Köy halkı talep etti, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ne istedilerse verdi. 2 bin 500 nüfuslu Ulamış Köyü ilçenin en üretken, en canlı köylerinden biri haline geldi.

Ropörtaj / Engin YAVUZ

ULAMIS10
Aslında köyümüzün gelişmesi kadınlarımızın sayesinde, Ulamış’ta bir kadın hareketi oldu ve başarıya ulaştı.

Ulamış İzmir’e 38, Seferihisar’a ise 6 kilometre uzaklıkta, şehir hayatına hem yakın hem uzak, 2 bin 500 nüfuslu bir köy. Kuruluş tarihinin 300 yıl öncesine dayandığı söyleniyor. Köye adını veren Ulamış Obası, 12 ile 15. yüzyıllar arasında Halep yöresinde yaşayan Avşar Türkmenleri’nden… 2003 yılındaki depremde birçoğunun yıkılmasına karşın Ulamış’ın ayakta kalan taş evleri hala ilgi çekiyor.
10 Haziran tarihine kadar zeytincilik, mandalina, enginar üreticiliği ve arıcılıkla geçinen, halkının kendi halinde yaşadığı sakin köy Ulamış, altı ay içinde sihirli bir el değmiş gibi, İzmirliler’in akın akın gelip ziyaret ettiği bir köy haline nasıl geldi. Yıllarca özel sektörde çalışıp emekli olduktan sonra atalarının köyüne yerleşen Berkhan Parlak Gazete 9 Eylül okurları için anlatacak, ben bu gelişmenin öyküsünü yazacağım size…

ULAMIS17

Bize Ulamış Köyü’nü tanıtır mısınız?

Bildiğiniz gibi çok eski bir köy. 2 bini aşkın nüfusu var. Bir süre Doğu Anadolu’dan göç aldı ama gelenlerin de hepsi artık Egeli oldular. 800-1000 kişi arasında yaşlı nüfus var. Mandalina üretimi yaygın. Yaklaşık 600 bin ağaç var. Zeytincilik, kesme çiçekçilik yapılıyor. Hayvancılık var. Keçi sütü üretimi yaygın. Yaş sebze üreten köylülerimiz var. Evde sabun yapımı kültürü gelişmiş. Normal sabun da kostiksiz kül sabunu da üretiliyor. Kadınlarımız çok yetenekli. Reçel, erişte, tarhana hazırlıyorlar mevsiminde. 1969 yılında kurulmuş iki zeytinyağı fabrikamız var. Tarımsal Satış Kooperatifimiz öncülüğünde burada üretilen zeytinler işlenip zeytinyağı elde ediliyor. Yakında internet üzerinden satışlara da başlanacak. Tarım arazilerimizi sulayabildiğimiz göletimiz var. Damla sulama yöntemi son yıllarda çok yaygınlaştı. Zaten fazla su ürünlere her zaman zarar verir. Suyu şimdi tasarruflu kullanmayı da öğrendik.

ULAMIS06

TUNÇ SOYER DESTEĞİ

Ulamış’a ilk yerleştiğinizde neler gördünüz, ne düşündünüz?

Ulamış’ta dededen kalma arazilerimiz ve çiftliğimiz vardı. Burada çiftçiliğe başladım. Köylünün içine karıştım. Köyü inceledim, vatandaşla tanıştım, kısa süre sonra köyden biri oldum. Ulamış, İzmir-Seferihisar ana yolunun yanıbaşındaydı ama gelip geçen kimsenin merak ettiği, uğradığı bir yer değildi. Aslında bu durumdan köylü de memnun değildi. Bu köyü geliştirmek için neler yapabiliriz diye düşündük, planladık. Armola yöresel adıyla peynir suyumuz vardı, doğala çok yakın tarım ürünlerimiz vardı, tohum takas şenliğinde keşfettiğimiz karakılçık buğdayımız vardı. Kadınların üretim potansiyeli vardı. Randevu istedik Başkan Tunç Soyer kapılarını bize sonuna kadar açtı. Hiçbir talebimizi geri çevirmedi. Tunç beyin eşi Neptün hanım, bu süreçle başından sonuna kadar ilgilendi, hep yanımızda oldu.

ULAMIS01-KASIMPATI

KÖYÜN KADERİ DEĞİŞTİ

Hangi gelişmeler oldu da Ulamış kısa sürede bu kadar değişti?

Ulamış’ın tarihinde ilk kez 10 Haziran’da Armola ve Ata Ekmeği Şenliği düzenledik. Aynı gün özellikle kadınların ürünlerini sattığı köy pazarı açıldı. İki günlük etkinlik boyunca tiyatro gösterileri oldu, köy pazarında konserler düzenlendi, duvar boyama etkinliği yapıldı. İki gün içinde köye 7 bin kişi geldi, alışveriş etti, eğlendi, gitti. Bu festival köyün kaderini değiştirdi. Köy halkı da bu değişimi fark etti ve hemen sahiplendi. Küçücük bir şenlik yeterli değildi. Burası sürekli olarak yaşayan, aktif bir köy olmalıydı. Kültür ve sanat faaliyetleri de köye girmeliydi. Bu amaçla sosyal sorumluluk projeleri geliştirmeye başladık. Ufku geniş arkadaşlarımızla el ele verdik. Neptün Soyer hep yanımızda durdu, bizi yönlendirdi. Down sendromlu çocukları köyümüze davet ettik. Farkındalık etkinliği düzenledik. Ege Papasort Lions Kulübü’nün desteğiyle köyümüzde ilk kez Ata Ekmeği atölyesi kurduk. Ağustos’ta tarhana atölyesi açıldı. Sokakları tek tek temizledik, evlerin duvarlarını beyaza boyadık. Sokaklarımızı ve ana caddemizi çiçeklendirdik. İmam ve Ağa derelerinin yataklarını temizledik… Bütün desteği Seferihisar Belediyesi’nden aldık ama köydekiler de hep emek vererek bize yardımcı oldular. Şenliğe ilk gelenler oturacak yer bulmakta güçlük çekmişti. Çünkü iki kahvehanemiz vardı. Şenliğin ardından eski evlerin içinde avlu kafeler açılmaya başladı. Çiçekli Avlu Kafe bunlardan biri. Buraya gelenlerin kendilerini evlerinde hissedecekleri ortamı sunuyoruz misafirlerimize. Köylümüz kahvaltıda ne yiyorsa gelenlere de aynısını sunuyoruz. Taze domates, salatalık, reçel çeşitleri, en az tereyağ kadar lezzetli tortu, pişiler, börekler… Ön planda hep kadınlarımız var. Aslında köyümüzün gelişmesi kadınlarımızın sayesinde, Ulamış’ta bir kadın hareketi oldu ve başarıya ulaştı. Kadınlar tarafından Kadın El Emeği Mutfağı kuruldu. Artık burada en lezzetli ev yemeklerinden tatmanız mümkün. Yakında köy kütüphanemizi açacağız.

ULAMIS12-KARAKILCIK

SAF BUĞDAY EKMEĞİ

Bize Almora peynir suyu ile Karakılçık Ata Ekmeği’nden de söz eder misiniz?

Armola peynir suyu iki yaşını geçmiş keçiden elde edilen tulumda yapılıyor. Lor, peynir kırığı ve kaya tuzu ile ılık süt fermantasyona giriyor ve ortaya Armola peynir suyu çıkıyor. Yıllar önce yolculuklara çıkanların çıkınlarına ekmek ile birlikte koyduğu bir peynir türü Armola. Kahvaltıda yiyecekseniz üzerine zeytinyağı dökerek çok daha lezzetli hale getiriyorsunuz. Karakılçık buğdayımız ise bundan birkaç yıl önce Seferihisar’da düzenlenen tohum takas şenliğinde bir yaşlı köylümüzün sayesinde ortaya çıktı. Genetiğiyle hiç oynanmamış yöresel bir buğday tohumu. Yine Seferihisar Belediyesi destek oldu ve köyümüzde üretmeyi, çoğaltmayı başardık. 240 dekar alanda karakılçık buğdayı üretiyoruz ve dekar başına 200 kilogram verim alıyoruz. Tohumları Seferihisar Belediyesi hibe ediyor, köylümüz üretiyor. Bu buğdaydan taş fırınlarda ve köy fırınımızda Karakılçık Ata Ekmeği üretmeye başladık. Çok lezzetli ve çok yararlı bir ekmek. Hafta sonlarında yalnızca 400 adet üretiliyor. O kadar beğenildi ki dışarıdan gelenler bu ekmeği bulmakta artık zorlanıyor.