Doğum belgesi olmadığı için Yugoslavya dağıldıktan sonra Bosna Hersek vatandaşlığı da alamayan Dosen, kimliği olmadığı için sağlık hizmetlerinden de yararlanamıyor. Omurgasında oluşan kırık nedeniyle devlet hastanesinde tedavi olamayan Dosen, “Ben Türküm ve Müslümanım. Kimlik istiyorum" dedi.

1951 yılında Bosna'da dünyaya gelen Mileva Dosen, 19 yaşındayken çalışmak için Almanya’ya gitti. Orada bir evlilik yapan Dosen, çalışma ve oturma izni aldı. Dosen, daha sonra tanışıp, dini nikahla yaşadığı Ömer Sarıal ile birlikte 1987 yılında Türkiye’ye gelip Bursa’nın İnegöl ilçesine yerleşti. Emine Sarıal ismini alan Dosen’in biri Almanya’da diğeri ise İnegöl'de dünyaya gelen 2 çocuğu, babalarının velayetiyle Türk vatandaşı oldu.
Bosna doğumlu olan Mileva Dosen’in Yugoslavya dağılınca kimliği de geçersiz oldu. Doğum belgesi olmayan Mileva Dosen, Bosna- Hersek vatandaşlığı alamadı. Dosen, resmi nikahı olmadığı için Türk vatandaşı da olamadı.
Önceki evliliğinden 4 çocuğu bulunan Ömer Sarıal, Dosen ve 2 çocuğunu terk ederek yerleştiği Samsun’da 11 yıl önce hayatını kaybetti.
Herhangi bir geliri olmayan ve kaymakamlığın erzak ve para yardımlarıyla yaşamını sürdüren Dosen, geçen günlerde düşünce omurgasında kırık oluştu. Bursa’dan İnegöl’e gelen Zeliha Sarıal (33), kimliği olmadığı için annesinin devlet hastanesinde ücretsiz tedavi ettiremediğini, özel hastane için ise maddi imkanlarının olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
"1987 yılında, annem 2 aylık hamileyken, annemle babam Almanya'dan Türkiye'ye geliyor. Ben Bursa'da doğuyorum. Babam İnegöl ilçesindeki daireyi kendi üzerine alıp, Samsun Bafra'ya yerleşiyor. Annem, ağabeyim ve ben İnegöl'de kalıyoruz. Annemin Türk vatandaşı kimliği yok. Benim ve ağabeyimin Türk kimliğimiz var. Annem şu anda 72 yaşında, rahatsız, hasta. 36 yıldır annem Türkiye'de, İnegöl ilçesinde mücadele veriyor. Annemin kimliği olmadığı için hiçbir şekilde sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Annemin kimliği olsa, en azından sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek, yaşlılık maaşı alabilecek, yeşil kartı olabilecek.”


''NEREYE BAŞVURDUYSAK SONUÇ ALAMADIK''

Annesinin Bosna Hersek doğumlu olduğunu ancak Yugoslavya dağıldığı için, oradaki kimliğinin de artık geçerli olmadığını belirten Sarıal, “Çok uğraştık. Yabancılar Şubesine gittik. Annemi ilk başta burada oturma izni olmadığı için yurt dışına göndereceklerdi. Ben çok küçüktüm hatırlıyorum, sürekli gidip geldik. Annemin Yugoslavya'ya gidip oradan bir doğum belgesi almasını istediler. Çok öncesinden savaş olduğu için, annem orada da ölü gözüküyor. Annemin orada kimsesi olmadığı için elimize bir belge ulaşmadı. Kaymakama, belediye başkanına çıktık, ‘Ne yapabiliriz?’ diye. 'Biz de teyze için çok uğraştık ama olmuyor' dediler. Nereye gittiysek, nereye başvurduysak hiçbir sonuç alamadık. Babam bizi üzerine aldığı için bizim kimliğimiz var. O da komşuların zoruyla hani, çocuklar büyüyecek, okula gidecek kimliksiz olmaz diye bize kimlik çıkardı. Şükür bizim kimliğimiz var ama annemin kimliği yok. Yani zor durumda, çok çaresiziz” dedi.

''BENİM ANNEMDEN BAŞKA KİMSEM YOK''

Annesinin tedavisinin bir an önce yapılması gerektiğini belirten Zeliha Sarıal, şunları söyledi: “Her yere başvurdum. Zaman kaybı olmadığını, hastamın yatalak olduğunu ve tedavi altına alınması gerektiğini söyledim. Kanserden şüphelendiler, kemik erimesinden bahsettiler. Hastane kabul etmiyor, bayağı bir masraf çıkacağını söyledi özel hastane. İnegöl Devlet Hastanesi bile, ‘Teyze buraya geldiğinde özel hastane gibi masraf çıkacak’ diyor. Kaymakamlığa gittim, beni Sosyal Yardımlaşma Merkezi’ne gönderdiler. Oradakilerle konuştum, annemi tanıdıklarını, buradan yardım aldığını söylüyorlar. Annem hastaneye yattıktan sonra benim, kızı olarak giderek dilekçe yazmamı istediler. Ama sonrasında o masrafları ‘Kaymakamlığın karşılayıp karşılamayacağını, masrafın ne kadar çıkacağını bilmiyoruz. Biz bunu sunarız, masraf 20 bin-30 bin lira ise biz bunun 10 bin lirasını karşılarız’ dediler. Ben çalışıyorum, iş yerimden izin alıp annem için her yere gittim. Yüzüme kapılar kapandı. ‘Teyzenin kimliği, maaşı, sigortası yok. Biz bir şey yapamayız’ dediler.”
Mileva Dosen de “Ben Türküm ve Müslümanım. Kimlik istiyorum. Ben Türk bayrağını seviyorum" dedi.

DOĞUM BELGESİYLE NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ’NE BAŞVURMASI GEREKİYOR

Yabancı uyruklu bir kişinin, Türk vatandaşı olabilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı alabilmesi için bir Türk vatandaşı ile resmi olarak evli olması ya da Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne doğum belgesi ile birlikte başvurması gerekiyor. Doğum belgesi ya da herhangi bir ülkeye ait kimliği olmayan ve Türkiye'ye vatansız olarak gelen ya da Türkiye'de iken vatandaşlığını kaybederek vatansız kişi durumuna düşen kişiler ise ülkede yasal olarak kalabilmek ve ‘vatansız kişi kimlik belgesi’ edinmek için valiliğe başvuruda bulunmakla yükümlü oluyor.

Kaynak: dha