Gelişen olaylar ve getirdiği koşullar, dünyada yeni bir yapılanmanın yolunu açtı. Bu alanda ABD, Rusya ve Çin yalnızca dünyada değil, uzayda da inanılmaz bir mücadele veriyor. Dünyanın yeni güç odağı olmak için yapılan bu kavga bütün kıtalarda kendini gösteriyor.

***
1974'de ABD ulusal güvenlik danışmanı Brezinski'nin 2040 yılına kadar Amerikan'ın dünyanın su ve enerji kaynaklarını kontrol etmesini sağlayacak politikasını Obama ve Trump döneminde yavaş yavaş terkeden, NATO'nun konumunu tartışmaya açan, stratejik ortaklık anlayışına yeni bir konsept getiren, ekonomik ve nano-teknolojik gelişmelere öncelik tanıyan Avrupa ve Pasifik'te kurulacak yeni düzende güç odağı olmak için yeni politikalar oluşturuyor. Keza Rusya Berlin Duvarı'nın yıkılması ile kaybettiği yerleri prestijini kazanmak için aynı yolu seçti.

Çin gizli ortağı Hindistan'la Pasifik’teki Amerikan egemenliğini kırarken, yanına Japonya ve Avusturalya'yı da alma uğraşı içersinde. Çin bu arada yeraltı ve yerüstü kaynalarının tükenme aşamasına gelen dünya da Afrika da başat duruma geldi. Düzen değişikliğin tetikleyen başka faktörlerde var. İklim değişikliği, susuzluk, salgın hastalıklar gibi...
Ukrayna, Libya, Suriye, Güney Afrika, Brezilya, Tayvan, Singapur’u da değerlendirmekte yarar var. Düzen değişikliği sürecinde Türkiye'nin konumu ne olacak?
Türkiye'nin bu aşamada üç açmazı var. Kıbrıs, Ukrayna, açılım politikaları.
Kıbrıs sorunu çözülmeden Türkiye'nin geleceğini oluşturacak atılımların hedefini bulamayacağı bugün var olan nokta en önemli bir göstergedir. "Kardeş" olarak nitelendirdiğimiz ülkelerin bile tanımadığı Kıbrıs, Doğu Akdeniz'deki gelişmeler çerçevesinde önemli bir pazarlık NOKTASI olacaktır. ABD-Rusya arasındaki sorun tüm dünya gibi Türkiye'yi de yakından ilgilendirmektedir.

***

Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunan Türkiye, NATO'yu yanına alarak Rusya ile "SICAK" bir savaş konumuna girerse, tutumu ne olacak? Olabilecek bir Rusya karşıtlığı, doğal akımının kesilmesi, nükleer santral yapımının durdurulması, İdlip'te oluşacak bir politika değişikliği ile 3-4 milyon göçmenin sınırımıza akmasını sağlayacak,önemli bir gelir kaynağı olan Rus turistin gelmesini önleyecek ve narenciye ihracatımızı baltalayacaktır. Aksi bizi Batı'dan ayıran bir dönüm
NOKTASI olacaktır. Bölgeye ve Afrika'ya yönelik açılım politikalarının bu "GÜÇ" savaşları içerisinde nereye verileceğini şimdiden öngörmek olanaksız. Güçler arasındaki süreç bizim gibi bir çok ülkenin geleceğini belirleyecektir.