İzmir'de düzenlenen 3. ENGELSİZMİR Kongre ve Fuarı'nda engelli vatandaşların çalışma hayatına kazandırılmasına yönelik sorunlar ve çözüm yolları ele alındı. Firma temsilcileriyle görüşen engelli vatandaşlar iş başvurusu yaptı.

Kapılarını 'İş'te Ben de Varım' sloganıyla açan ENGELSİZMİR Kongre ve Fuarı, engelli bireylerin iş dünyasında yer almalarına yönelik oturum ve uygulamalarla farkındalık yarattı. Sektör temsilcileri, uzmanlar, eğitimciler ve engelli bireylerin buluştuğu kongrede dünyadaki engelli istihdamının örnekleri, Türkiye'deki mevcut uygulamalar, destekler, alınması gereken önlemler ve geleceğe yönelik politikalar tartışıldı.

Kongre kapsamında kurulan İş'te Varım Zirve Alanı'nda firma temsilcileri ile görüşen engelli bireyler, çalışma hayatında aktif olarak yer alabilmek için 'Ben de varım' dedi. Kongreye yoğun bir katılım gösteren engelliler, zirve alanında da iş olanaklarını inceledi. İŞKUR desteği ile kurulan alanda 88 firma temsilcisi ile buluşan yüzlerce engelli, iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Kongre sonrasında İŞKUR'un her iki tarafa da destek veren iş ve meslek danışmanları firmalarla görüşerek uygun pozisyonları değerlendirecek.

'HER BİREYİN YAPACAĞI İŞ MUTLAKA VAR'


Engelli istihdamına yönelik yönetmelikler, destekler, yapılması gerekenler ile özel ve kamu sektöründe istihdam politikaları üzerine konuşan İŞKUR İzmir İl Müdür Vekili Makbule Dank, "Bir toplumda insanlığın gelişmesi ve yücelmesinde her birey önemlidir. O nedenle gücü ve yeteneği ne olursa olsun, her bireyi kalkınma sürecinde üretime katabilmek, uygar toplum olabilmenin önemli bir koşuludur. Toplum içinde yaşamak, üretmek ve kazanmanın yolu birey ve vatandaş olarak çalışma hayatına katılmaktan geçer. Aynı şekilde bir meslek sahibi olmak, engellilerin sosyal yaşam içinde aktif olarak yer almalarının en temel yaşam kaynağı. Mesleki becerisi olan her bireyin yapacağı iş mutlaka var" dedi.

'SOSYAL YARDIM ÇÖZÜM DEĞİL'


Engelli istihdamında Türkiye ve dünyadaki uygulamaları değerlendiren Engelli Konfederasyonu Başkanı Turhan İçli, Türkiye'de yapılan çalışmaların sosyal yardım değil gerçek istihdam yönünde olması gerektiğine dikkat çekti. İçli, "İşsiz bir birey toplumda itibar da kazanamıyor. Dolayısıyla istihdam sadece kendi kendine yetmesini güvence altına almıyor aynı zamanda toplum içerisinde başı dik bir yurttaş olarak yaşamasını da sağlıyor. Türkiye'de 1 milyon 800 bin engelli vatandaşın yalnızca 160 bini çalışıyor. İstihdam algımızı da değiştirmemiz gerekiyor. Ülkemizde istihdam kılıklı bir sosyal yardım yapıyoruz. Engelli vatandaşı üretim sürecine sokmuyoruz" diye konuştu.

Yapılması gerekenin engellilerin başarıyla yapabilecekleri işleri ve iş basamaklarını kurmak olduğunu belirten İçli, bunun yurt dışında örnek uygulamaları olduğunu söyledi. İçli, "Yurt dışında sosyal içerme uygulaması yapan şirketlerin esası buna dayanıyor. Engelli vatandaş rekabet ortamına uygun çalışıyor, sadece ortamı onun konforuna göre planlanıyor. Firmalar iş sürecini planlarken engelli derecelerine göre gruplandırma yapıyor. Buna göre eğitilmiş eleman o işi yapmaya uygun hale getirildiği zaman hem işveren mutlu oluyor hem de engelli vatandaş aldığı parayı hak ederek kazanmanın gururunu yaşıyor. Zaman içerisinde işverenlerdeki önyargı da kırılıyor. O elemanı alıp nereye koymasını gerektiğini biliyor. Bu sürecin sonunda verimli çalışan engelli vatandaşın da toplumsal itibarı artıyor. Ülkemizde de yapılması gereken en acil ve etkili yöntem budur. O vatandaşa toplumun diğer kesimiyle aynı koşullar altında çalışma ve üretme gücünü kazandırmak, tüm politikaların önüne geçen bir uygulama olacaktır" dedi.