O unutulmaz akşam...

Bir dakikada hayatımızın değiştiği, zamların tarihi rekor kırdığı akşam...

Oysa O günün ortasında Erdoğan şöyle demişti; “Kurdaki dalgalanmanın cazibesine kapılanlar, bunun acı faturasıyla nasıl yüzleştilerse, aşırı fiyat artışına tevessül edenlerin de durumu farklı olmayacak, fiyatlarda fahiş artış yapanlar bunun bedelini ağır biçimde ödeyecektir.”

Marketleri suçlayan Erdoğan’ın, bu konuşmasından bir kaç saat sonra, akaryakıttan elektriğe, doğalgazdan vergi ve harçlara kadar tarihin en ağır zamlarını ilan edildi.

Söylediği gibi, “bunun bedeli ağır biçimde ödenecek.”

“Belki yarın-bir gün, belki de ilk seçimlerde…”

***

Gelicem, gelicem, merak etmeyin; 31 Aralık gecesi saat 23.59 ile günü 1 Ocak’a çeviren 00.00’a girerken; sadece 1 dakika ara ile hayatımızda nelerin değiştiğini tek tek anlatacağım.

Ama önce, “nasıl yönetildiğimizin” bir aynası olan akaryakıt örneği vermek istiyorum. Örneği CHP Sözcüsü Faik Öztrak veriyor: “Doların 18 lirayı gördüğü 20 Aralık'ta 55 litrelik otomobilin benzin deposu 642 liraya doluyordu. Dolar kuru bugün 13 lira, aynı benzin deposu 714 liraya doluyor.” Yani; dolar çıkarken de, benzine zam geliyor, dolar inerken de, benzine zam geliyor. Var mı bunu açıklayacak bir babayiğit?

Bir ayrıntı daha; Türkiye şu anda dünyada enflasyonu en yüksek sekizinci ülke. TÜİK'in veri olarak aldığı sepetteki 402 üründen 391'inin fiyatı artmış. Tam bir facia, altından kalkılacak gibi değil

***

Ve işte 31 Aralık akşamı, 23.59’dan bir dakika, sadece bir dakika sonrasında hayatımızı değiştiren, daha doğrusu “zehir” eden değişikliklerin bazıları:

- Konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 25 zam.

- Konutlarda kullanılan elektriğe yüzde 50 zam.

- İzmir’de ulaşıma zam: 3 lira 46 kuruş olan tam biniş ücreti, 4 lira 70 kuruş oldu. 120 dakika içindeki ilk aktarma ücreti 90 kuruş, ikinci aktarma ücreti ise 66 kuruş olarak belirlendi. İlk binişten sonraki 120 dakika içinde, üçüncü ve sonraki aktarmalardan ücret alınmayacak.

3 lira olan öğretmen ve 60 yaş biniş ücretleri 4 lira 6 kuruş olarak düzenlendi. Önceki tarifede 1 lira 64 kuruş olan öğrenci biniş ücretinde ise artış yapılmadı. Öğrenci, öğretmen ve 60 yaş kartlarının, ilk binişten sonraki 120 dakika içinde aktarma ücretlerinden muaf olması uygulaması sürüyor. Aynı şekilde, 05.00-07.00 ve 19.00-20.00 saatleri arasında yüzde 50 indirimli biniş hizmeti verilen Halk Taşıt uygulaması da devam ediyor.

- İzmir’de öğrenci servislerine yüzde 34 zam. 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı 2'nci döneminde uygulanacak.

- Araç muayene oldu 375 lira.

- Pasaport bedeline yüzde 36 zam.

- Ehliyet harcı, o da yüzde 36 zamlandı.

- Emlak vergisine yüzde 18 zam.

- Veraset ve intikal vergisine yüzde 36 zam.

- İzmir-İstanbul Otoyol ücreti 367 liraydı, oldu 459 lira.

- Marmaray’a yüzde 23 zam.

- Osmangazi, 15 Temmuz Şehitler, Fatih Sultan köprülerine zam.

- Taksi ve minibüslere yüzde 36 zam.

- Mobil telefon aboneliği ilk tesisi yüzde 36 zamla 117 lira oldu.

- Ankara-İstanbul hızlı tren 98.5 liraydı, 118.5 lira oldu.

***

Hazmedilmesi, kabullenilmesi çok zor değil mi? Bir yanda iğneden ipliğe yapılan zamlar, öte yanda 3’lü rakamlara giden enflasyon…

Allah yardımcımız olsun…

*****

2022: KARANLIK VE SOĞUK BİR YIL (!)

Vahşi elektrik zammı açıklamasında “kademeli tarife” ile dar gelirli vatandaşların korunacağı; aylık 150 kilovat/saate kadar olan tüketim miktarları için fiyat 1 lira 37 kuruş, 150 kilovat/saatin üstü için ise 2 lira 6 kuruş olarak uygulanacağı açıklandı.

Bu açıklama tam bir kandırmaca!

Çünkü, ayda 150 kilovat/saat elektrik tüketimiyle ancak “yarı karanlıkta” yaşamak mümkün.

Baktığınızda o yarı karanlık bile dar gelirli aileler, emekliler için ödenemeyecek rakamlara ulaştı.

Aralık 2021'de, sayıları çok az olan ve tüketimi 150 kilovatın altında kalan aileler, 90-137.5 lira öderken, aynı tüketim için Ocak’ta yüzde 45'lik zamla 199-200 lira ödeyecekler.

Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin hesaplamalarına göre, 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam standartları için tüketeceği varsayılan 230 kilovat/saat enerjinin faturası yüzde 72'lik artışla 211 liradan 364 liraya yükseldi. Kış aylarında ısınma, yaz aylarında soğutma için elektrik kullanan ailelere gelince…

Aylık tüketimleri en az 450 kilovat/saat olacağı için, Aralık'ta 412 TL olan aylık faturası yüzde 98 artarak, 817 TL'ye yükselecek.

Benden söylemesi; elektrik fiyatları ödenebilir düzeyde tutulmazsa, çoğumuz ayın yarısını aydınlıkta, diğer yarısını “gaz lambası”, “mum ışığında” geçirmek zorunda kalacağız.

Doğalgaz farklı mı? Bir kalemde yüzde 25 zam. Sanayiyi hiç sormayın! Bir dakikada yüzde 50 zam. Sanayici, imalatçı, KOBİ’ler saç baş yoluyor, millet kış kıyamette ne yapacağının, bu kışı nasıl geçireceğinin yolunu arıyor.

2022… Hoş geldin yarı karanlık ve soğuk yeni yıl!

*****

ÜÇ HANELİ ENFLASYON KAPIMIZDA…

2021’de yıllık enflasyon, Ena Gruba göre yüzde 82.8 oldu. TÜİK yüzde 36, TÜİK üretici fiyatlarıyla enflasyon ise yüzde 79.9 olarak açıklandı.

Zaten farkındayız; çarşıda pazarda, enflasyonun ne olduğunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Evlerin mutfağında yangın, odalarında donma tehlikesi yaşanıyor. Aklı başında tüm ekonomistler, hep bir ağızdan “bu iyi günlerimiz, 13-14, hatta 18 liralık dolar fiyatı henüz enflasyona yansımadı. Dolardaki artış, Aralık, Ocak, Şubat aylarında kendini gösterecek” diyorlardı; oldu da. Aralık ayı enflasyonu ENA Grup'ta yüzde 19, TUİK’te yüzde 13, TUİK üreticide yüzde 19 olarak açıklandı.

Enflasyon yetmezmiş gibi, üstüne bir de tarımda kuraklık, plansızlık ve tarım politikalarında bilinçli olarak uygulanan boş vermişliği ekleyin. Çiftçinin bu yıl ürünü gübresiz ektiğini hesaplayın. Gıda maddelerinde hem fiyat artışları hem de kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya kalacağız.

Biliyorsunuz değil mi; tüm bunlar ekonomi teorisinde olmayan 'faiz sebep enflasyon sonuç' teorisini ispatlamak için başımıza geliyor.

Önce Merkez Bankası’ndan 128 milyar dolar satıldı. Hala da ısrarla satmaya devam ediyorlar, akıllanmadılar. Tüketici faizlerini, esnafın, sanayicinin kredi faizini, hazinenin borçlanma faizini yükselttiler. Hazinenin borçlanma faizlerinin artması demek, yeni vergiler, yeni zamlar, Merkez Bankası’nın yeni para basması ve yeniden enflasyon demek…

Bütün bunlar, küçük bir azınlık dışında halkın giderek yoksullaşması ve yoksullaşmaya devam etmesi demek.

Ve sonuç:

Yüzde 83’leri bulan yıllık enflasyon, hızla üç haneli rakamlara koştururken, Ocak ayının sonunda işçinin eline geçecek olan yüzde 50 zamlı asgari ücretin alım gücü çoktan uçtu gitti. Memura ve emekliye yapılan zamlar da öyle.