Hulusi ŞENEL

Avustralyalı hayvanseverler hayvanlarının yaşamı, sağlığı için yılda beş milyar dolar harcıyor, ölen hayvanlarını da özel mezarlara gömüyorlar. Hatta öldüklerinde hayvanlarının mezarlarının yanına gömüllerini vasiyet edenler var

Sevgili okuyucular, dünyamızda tüm insanlar gibi diğer canlılar-hayvanlar da sevgiye muhtaçtırlar. Büyüklerimiz ‘Sevginin olmadığı yerde huzur ve barış olmaz’ derler. Doğru bir söz. Ancak zamanımızda sevgi azalmış olmalı ki, insanlar Afrika’daki vahşi hayvanlar gibi acımazsızca birbirlerini öldürürlerken aynı acımasızlığı hayvanlar üzerinde de yapıyorlar. Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da veya bir başka bölgede çok sayıda müslüman insan öldüren-ölümlerine neden olan intihar bombacılarını, kutuplarda derilerinden kürk yapılan hayvanları sopalarla, kuş gribi salgını nedeniyle kanatlı hayvanları diri diri gömenleri, yakanları, nesli tükenmekte olan Balinaları avlayanları, sokak hayvanlarını aç suzuz bırakıp htta sopayla, zehirle öldürenleri duydukça içimiz sızlıyor. Halbuki, hayvanlara eziyet yapılmaması için peygamberimiz; Merhametli olana Allah da merhamet eder, siz yerdeki canlılara merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin ‘der ve inananlar için kıyamet gününde insanların, eziyet ettikleri hayvanlar tarafından şikayet edileceklerini de söyler. Ama kimsenin bildiği, öğrendiği yok. Shelley’in de sevgiden uzak olanlar için “Karnı aç olanlardan daha çok sevgiden yana aç olanlara acırım!” diye de çok güzel bir sözü vardır..

Bu arada insanlardaki sevgi duygusunun azalmasını, ahlâki çöküntülere, terör olaylarına ve savaşlara bağlayanlar kadar, insanları birbirlerini sevme arzsundan uzaklaştıran faktörlerin arasında kötü arzular, eğilimler, nefis körlüğü ve maddi çıkarlarında olduğunu iddia edenler de var... Aslında bu yazımızın ana konusu daha çok hayvan sevgisiyle ilgili ama biz insanlar arasındaki sevginin azaldığını da bildiğimiz için bu konuya da değindik.

İNSANLARIN HİZMETİNE VERİLDİLER

Gerçek ilahiyatçılar, Tanrı'nın yaratıkları olan hayvanların biz insanların hizmetine verildiğini, onlardan yararlandığımızı bu nedenle de hayvanlara karşı sevgi duymamızı, merhametli olmamızı öğütlemekteler. Konuşamayan, meramını anlatamayan bu yaratıklara sevgi ve merhamet göstermez isek büyük bir günah işlemiş oluyoruz. Tabii günahtan, günah işlemekten korkanlar varsa...

Hayvan sevgisi ile ilgili peygamberimizin de güzel bir uyarısı var. Peygamberimiz, “Günahkâr bir kişi çok susamış bir hayvana su verdiği için günahları Allah tarafından bağışlanır. Bir başkası hayvanı kapatıp aç ve susuzluktan ölmesine neden olursa cehennemlik olur” diyor. Bütün bunlardan anladığımız, hayvanların da insanlar üzerinde hakları olduğudur. İnsan olarak hem birbirimizi hemde hayvanları sevelim diyorum, bilmem sizler ne düşünürsünüz...

***

ŞEMPANZE GENLERİ İLE İNSAN GENLERİ AYNI İMİŞ! 

İnsan ve hayvan sevgisinden bahsederken elimize geçen hayvanlarla ilgili bir araştırma haberinden bahsetmekte de yarar var. ABD’nin Michigan Üniversitesi’nden yapılan araştırmada, 14 bin insan ve şempanze genini kıyaslayan-inceleyen bilim adamları, insan ve şempanze genlerinin yüzde 99 oranında aynı olduğunu söylüyorlar! Bu haberi okuyucunca bazıları ‘Acaba aramızda dolaşan yarım akıllıların bazıları bu şempanze soyundan gelmiş olmasınlar?’ diye düşünebilirler... Çünkü hayvan zekâsı ile insan zekâsı arasında çok büyük fark vardır. İnsanlar yanlış ile doğruyu çok kolay ayırt edebilirler ama Şenpanzelerde bu ayırımı yapacak zekâ yoktur.

***

AVUSTRALYA'DAKİ HAYVAR SEVGİSİ

Hayvan sevgisi Avustralyalılara her yıl milyarlarca dolara maloluyor ve ölen hayvanlara güzel mezarlar yapılıyor. Dünyamız garipliklerle dolu. Bazı ülkelerde köpekler kediler gıda olarak yenilirken, bizim ülkemizde hayan düşmanlığı almış başını gidiyor. Gazeterlerde sık sık okuyor, televizyonlarda sık sık görüyoruz hayvanlara karşı bu düşmanlığı.. Halbuki İslam’a göre Tanrı-Allah nazarında tüm canlılar eşittir. Ama ne yazık ki, halkımızın güya yüzde 90 müslüman olan bu ülkede hayvanlara yapılan eziyetlerin, işkencelerin haddi hesabı yok. Hayvanları zehirli yiyecek verenlerin, işkence yapanların, öldürenlerin sayısı o kadar çok ki bu vicdansızlıklara yürekler dayanmıyor. Bir tarafta açlıktan ölen on binlerce insan diğer tarafta hayvanlar için milyarlarca dolar harcayanlar var. Garip bir dünyada yaşıyoruz. Medeni ülkelerde hayvanlara büyük bir sevgi var. Bu ülkelerden biri de Avustralya. Avustralya’da herkes hayvan besler ve besledikleri hayvanların sağlığı, bakımı, süsü ve özel mezarlığı için her yıl milyarlarca dolar harcalar.

Bu özel ve lüks hayvan mezarlıklarından biri Sydney’in batı bölgesinde. Tertemiz, etrafı ağaçlarla çevrili. Özenle biçilmiş çimenler arasındaki hayvan mezarlığa gittiğimde birçok insan mezarlıklarında göremediğim düzenli, baş uçlarındaki pahalı mermerler üzerine altın yaldızlı harflerle yazılmış sevgi ifadelerinin yer aldığı mezar taşlarıyla karşılaştım. Tertemiz, çiçeklerle ve yeşil çimlerle kaplı mezarlıkta dolaşırken aklıma Shakespeare’in; “Sevginizi toprağa gömünüz, pek güzel, pek saf vücudundan menekşeler bitsin” sözlerini hatırlayıp duygulandım. Bu özel hayvan mezarlığını dolaştıkça bakımlı, çiçeklerle donatılan köpek, kedi, kuş, at ve hatta insanın bile gömülü olduğunu görüyorum. Burada yatan hayvanların mezar taşlarında da sahiplerinin çok güzel ve içten gelen duygusal sevgi ifadelerini okudum. En güzel mezar ise bir Türkün köpeğine ait. Çok lüks bu hayvan mezarlarından biri olan bu mezar İhsan Evrim ailesine ait. Çok sevdikleri 'Sir Evrim' adlı köpekleri ölünce bu mezarlıkta büyük bir para harcayarak siyah mermerlerle kaplı bir mezar yaptırmışlar. Mezarın başucunda da altın yaldızlı harflerle Türkçe, İngilizce ve Arapça yazılı şu ifadeler yer alıyor; “Şampiyon oğlumuz Sir Evrim, seni sevgi ile hatırlayacağız, rahat uyu. Allah’ın dediği olur.”

KÖPEĞİNİN YANINA GÖMÜLEN KADIN

Mezarlıkta gezinirken bu defa ilginç bir başka mezara rastlıyorum. Bu mezarlıkta bir köpekle sahibinin yatıyor. Mezar taşını okuduğumda, çok sevdiği köpeğinin yanına gömülmesini vasiyet eden Janett Smith isimli bir kadın olduğunu öğreniyorum.

DUVAR MEZARLARI

Bu defa mezarlığın yan tarafında ve bir metre yükseliğinde duvar mezarları göze çarpıyor. Bu duvar birer tuğla boşluğu bırakılarak örülmüş. Bu duvar mezarlığındaki boşluklar kapaklı ve kapaklarda içeri de külleri konmuş hayvanların cinsleri, isimleri ve sahiplerini adları yer alıyor. Mali gücü iyi olmayan kimseler tarafından satın alınan bu kutu mezarlara ölen hayvan özel bir fırında yakılıyor ve külleri birer kutu içinde bu mezarlara konuyor. Mezarlığı dolaştıktan sonra bu özel mezarlığın yöneticisi ile konuşuyorum.Yönetici mezar yerlerinin belli bir üçret karşılığı satıldığını ifade ediyor. İnsan ve at gibi ölülerin ise buraya fazla yer kaplamaması için yakılıp sadece küllerinin gömüldüğünü açıklıyor. Yazımızın başında garip bir dünyada yaşıyoruz demiştik. Neydi bu gariplik derseniz; sadece Avustralya’da hayvanlara yılda beş milyar dolar harcanırken, Afrika’da, Asya’da her yıl onbinlerce insan açlıktan ölüyorsa bundan daha garip bir şey olabilir mi ?..