Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ; ülkenin ekonomik açıdan içinden geçtiği dar boğaza dikkat çekerek gelişmeleri değerlendirdi. Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı konkordato ilan eden şirket sayısına dikkat çeken Başkan Karabağ üretim ekonomisini alaşağı eden politikaların yerli girişimcisini desteklemek yerine ‘al-sat’larla yabancı sermayeyi baş tacı eden anlayışın kendi işletmelerini bitirme noktasına getirdiğini söyledi. Bu noktada toplumcu belediyeciliğin de önemli bir sac ayağı olduğunu vurgulayan Karabağ, “Bizlerin de bu konuda üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor. Yerel üretimi, tarımdan sanayiye her alanda desteklemek ve planlarımızı yerli yatırımcı ile birlikte hayata geçirmek en doğrusu. Bayraklı’da yıllardır bunu gözetiyoruz. Mutfaklar, tezgâhlar yangın yeri. Yakında aileler konkordato ilan etmeye başlayacak” diye konuştu.

Yerel yönetimlere iş düşüyor…


Sürekli sokakta, halkın içinde olduğunu işletmeleri, esnafı ziyaret ederek nabız yokladığını ifade eden Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Ticaret Bakanlığı marifetmiş gibi açıklıyor. Ülkede borcunu ödeyemeyeceğini açıklayan şirketleri duyuruyor! 300’e yakın Anonim şirket, 600’e yakın Limited şirket konkordato ilan ederken bunların 65’i İzmir’de. 2017'de açılan şirket, 110 bin iken kapanan şirket sayısı 31 bin. Açılanların ne kadar ayakta kalabilecekleri ise muamma. Üretim ekonomisini bitiren bu zihniyet teşvik adı altında, ağzına bir parmak bal çaldığı girişimciyi de iflas noktasına getirdi. Borçlarını ödeyemez haldeler. Peki biz ne yapmalıyız? Ana muhalefet olarak Genel Başkan’ımızın da söylediği gibi “beton ekonomisi” altında kaldık. Acilen üretim ekonomisine dönüş yapılmazsa her vatandaş konkordato ilan edecek! Lale devri şatafatı görülüyor ki, tüccarı, esnafı, halkı ezip geçiyor. Sosyal demokrat anlayışın yerel idareleri olarak bizlere düşen ise kentleri bölgesel olarak planlarken şehrimizin rantının yine şehrimizde kalmasını sağlamaktır. Bu elbette köklü çözüm değildir. Ama önemli bir adımdır. İzmir’i kentsel olarak dönüştüreceksek, bunu yerel yatırımcıyla uygulamak, İzmir’in kazanmasını sağlamak önemli. Çiftçimizin önünü açacak örgütlü üretim, satış ve pazarlama ağlarını yaygınlaştırmak zorunlu hale geldi” diye konuştu.


Kim kazanıyor?


“Bu ülkenin toprağında ve atölyelerinde üretilebilen ne varsa ithal ediliyor. Üstelik bunu ahbap çavuş ilişkisiyle yapıyorlar. Bundan kazancı olan kim? Halk olmadığı, çiftçi olmadığı, sanayici olmadığı kesin!” diyen Başkan Hasan Karabağ; sözlerini şöyle sürdürdü; “Pazarcı esnafımız, aynı zamanda üretici ise doların altında, aracı ise ödediği komisyonların altında ezilmiş durumda. Halkımız ise, açlık sınırının altındaki asgari ücretle, mutfağındaki yangını nasıl söndüreceğinin derdinde. Bırakın çocuklarının eğitimini, üst başını, geleceğini karnını nasıl doyuracağını düşünüyor. Bayraklı bu tabloyu ciğerine kadar yaşayan mahallelerle, hanelerle dolu. Bayraklı Belediyesi olarak halkımızın da konkordato ilan etmemesi için var gücümüzle sosyal destekler yarattık, yaratıyoruz. Taşıma suyla değirmenin nereye kadar döneceği malum. Yerel üretim organizasyonlarına ihtiyacımız var. Bunu belediyeler olarak hayata geçirebiliriz. Bu üretim modeli, İzmir özelinde kırsaldan başlatıldı. Çok doğru bir hamle. Ancak, geliştirilmesine ve tüm üreten kesimlere yönelik ele alınmasına ihtiyaç var”