Güzelbahçe'de 40 yıldır özel tekneler yapan Recep Kurtyılmaz; namı diğer 'Tekneci Recep Usta', iyi bir tekne çıkarmak için çekirdekten yetişmek gerektiğini; çırak bulmakta zorlandıklarını kaydetti.

HABER: Burak Yıldız / Sinem Demirel 

Tekneci Recep Usta lakabıyla bilinen Recep Kurtyılmaz, 40 yıla yakın bir süredir İzmir Güzelbahçe'de ahşap tekne yapım ve tamiratı ile uğraşıyor. Sipariş üzerine tekne yapan Kurtyılmaz, İkenderun'dan, Hatay'dan, hatta Karadeniz'den siparişler almış. Karadeniz kökenli olan ve denizle hep iç içe olduğunu vurgulayan Kurtyılmaz genelde balıkçı tekneleri, motoryatlar ve gezi tekneleri yapıyor. Ürettiği teknelerde kullandığı malzemeden ve kalitesinden bahseden Kurtyılmaz, “Yöresel olarak her bölgenin tekne yapmak için özel malzemesi oluyor. Ege bölgesinde genellikle karoselli omurga kullanılır, dış kaplama çam olur. İskelet ise karışık, dut, meşe ve ceviz gibi kaburga ağacı dediğimiz sert ağaçtan yapılır. Eğer sipariş daha lüks bir gezi teknesi ise o zaman daha çok maun malzeme kullanıyoruz, o zaman ortaya göze daha hoş gelen kaliteli bir ürün çıkıyor. Gemilerin ne kadar güzel olacağı, ne kadar büyük olacağı ve ne kadar gösterişli olacağı müşterinin istekleri ve maddi durumuna göre değişkenlik gösteriyor” dedi.


ÇIRAK SORUNU YAŞIYORUZ


Kurtyılmaz şöyle devam etti: “İyi bir tekne çıkarmak için kişinin çekirdekten yetişmesi gerekiyor. Burada meslek lisesi var, her yaz stajyer alıyoruz. Stajyerler çoğu zaman yeterince işi bilmeyen, kökten yetişmemiş kişiler oluyor. Buradaki zorluğu gördükten sonra da böyle işlerde çalışmak istemiyorlar. Çocuklar artık tersanede veya yapım atölyelerinde pişmek yerine işin daha teorik kısmı olan okullarda yetişiyor. Okuldan çıkan çocuk buraya gelip işin mutfak kısmına girdiğinde de doğal olarak zorluk çekiyor. Bu durum çıraklığın olduğu bütün meslek dallarında böyle. Bir işin, bir ustalığın devamılığını sağlayacak olan kökten yetişmiş çıraklardır.”
Yasaların, yerel tekne üreticilerinin işlerini kolaylaştırıcı olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Kurtyılmaz, “Devlet, özel amaçlı kullanılan teknelerde C belgesine uygun yeni motorlar istiyor. Fakat bu motorları bulmak büyük problem, çünkü Türkiye'de buna uygun motor üreten firma bulunmuyor. Biz motor üretmiyoruz, tekne üretiyoruz. C belgesine uygun motor da bulamadığımız için mecbur olarak eski veya hurdaya ayrılmış kamyonların motorlarını çıkarıp, revize edip teknelerimize takıyoruz. Hem motor bulsak bile yerli üretim olmadığı için çok pahalıya geliyor, bu da teknenin fiyatını yukarılara çekiyor. Ayrıca, biz mevcut motorlarımıza bu belgeyi almak istesek bile tekne motorlarındaki emisyon oranını ölçecek herhangi bir kurum da mevcut değil. Bu durumun daha uygulanabilir yasalarla çözülmesini istiyoruz” diye konuştu.


Bu işin geleceği var


Ahşap tekne atölyelerinin geleceği hakkında konuşan Tekneci Recep Usta, “Tekne işinin geleceğinin olduğunu düşünüyorum. Bu sektör, denizler kurumadığı sürece var olacaktır. Her şeyin mekanikleştiği, robotlaştığı bu dönemde bizim yaptığımız iş daha sanatsallık barındırıyor. Buradan çıkan teknelerin her biri ustaların onlarca saat çalışıp emek sarf etmelerinin ürünü. Emek de sonuçta çıkan ürüne artı bir değer katıyor. Çekirdekten yetişen çıraklar olduğu sürece bu tarz el işçilikleri aranan işler olacak, değerlenecek” dedi.