Haber / Özge Günerken

5199 sayılı yasada yapılan yeni düzenleme ve sonrasında çıkarılan ek genelgeye göre yasaklı ırklar olarak kabul edilen; Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Fila Brasilerio, Dogo Argentino, Amerikan Staffordshire Terrier, Amerikan Bully cinsi köpekler için verilen kayıt süresi 14 Ocak itibarıyla dolmuştu. Aradan geçen 1 ayı aşkın zamanda kısırlaştırma ve kayıt yaptırılmayan çok sayıda cins köpek, yüksek para cezalarını ödemek istemeyen sahipleri tarafından terk edildi. Terk edilen köpeklerin dramı hayvan hakları savunucularını da isyanın eşiğine getirdi.

Son olarak Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP), Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bir dilekçe göndererek yeni düzenleme yapılması yönündeki talebi yineledi.

BİR BİR ÖLÜYORLAR

HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, “Federasyonumuz tarafından 10 Ocak tarihinde İçişleri Bakanlığı’na sürenin uzatılması yönünde gönderilen dilekçe ve tüm girişimlerimiz şu güne kadar maalesef yanıtsız kaldı. Bu canların ölümüne bile bile göz yumuluyor. Hiç değilse iyi huylu olduğu tespit edilen cinsler için kayıt süresi uzatılmalı. Onlar şu anda barınaklarda, sokaklarda, ormanlarda ölüyor. Kim sesimizi duyacak? Her gün yüzlercesi için şikayet alıyoruz. Bazı hayvanların barınaklarda yer olmadığından hemen uyutulduğu da gelen ihbarlar arasında… Erzincan Belediyesi örneği önümüzde. Uyutulma iddialarına karşın barınağa ve çöplüğe STK’lar sokulmadı. Daha 15 gün önce barınakta 14 yasaklı köpek vardı, şimdi 7 tane kalmış. Uyutmasalar bile yasaklı köpeklerin bu şartlarda hayatta kalmaları imkansız. Birçok barınakta ne branda, ne palet, ne mama, hiçbir şey yok!

Üstelik kayıtlı canlar bile barınağa alınabiliyor. Örneğin; Sakarya’da kapısının önünden kayıtlı, pasaportlu bir köpek barınağa alındı. 10 gün mücadele verildi. Sonunda köpek kurtuldu ama ölüm döşeğinde! Gelen yardım isteğinde aynı barınakta yaklaşık 150 köpeğin karanlık hücrede tutulduğu da yazılıydı. Tüm barınaklarda benzer bir durum yaşanıyor. Hepsi yasaklı ırklarla dolu. Bu canlar ölecek! Günahtır yazıktır. Bu yapılan 2. Hayırsız Ada olacaktır” dedi.

Terk edilen köpekler zor koşullarda yaşam savaşı verirken, çözümün tek adresi ise Türkiye Büyük Millet Meclisi. Meclis'te yeni bir genelge çıkarılarak kayıt süresinin uzatılması ve bu süreçte imkanları kısıtlı köpek sahiplerine kısırlaştırma için destek verilmesi gerekiyor. Çeşitli illerde daha önce eylemler de yapan hayvanseverler sosyal medya ve basın aracılığıyla haftalardır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, milletvekillerine ve partilere seslenerek bu acı tabloyu değiştirmelerini istiyor.

DAHA KÖTÜSÜ OLABİLİR

HAYTAP Temsilcisi Önder tarafından Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürü İsmail Üzmez dikkatine gönderilen son dilekçede 5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nun tüm hayvanların rahat yaşamaları ve uygun muamele görmelerini amaçladığı, ancak şimdi; tehlike arz eden köpeklerin ölüm fermanının verildiği belirtildi. Dilekçede şu ifadeler yer aldı: “Dram her geçen gün artarak sürmektedir. 14.1.2022 tarihinde yasal süre sona ermiştir. Süreden haberi olmayan, 2-3 bin TL’den başlayan kısırlaştırma ücretini bulamayan dar gelirli sahipler ile sorumsuz sahipler; Ülkemde sadece 1003 Belediyeden 256’sında bakımevi bulunması; El konulan köpeklerin geçici olarak kurulmuş bakımevlerinde 3x5 metrekarede ömür boyu yaşamaya çalışması;

Belediyelerin öldürmesi veya dağa taşa atması, on binlerce hayvanın yaşam hakkının ihlal edilmesi demek olur. Belediye barınakları yaşam alanı değil, adeta birer ölüm kampıdır. Üretim, merdiven altı dahil devam etmektedir.

Yasaklı, tehlikeli diye kavram olamaz. Küçük bir köpeği de saldırgan yetiştirirseniz agresif ve saldırgan olur. Belli bir yerde yaşamaya alışık hayvanlar bir anda sokağa terkedilirse, onların da kaygıları olacak. Köpeklerin saldırması için bir uyarı da onların korkmasıdır. Korkan köpek de ısırma meyilli olabilir. Önlem alınmazsa benzeri ırkların sayısı artacak. Süre uzatılmaz, kayıt altına alınmazlarsa başıboş oldukları için ısırmalar devam edecek, önüne geçilemeyecek durumlar ortaya çıkacaktır. Ceza ödemekten kaygılananlar, köpeklerini sokaklara ve ormanlara bırakmaya başlanmıştır.”

HAYVANSEVERLER NE İSTİYOR?

Dilekçede talepler ise şu şekilde sıralandı:

“Kayıt için belirlenen sürenin uzatılması gerektiğini defalarca Bakanlığa iletmiştik. Yetkililerin bu konuda merkezi düzeyde kısırlaştırmaya yardım etmesi gereklidir. Bunun için de halen sokak ve olmayan barınaklara atılmaya devam eden tehlike arz eden köpekler için;

-Sürenin 6 ay daha uzatılmasını,

-Sürenin uzatıldığı konusunda TV ve basında bolca bilgilendirme yapılmasını,

-Kısırlaştırılmaların İzmir ve bazı belediyelerde olduğu gibi ücretsiz yapılmasını, (merkezi yönetim ve/veya belediyelerin)

-Merdiven altı üretimin durdurulması için olağan dışı çalışma yapılması gerekmektedir.

Selçuklu’dan, Osmanlı’dan itibaren sokaklarımızda hayvanlar bulunmakta olup bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Tehlike arz eden köpekler de genelgenizde olduğu üzere, tasma ve ağızlıkla olmak kaydıyla bizlerle yaşamaya devam etmedir.”