdan ilelebet mesut ve bahtiyarım!..’’demiştir
Mustafa Kemâl Atatürk. Biz de Paşam.. Biz de Mustafa'm... Biz de Mustafa'm Kemal'im!.. Bizler de mesut ve bahtiyarız..
Attilâ İlhan da bahtiyarlığımızı, Gazi Paşasını dizelerine şöyle dökmüştü: yürek dolusu Mustafa Kemâl, kalpakları tozlu paşaların çığlıklı gözlerinden bir tutam kuvayı milliye mavisi!

***
Zaferi getiren, kuruluşa kurtuluşa can katan Mustafa Kemal ve askerlerine
Saygıyla...
Minnetle!..
Onurumuzsunuz!..