Teknoloji ile ilgili biri olarak elbette bir ekonomist değilim. Ama bir ekonomistin kesinlikle teknoloji uzmanına dönüşmek zorunda olduğu günleri yaşıyoruz. E-ticaret, e-marketing ve şimdi de kripto para teknolojileri siz uzak durmak isteseniz bile hayatımıza giderek daha fazla giriyor. Geçmiş yüzyılda altın fiyatları, döviz kurları, banka faizleri veya hisse senetlerinin yönlendirdiği dünya ekonomisinde şimdi çok daha farklı araçlar ve aracılar da parlamaya ve etki etmeye başlıyor. Bazıları bu durumu “yeni ekonomi” diye tanımlansa da aslında bu “yeni ekonomi 2.0”. Çünkü “yeni ekonomi” terimi 1990’lı yılların sonuna ait bir deyim. Teknoloji ilk olarak 1990’lı yılların sonunda 2000’lerin başında ekonomiye gösterişli bir giriş yapmıştı. Aynı giriş gösterişli bir patlamaya sebep oldu. Birçok teknolojisi firması destekçileri ile beraber battı. Yeni bir ekonominin geldiği fikri, 1990'ların sonu ve 2000'lerin başındaki teknoloji balonunu çevreleyen histerinin bir parçasıydı. Yeni ekonomi çeşitli şekillerde bilgi ekonomisi, veri ekonomisi, e-ticaret ekonomisi vb. olarak müjdelendi.

Ne yazık ki, 90'lı yıllarda ortaya çıkan yeni ekonominin uzun vadeli sağlığı için, yatırımcılar ve finans kurumları, temelleri tam olarak dikkate almadan teknoloji sektörü hisse senedi fiyatlarını benzeri görülmemiş rakamlara yükselttiler. Teknoloji sektörünün etrafındaki heyecan yarardan çok zarar verdi. Ve bu firmaların bir sonraki Microsoft olmaya itilme hızı, büyük olasılıkla harika olan, peşinde koşulabilecek birçok potansiyel iyi iş fikrini de yok etti.

2000’li yılların başındaki teknoloji balonu patlamasına rağmen, Google (Alphabet), Amazon ve Facebook gibi kalan firmaların çoğu çok yenilikçi ve teknolojinin ön saflarında yer alıyor. 90'ların teknoloji patlamasından bu yana, teknolojideki birçok yeni ve heyecan verici alt sektörün büyümesini gördük. Bunlar arasında paylaşım ekonomisi, akış ekonomisi, iş ekonomisi, bulut bilişim, büyük veri ve yapay zeka yer alıyor. Teknolojiyle ilgilenen şirketler, özellikle Alphabet, Amazon, Facebook ve Apple, piyasa değeri açısından dünyadaki çoğu şirketi geride bıraktı.

Fakat şimdi daha yeni bir evrene giriş yaptık. Blockchain teknolojisi. Bize yansıyan hali ile kripto para evreni. Merkezi kontrollerden uzak dijital para birimlerinin sürekli piyasaya sürüldüğü tek bir kelime ile tanımlamak gerekirse bilinmez bir dijital evren, gerçek evreni kuşatmaya çalışıyor.

Yeni bir ekonomide miyiz?

İlerleyen yıllarda kesin olarak evet diyeceğiz. Fakat şimdilik durumu yaşıyoruz.

Kripto paraların evreni ilk bakışta pek çok açıdan ponzi dolandırıcılık sistemi ile çok benzerlikler gösteriyor. Yeni yapılan üyeler ile eski üyelere kazanç sağlandığı fakat üye akışı kesilince çöken sistemlere ponzi sistemi denir. Yakın yıllarda hatırlayacağınız tosuncuk-çiftlik bank faciası bu tür dolandırma yöntemlerine en iyi örneklerdendir. Fakat kripto para teknolojisini yakından inceledikçe sisteme dahil olan başka alt sistemler ile beraber her gün diğer ekonomi araçlarını tehdit edecek kadar ciddi bir olaya dönüştüğünü de söylemek gerekir.

Bu tür teknolojileri, merkezi hükümet ve devletlerden ayrışmaya çalışan büyük şirketler de her geçen gün daha fazla destekliyor. Bu sebeple bu evren, her gün yeni bir teknoloji altyapısı ilave edilerek genişletiliyor. Devletlerin birçoğu halen gidişatı gözlemliyor. Hatta gelişmekte olan devletler sınıfında olan ülkeler bu sistemlerde para döndürerek kar bile sağlıyorlar. Bu tür teknolojileri ise bir yandan Çin başta olmak üzere Asya devletleri de destekliyor. Amaç doların global ekonomideki hakimiyetini bir nebze daha kırmak. Bu sebeple kripto paraların evreni beş on sene sonra hayatımızda, kablosuz internet kadar içi içe olacağımız ve kanıksayacağımız bir hale dönüşebilir. Belki de azınlık kişiler için çoktan öyle oldular.

2000’li yıllardaki teknoloji temelli yeni ekonomi argümanı çok başarılı olmamış olabilir. 2020’ler deki teknoloji tabanlı yeni bir ekonomi oluşturma çabası ise şu an için derin bir dalga gibi geliyor. Devletlerin keskin müdahalesi olduğu takdirde durum elbette değişebilir. Fakat devletlerin birbirleri ile olan ilişkileri, şimdilik keskin yasaklama, yok etme müdahalelerine izin verecek gibi gözükmüyor. Yine de devletler bu teknolojiyi ve oluşturduğu ekonomiyi kontrol etmek isteyeceklerdir. Bu durumda kripto para evrenini tümden yasaklamayı başaramayan ve hatta istemeyen devletler başka kontrol metotlarına yöneleceklerdir. Tüm kontrol metotları da vatandaşlar üzerinden olacaktır. Her zamanki gibi vatandaşlarını kontrol edecek yöntemler ile kripto parayı kontrol etmeye çalışacaklarını tahmin etmek için de kahin olmaya gerek yok.

Sağlıklı günler dilerim.