Yılbaşı gecesi denilince akla ilk gelen şüphesiz ki sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, özenle hazırlanmış o büyük sofralardır. Mezelerden ana yemeklere, tatlılardan kuruyemişlere kadar donatılan masalar, gecenin en önemli ritüelidir. Ancak bu keyifli anların tadının kaçmaması, yeni yılın ilk gününü hastane koridorlarında geçirmemek için gıda güvenliği konusunda azami dikkat gerekiyor. İzmir Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, yaklaşan yılbaşı öncesinde vatandaşları bekleyen görünmez tehlikelere karşı önemli uyarılarda bulundu. Özellikle gıda alışverişinden pişirme tekniklerine kadar uzanan süreçte yapılacak basit hataların, ciddi gıda zehirlenmeleri ile sonuçlanabileceğine dikkat çekti.
Mezeler sıcakta bekletilmeye gelmez
Yılbaşı sofralarının vazgeçilmezi olan mezeler, eğer doğru muhafaza edilmezse bakteri yuvasına dönebiliyor. Uğur Toprak, özellikle dışarıdan hazır alınan ürünlerde tüketicilerin mutlaka etiket okuma alışkanlığı kazanması gerektiğini vurguladı. Alınan ürünün nerede üretildiği, işletme kayıt numarası olup olmadığının sorgulanması, merdiven altı üretimden korunmanın ilk kuralı. Toprak, "Dışarıdan alınan mezeleri ortam sıcaklığında bekletmeden hızlı bir şekilde eve getirip, derhal dolaba koymalıyız. Soğuk zincirin kırılması bakterilerin üremesi için ideal ortamı yaratır" dedi.
Evde hazırlanan mezeler için de durum farksız değil. Hazırlık aşaması biter bitmez ürünlerin buzdolabı ısısında korunması şart. Toprak, kış mevsimi olmasına aldanılmaması gerektiğini belirterek, "Havalar soğuk olsa bile oda sıcaklığı risklidir. Özellikle yoğurtlu mezeler süt ürünü olduğu için çok çabuk bozulabilir ve sıkıntı yaşama ihtimali yüksektir. Bu ürünleri tüketim anına kadar dolapta tutarak soğuk zinciri korumalıyız" ifadelerini kullandı.
Mutfaktaki sinsi düşman: Çapraz bulaşma
Yemek hazırlığı sırasında yapılan en yaygın ve tehlikeli hatalardan biri de ekipman kullanımıyla ilgili. Mutfakta hijyenin sadece elleri yıkamakla sınırlı olmadığını belirten Toprak, "çapraz bulaşma" riskine karşı uyardı. Çiğ et ile temas eden yüzeylerin ve aletlerin, pişmeden yenecek gıdalarla temas ettirilmemesi hayati önem taşıyor. Toprak, "Örneğin yılbaşı hindisini veya tavuğu doğradığınız bıçağı ve kesme tahtasını, yıkamadan salata malzemesi doğramak için kullanırsanız, etteki zararlı bakterileri doğrudan yeşilliklere bulaştırmış olursunuz. Hijyen kurallarına uyarak, çiğ ürünlerde kullandığımız ekipmanları derhal sıcak su ve deterjanla yıkamalıyız" diye konuştu.
Zehirlenme sanıldığı gibi tavuktan değil pirinçten
Kamuoyunda yaygın bir yanlış inanışa da değinen Uğur Toprak, gıda zehirlenmelerinin baş aktörünün her zaman et ürünleri olmadığını açıkladı. Özellikle toplu yemeklerde ve ziyafet sofralarında sıkça tüketilen pilavın, doğru saklanmadığında büyük bir tehdide dönüştüğünü belirtti. Toprak, "Düğün ve davet yemeklerindeki zehirlenmelerin çoğu sanılanın aksine tavuktan değil, pirinç kaynaklıdır. İç pilav veya normal pilav yaptıktan sonra, oda sıcaklığında uzun süre bekletilmemeli. Pişen ürün en fazla 2 saat içinde hızlıca soğutulup dolaba kaldırılmalı" uyarısında bulundu.
Hindi ve tavuk pişirirken ise içinin tam olarak piştiğinden emin olunması gerekiyor. Etin merkez sıcaklığının 85 derece seviyesine ulaşması, zararlı mikroorganizmaların ölmesi için kritik bir eşik. Toprak, "Et ürünlerini iyi pişirmeli, az pişmiş kanatlı ürünlerinden uzak durmalıyız. Ayrıca sofrayı yemek saatinden saatler önce kurup bekletmek, sıcak soğuk zincir dengesini bozarak yemeklerin bozulmasına yol açabilir" dedi.
Sahte içki ve hileli tatlılara karşı uyanık olun
Yılbaşı gecesi tüketimi artan alkollü içecekler konusunda da vatandaşların dikkatli olması gerekiyor. Son yıllarda artan sahte alkol vakalarına dikkat çeken Toprak, içki alırken mutlaka bandrol kontrolü yapılması ve güvenilir satış noktalarının tercih edilmesi gerektiğini hatırlattı. Güvenilmeyen yerlerden alınan alkolün telafisi olmayan sağlık sorunlarına yol açabileceği unutulmamalı.
Gecenin finalinde tüketilen kuruyemiş ve tatlılarda da hilelere karşı uyanık olunmalı. Bayat kuruyemiş tüketiminin mide rahatsızlıklarına ve keyifsiz bir geceye neden olabileceğini belirten Toprak, şerbetli tatlılardaki "taklit ve tağşiş" riskine de parmak bastı. Toprak, "Baklava yediğinizi sanırken aslında gıda boyasıyla yeşillendirilmiş yer fıstığı veya kaju yiyor olabilirsiniz. Bu tür taklit tağşiş oyunlarına karşı bildiğiniz yerlerden alışveriş yapın. Sütlü tatlıları da yine bozulma riskine karşı dolapta muhafaza edip servis öncesi çıkarın" diyerek sözlerini tamamladı.