Dünyada emsali bulunmayan, kahramanlıklar destanına dönüşen 18 Mart Çanakkale zaferinin bu yıl 107. yılı kutlanıyor. 18 Mart Çanakkale zaferi ile Kurtuluş Savaşı’na dönüşecek milli mücadelenin temelleri atıldı

Çanakkale harpleri, Osmanlı Devleti'nin son başarılarından biri değil, aynı zamanda yeni kurulacak olan Türkiye devletinin kuruluşunda da önemli bir mayadır. Çanakkale harpleri, siyasi açıdan Türkiye devletinin resmi ideolojisi olacak olan Türk milliyetçiliğinin oluşumunda ve gelişiminde önemli bir safhayı oluşturur. Osmanlı resmi yazışmalarında, ‘Çanakkale harpleri için ‘Çanakkale Cephesi, Çanakkale Darülharbi, Çanakkale Harekâtı, Çanakkale Müdafaası, Çanakkale Harbi’ tanımlaması geçer. Her ne kadar başkomutan Alman Liman von Sanders Paşa (Alman general, ölümü: Münih 1929) olsa da, Başkumandan vekili ve Osmanlı Milli Savunma Balkanı Enver Paşa (öl. 1922), Milli Savunma Bakanı vekili Talat Paşa, Başbakan Mehmed Said Paşa ve padişah Mehmed Reşat’ın da bir başarısıdır.

Çanakkale harplerinde, İngiliz ve Fransız askerlerine karşı, Türkler, Ermeniler ve Iraklı askerler büyük bir askeri başarı kazanmışlardır. Kuşkusuz önemli Osmanlı kumandanlıkları, Çanakkale Boğazı kumandanlığı, 15. Kolordu Kumandanlığı, 14. Kolordu Kumandanlığı gibi, Osmanlı birliklerinin komutanlıkları Alman subaylara atanmışsa da,  Osmanlı subaylarının bu müdafaadaki askeri başarıları kesinlikle inkâr edilemez. Albay Weber, 15. Kolordu Komutanı iken, Albay Trommer 14. Kolordu Komutanı, Liman von Sanders ise 5. Ordu Komutanı olarak görev yapmışlardır. Ayrıca Von Nikolay’ın kendi askeri birliği de unutulmamalıdır. Osmanlı subayları arasında Salahaddin Adil Paşa (12. Fırka Kumandanı, ölümü: 1961), İsmail Hakkı Bey (7. Alay 1. Tabur Komutanı), Esad Paşa (3. Kolordu Kumandanı. Mehmet Esat Bülkat, öl. 1952), Fevzi Çakmak Paşa (16. Kolordu Komutanı, 20 Nisan 1915’te emekli edildi), Cevat Paşa (Malatyalı Cevat Çobanı, ölümü:1938), (Çanakkale Boğaz Komutanı), Albay Hovik Bey (Ermeni kökenli Albay, 12. Fırka Komutanı), Yüzbaşı Basri Bey ve nihayet Albay Mustafa Kemal (19. Fırka, 15. Kolordu, 16. Kolordu komutanı olarak), fevkalade askeri başarılar kazanmışlardır. Çanakkale harpleri, Osmanlı subayları açısından çok değerli askeri tecrübe ve eğitim edinmelerini sağladığı kesindir.

ZEHİRLİ GAZ KULLANILDI

Osmanlı subayları, Müttefik Kuvvetlerin Çanakkale Boğazı'ndan geçmemeleri için istihkâmlar kazmışlar, boğazın her iki yakasında toplar ve fenerler yerleştirmişlerdir. Alman gemileri Goben ve Breslav, Çanakkale Boğazı'ndan geçince savaş patlak vermiş; özellikle Fransız ve İngiliz gemileri, Boğazın girişini ablukaya almışlardır. Bu donanmada Yunan gemilerinin olduğu da unutulmamalıdır. Ayrıca, Müttefik Güçler tarafından İstanbul ve Anadolu’ya saldırmaları için Midilli Adası'nda Rum çeteleri hazır tutulmuştur. Albay Mustafa Kemal 26 Ocak 1915’te 19. Fırka Komutanı olarak atanmıştır. 3 Şubat 1915’te Boğazı sis ve kar basmış, bu durum Müttefik Güçlerce uğursuzluk olarak addedilmiştir. Ertesi gün Müttefik donanması Burhaniye, Ertuğrul ve Seddülbahir bataryalarını tahrip etmiştir. Osmanlı hükümeti, topun, boğaz savunmasında önemini kavramış ve Avusturya’dan, Çanakkale’de kullanmak için obüs topları satın almıştır. 2-3 Mart 1915’te Müttefikler, Bolayır, Yıldız Tabya ve Kabatepe’ye saldırmışlardır. Osmanlı donanmasına destek sözü veren Rus deniz subayı Smirnof, sözünde durmayarak, Müttefikler tarafına geçmiştir. İtalya henüz Müttefiklere dâhil olmamıştır 11 Mart’a kadar. 11 Mart Müdafaasında, Kumkapı ve Seddülbahir’de, Mehmet Çavuş’un kahramanlığı Osmanlı hükümetince parayla ödüllendirilmiştir. O sırada 5. Ordu komutan olan Sanders Paşa’ya Gelibolu’daki Fransız Konsolosluğu binası karargâh olarak tahsis edilmiştir. 28 Mart 1915’te Osmanlı hükümeti, Ertuğrul Vapuru Boğazı savunma görevi vermiştir. Müttefikler 30-31 Mart’ta Saroz Körfezi'ni bombaladılar. Almanlar, başarılarından dolayı Cevat Paşa'ya, Croix de Fer nişanı verdiler (25 Nisan’da). 20 Nisan’da İngilizlerin, Bolayır’daki Süleyman Paşa türbesini bombalamaları Osmanlı hükümetince protesto edildi. Bu arada belirtelim ki İngilizler uluslararası hukuka aykırı olarak Çanakkale harplerinde domdom kurşunu ve zehirli gaz kullandılar.

Almanlar aleyhine, Osmanlı halkına havadan bildiriler attılar. İngilizler, balonu bir silah olarak kullandılar. Fransız gemisi Bouvet batırıldı. Osmanlı askerlerinin 5 Martta ’ki başarılı savunmasından dolayı padişah Mehmet Reşat’a, Meclis-i Vükela azalarının önerisiyle ve şeyhülislamın fetvasıyla, 25 Nisan 1915’te ‘gazi’ unvanı verildi. İngilizlerin, Mısır’daki Müslüman halka İngiliz üniforması giydirerek Çanakkale’de savaştırma çabası boşa çıktı. Ama Osmanlı hükümetinin Mısır Müslümanları'nın İngilizler aleyhine ayaklanacağı düşüncesi de boşa çıktı. Endenozya Müslümanları (Batavya) Çanakkale’deki Osmanlı askerinin zaferlerinden menün olarak, camilerde Cuma hutbesinde Mehmet Reşat’ı gazi olarak andılar. 13 Mart’ta İngilizlerin Golyat zırhlısı batırıldı. 3 Mayıs’tan itibaren Haziran sonuna kadar Arıburnu ve Seddülbahir’de Osmanlı topçusu Müttefiklere karşı önemli başarılar kazandı. Enver Paşa'nın önerisiyle Albay Mustafa Kemal 25 Temmuz’da 15. Kolordu Kumandanı olarak atandı. Bu durum sadrazam ve padişah tarafından da onaylandı. 17 Ağustos’ta yine Enver Paşa tarafından M. Kemal 15. Kolordu Kumandanlığından 16. Kolordu Kumandanlığına atandı. 21 Ağustos’ta Kanlısırt, Yeşiltepe ve Süngübayır’daki askeri başarılar, Kireçtepe ve Azmaktepe’deki başarılarla birlikte, harplerin kaderini belirledi. Mustafa Kemal bu başarılarda, askeri komutan olarak, önemli rol oynadı. 18 Eylül 1915’te Albay Hovik Bey, 12. Fırka Komutanı olarak atandı. 11 Kasım’da da Esat Paşa, 1. Ordu Komutanı oldu. İngilizler, aldıkları Osmanlı esirlerini Kıbrıs ve Mısır’daki esir kamplarına götürdüler. Osmanlı Kızılay’ı bu harplerde önemli rol oynadı. İngilizlerin Osmanlı seyyar hastanelerini bombalamaları protesto edildi. 30 Ocak 1916’da, Enver Paşa’nın önerisiyle, padişah Mehmet Reşat tarafından, harplerdeki başarılarından dolayı, Albay Mustafa Kemal’e Osmanlı nişanı verildi. Yazışma incelendiğinde, Enver Paşanın bu öneride bulunmasına rağmen, uygulama yetkiyi elinde tuttuğu anlaşılıyor. Belge şöyledir:

İRADE-İ SENİYYE

16. Kolordu Kumandanı Miralay Mustafa Kemal Beyin hidemat-ı hasenesine binaen tebdilen üçüncü rütbeden Osmani nişanı alisiyle ve Irak Grubu kumandanı Miralay Halil Beyin muharebattaki yararlığına binaen Muharebe Gümüş Liyakat ve İmtiyaz madalyalarıyla taltifleri icra kılınmıştır. İşbu irade-i seniyyenin icrasına Harbiye nazırı memurdur. 1 Şubat 1916. Başkumandan vekili ve Harbiyi nazırı Enver, sadrazam Mehmed Said, Mehmed Reşat (Osmanlı arşivi, DH. KMS. 36/30).

Neticede Çanakkale harpleri, 17 Ocak 1916’da Osmanlı hükümeti açısından bitti. Boğaz düşmanlardan tamamıyla temizlendi. Erzurum valisi Sabit Efendi, kendi cebinden, Çanakkale harplerinin bir anısı olarak Çanakkale haritalı üç adet seccade imal ettirdi ve bunları Albay Mustafa Kemal ile Enver Paşa’ya hediye etti. Bu seccadelerin akıbetini bilmiyorum. Osmanlı arşivinde korunan arşiv belgeleri incelendiği zaman, Albay Mustafa Kemal’in Çanakkale harplerindeki başarısının doğru olduğu anlaşılıyor. Çanakkale harplerinin, Mustafa Kemal tarafından Cumhuriyet devrinde bir propaganda malzemesi olarak kullanıldığı iddiasının kesinlikle doğru olmadığı anlaşılıyor. Batı emperyalizmine karşı kazanılmış olan Çanakkale zaferinin yıldönümü, kutlu olsun!