İzmir’in Bergama İlçesi’nde doğayı tahrip, yaşamı tehdit ettiği gerekçesi ile kapatılması için yıllardır mücadele eden bölge halkı, çevre örgütleri ve Bergama Belediyesi, Koza Altın Madeninin üçüncü atık depolama tesisi ile hazırlanan maden projesine verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına karşı yürütmeyi durdurma istemli dava açtı. Başkan Gönenç; “Bergamalıların yıllardır bıkıp usanmadan sürdürdüğü mücadeleyi kimsenin göz ardı etmeye hakkı yok” dedi.

FETÖ-PDY soruşturmaları kapsamında el konularak kayyum ile yönetilen ve siyanürle altın ayrıştırma yaparak işletilen Koza Altın Madeninin iki atık havuzu dolduğu için üçüncü atık havuzu gündeme gelmişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2009/7 Sayılı Genelgeye dayanılarak atık depolama havuzu için ÇED olumlu belgesi verilmişti. Bu karara karşın Bergama Belediyesi, TMMOB Metalürji ve Kimya Mühendisleri Odası, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP, Yeşil Artvin Derneği ve 116 yurttaş tarafından dava açıldı. Dava dilekçesinde Anayasa’nın 56/2’de yer alan “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” metni hatırlatıldı.

DEPREM OLASILIĞI FELAKETE YOL AÇAR

İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde; “Mahkeme kararının aşılması için bu kez 2009/7 sayılı genelge işletildi, yeni ÇED Raporu 20 Haziran'da bakanlığa sunuldu, 3 Temmuz'da İDK toplantısı yapıldı, 13 Temmuz'da da yeni ÇED raporunun nihai yapıldığı duyuruldu. ÇED raporunun yer almadığı duyulara yapılan itirazlara rağmen 3 Ağustos 2017 tarihinde bu davanın konusu işlemle birlikte ÇED olumlu belgesinin verildiği duyuruldu. Bu işlemin iptali için ayrıca dava açılmıştır" denildi. Dilekçede ayrıca, çevre sağlığı ve canlı yaşamı için yaratacağı riskleri tespit eden onlarca bilimsel rapora, onlarca mahkeme kararına, AİHM kararına rağmen faaliyetini sürdüren Ovacık Altın Madeni işletmesi sürecinde çıkan tehlikeli atıkların depolandığı iki atık depolama tesisi kapasitelerinin artırılmış olmasına karşın dolduğu da ifade edildi. Ege Bölgesi’nde sürekli depremler meydana geldiğine ve en son 6,6 şiddetinde deprem olduğuna vurgu yapılarak, Bergama’nın deprem bölgesi olduğu, olası bir depremde madenin atık havuzlarının patlaması riskinin yüksek olduğu, bunun da felakete yol açacağı belirtildi.

EROL ENGEL; “YA MADENİ YA DA MAHKEMELERİ KAPATIN”

Konuyla ilgili görüş belirten Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel; “Ovacık altın madeni için yargının vermiş olduğu karar bir kez daha uygulanmadı. O zaman ya madeni ya da mahkemeleri kapatın. Şu an hükümet kayyum marifetiyle işletmeyi yönetiyor ve hukuka saygılı değil. Geçmişte DSİ 3’üncü atık havuzu için olumsuz görüş belirtirken bugün tam tersi görüş belirtiyor. Depremlerin yoğun yaşandığı bugünlerde yöre iki atık havuzu ile patlamaya hazır bomba gibi iken, 6 milyon metre küp kapasiteli 3’üncü atık havuzuyla bu tehdit dayanılmaz bir hal alacaktır. 3’üncü atık havuzunda yer altı su tablasının altına inilmektedir. Bu durum Bakırçay tarımı içinde büyük tehlike arz ediyor. Sağancı organize sanayi bölgesinin canlanmasının önünde de engel teşkil etmektedir. Her şeyden önemlisi Kozak yaylamızı talan etme isteklerinden de vazgeçmiş değiller " dedi.

BAŞKAN GÖNENÇ; “BERGAMALILARIN YILLARDIR SÜRDÜRDÜĞÜ MÜCADELE GÖZ ARDI EDİLMEMELİ”

Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç; “Bergama Ovacık Altın Madenine ilişkin verilen izinlerin iptali için daha önce defalarca yargı tarafından iptal kararı verilmişti. Onca yargı kararına rağmen her defasında o yargı kararları etkisiz bırakıldı. Üçüncü atık depolama havuzu ile yine aynı sorunu yaşıyoruz. Üstelik süreçte maden kayyuma devredildi ve bu sefer masanın her iki tarafında da devlet var. Şuanda madenin işletmesi de ona gerekli izinleri verecek olan ve yargı kararlarını çıkaracak olan da aynı mekanizma” dedi. Şirketin Kozak Yaylası’nda açık ocak maden işletmeciliğine dönerek, buradaki alanların talan edildiğini belirten Başkan Gönenç; “Kozak Yaylası’nda telafisi olmayan çevre tahribatı ile karşı karşıyız. Bergamalıların yıllardır bıkıp usanmadan sürdürdüğü mücadeleyi kimsenin göz ardı etmeye hakkı yok” dedi.