Geçtiğimiz günlerde "Yorma Birader" adında bir kitap yayınlandı. Kitap gösteri dünyasının bilinmeyen yüzüne ışık tutarken; ünlülerin menajeri, organizatör ve yapımcı Mustafa Oğuz'u daha iyi tanımamızı sağlıyor. Pek çok başarılı işe imza atan Mustafa Oğuz'un gazeteci Selin Ongun'un sorunlarına verdiği yanıtlardan oluşan kitapta, 1970’lerden 2000’li yıllara Türkiye’nin popüler kültürünün nasıl değiştiğini okuyabiliyorsunuz. Ülkemizin siyasi hayatının eğlence dünyasını, televizyonu ve popüler kültürü nasıl etkilediği "Yorma Birader"in satır aralarında yer buluyor. Oğuz, bugün yapılamayan ve özlem duyulan Rumeli konserleri de dahil olmak üzere, yaptığı onlarca önemli işin nasıl üstesinden geldiğini, yaptıkları söyleşide olabildiğince anlatmaya çalışmış.

***

Organizasyon yapmak kolay bir iş değil. Özellikle büyük organizasyonlarda işin hakkını vermek gerekiyor. Hele ki sinema dünyasının starları ile İzmirlileri buluşturmayı hedefliyorsanız. En iyisini ortaya koymak için çok çalışmanız gerekiyor. Temmuz ayını 2. Uluslararası İzmir Film Festivali ödül töreni ile kapattık. Festivalle ilgili çalışmaların bir bölümüne tanık oldum. Yapılan özverili çalışmayı gördüm. Bu nedenle emeği geçen herkesi kutluyorum. Eksikleri olmasına, bazı aksilikler yaşanmasına ve yapılan kimi hatalara rağmen İzmir'in önemli bir festival kazandığını düşünüyorum. Kentin 9 farklı noktasında film gösterimleri yapan, Türkiye'nin vizyon filmlerinin halk oyu ile yarışmasını sağlayan tek etkinliği olan, 110 ülkeden 4 milyondan fazla kişinin oy kullandığı festivale daha fazla sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum. Sadece bu festivale değil, 20 yıldır kent kültürüne önemli katkıları olan ve bu yıl 4 -10 Kasım tarihlerinde düzenlenecek Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali'ne de özellikle işadamlarımızın daha fazla destek olmasını bekliyorum.

***

2. Uluslararası İzmir Film Festivali'nde pek çok ödül alan "Müslüm" filminin senaryosunu Hakan Günday'la birlikte yazan Gürhan Özçiftçi ödülünü almak için sahneye çıktığında önemli bir konuya değindi. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olduğunu söyleyen Gürhan Özçiftçi, "Fakültemizi Narlıdere'den Buca'ya taşımak istiyorlar. Oysa, Tınaztepe Kampüsü'nde öğrenciler gösterilen rektörlük binasında verilmesi gereken eğitim verilemez.Çünkü atölyeleri yok, sahnesi yok, stüdyoları yok, yeterli alanı yok... Lütfen bu yanlıştan dönülsün. Öğrenci arkadaşlarımız için daha iyi çözümler üretilsin"  dedi. Bunu Kültürpark'ın içinde söyledi. Ama Kültürpark Platforumu nedense geçici sürede öğrencileri misafir etmeye karşı çıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e katılıyorum. Soyer, Radyo Ege'ye konuk olduğu programda şöyle demişti: "Binlerce insanın geldiği fuarları Kültürpark'ta yaptık, kitap fuarını da yapmaya devam ediyoruz. Hani Kültürpark'a kültürünü verelim diyenler şimdi neredeler?"

Yormayın birader... Verin gençlere geçici süre fuardaki holleri...