Atlanta’ya geldiğim günlerde SİNCAN İSTASYONU Dergisi’nin yayınına son verdiğini öğrendim. Üzüldüm.
Ankara’da şair-yazar Abdülkadir Budak’ın 2007’den beri yayımladığı Sincan İstasyonu’nu Kasım-Aralık 2025 tarihli 140. sayısıyla benden bu kadar deyip veda etti!
Yazımın başlığını da derginin son sayısının kapağında gözüme çarpan tümceden aldım: Yolcusu Şiir Olan İstasyon.
***
Yazın, sanat, kültür dergilerinin kapanışı beni hep üzmüştür.
Kolay değildir bu dergileri gün yüzüne çıkarmak, okurla buluşturmak, satışını, sürdürümcü sayısını artırmak, dağıtım sorununu aşmak.
Son yıllarda kağıdı, mürekkebi, baskı giderleri, dağıtımı zamlarla çok daha sıkıntılı duruma geldi dergi yayıncılığının.
Geçmişte unutulmayan dergileri yayımlayanlar, o dergilerde yazan ünlü şair ve yazarlar da yazının, sanatın nabzını tutan öncelikle dergiler olduğunu vurgulamışlardır hep. Bence de öyledir.
***
1966, 69 yılları arasında ilk gençlik yıllarımda ben de ÇELE ve MELTEM adlı iki derginin sorumluluğunu, yöneticiliğini üstlendim.
Özellikle MELTEM Dergisi 1967 Kasım ayında (demek ki tam 58 yıl önce) ilk sayısıyla Ankara’da okur karşısına çıktığında ilgi gördü, beğeniyle izlendi. Aylık olarak 15 sayı sürdürebildiğimiz Meltem’i 1000 adet bastırırdık. Zaman içinde sürdürümcü sayısı arttı. Ankara’nın bir çok kitabevinde, büfelerinde satılabildi.
İzmir’de 2003-2007 yılları arasında yayımlanan ÜNLEM Dergisinin kuruluşunda, yazı kurulunda da yer aldım. İsterdim ÜNLEM’in daha uzun yıllar yayımlanmasını, yeni adlara alan açmasını… Olmadı!
***
Yine 1960’lı ve sonraki yıllarda yaşamını sürdüren VARLIK, YEDİTEPE, YENİ UFUKLAR,YELKEN, DOST, HİSAR, DEFNE, YENİ DERGİ, PAPİRÜS, ALAN 67, YORDAM, DÖNEM, KIYI, GÜNEY, ÇABA, YENİ A, EDEBİYAT, TÜRK DİLİ, OLUŞUM, YUSUFÇUK…gibi azımsanamayacak sayıda dergi çıktı, iz bıraktı, çok sayıda yazın-sanat insanının tanınma, ünlenme alanı oldu. Bu dergilerden günümüze koca çınar VARLIK Dergisi kaldı.
Kuşkusuz bugün de yayın yaşamımıza değer katan, yeni adların ortaya çıkmasına, tanınmasına olanak sağlayan, aracı olan yazın, sanat, ekin dergilerimiz var. Aklıma gelenleri şöyle bir analım isterim:
AKATALPA, ARTEMİS, ARTI ELEŞTİRİ, BERFİN BAHAR, ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ, CÜNEYNE, ÇİNİ KİTAP, DELİLER TEKNESİ, EDEBİYAT NÖBETİ, ELİZ, HECE, KİTAPLIK, LACİVERT, MAVİ-YEŞİL, NANOİST, NOTOS, ÖTEKİ ELEŞTİRİ, PATİKA, SARMAL ÇEVRİM, SÖZCÜKLER, TURNALAR, ŞEHİR, ŞİİRDEN, ŞİİRİ ÖZLÜYORUM, ÜVERCİNKA…
***
Sözü yine SİNCAN İSTASYONU Dergisine getirirsek, ilk sayısı Eylül 2007'de Abdülkadir Budak tarafından çıkarılmaya başlanan, ilgiyle izlenen, sevilen bir “edebiyat/şiir” dergisiydi…
“Sincan İstasyonu, içinde ya da başında bulunduğum dördüncü dergim. Kayseri’de ve Ankara’da çıkmış olan Ozanca (1976), Hakimiyet Sanat (1976-1980) ve Şiir Odası (2000) dergilerinden sonra uzun erimli bir dergi çıkarmaya karar verdiğimde 55 yaşındaydım.” (Aksisanat, 8 Nisan 2024)
Evet, sevgili Abdülkadir Budak 55 yaşında Sincan İstasyonu’ndan hareket ettirir şiiri trenini. Yurdu dolaşır, şiirin, yazının yolcularını doldurur; yorulur belki de. 73 yaşında yine Sincan İstasyonu’nda “edebiyat/şiir” treninden mendil sallar, veda eder dergiciliğe…
Cemal Süreya, "edebiyat dergileri batmak için çıkar" sözü, dergiciliğin zorluğunu, sıkıntısını, ancak yine de bu işe girişmenin tutkudan, sevdadan kaynaklandığını anımsatır, anlatır.
Dedim ya yeni dergilerin çıkması beni ne denli sevindirir, gönendirirse, kapanışları da o denli üzer, kederlendirir… Güle güle Sincan İstasyonu Dergisi, seni özleyeceğiz.
ATLANTA - 4 KASIM 2025