Yasak...
Yazmak yasaklananı epey oldu.
Toplanmak yasak.
Toplanıp açıklama yapmak (açıklama yapmaya çalışmak desek daha doğru olacak) yasak.
Grev yasak.
Grevi yasaklayan KHK'yı eleştirmek için açıklama yapmak hepten yasak.
Ankara'nın taşına bakmak serbest.
O taş hakkında söz söylemek yasak.
Atila Taş zaten yasak...
Ankara'da meclis var.
Meclise giden yollar var.
Bürokratı vatandaşı var.
Bir sürü kurumun genel merkezi var.
Ama toplanmak yasak.
Toplanıp görüş belirtmek yasak.
Toplu halde yürümek tümden yasak.
Mitingler yasak...
Serbest olanlar arasında,
Bu soğukta soğuk su sıkmak.
Biber gazını gözüne gözüne ittirmek.
Dövmek, sövmek, gözaltına almak.
Bir de göstere göstere “Açık oy kullandıysam sana ne? Sana mı hesap vereceğim” demek var...
Milli Eğitim Bakanlığı'nın kendinde bulduğu yetkiyle yasakladığı yayınevi sayısı yirmi dokuz.
“Mahkeme misin birader?” diye soracak olsan yasak.
Son yayınlanan 680 sayılı KHK ile yayın yasakları da ilginçleşti.
Mesela yayın yasağı ve kısıtlamalara aykırı yayın yapılması halinde kuruluşun programları artık bir gün durdurulacak.
Bir yıl içinde ikinci kez tekrarlanması halinde kuruluşun yayını beş güne kadar, ikinci kez tekrarında onbeş güne kadar, üçüncü kez tekrarında yayın lisansının iptaline karar verilecek.
Bu kadarla kalır mı?
RTÜK, milli güvenlik, kamu düzeninin korunması ve kamu yararı gereklerinden kaynaklanan sebeplerle lisans taleplerini reddedebilecek.
Peki bunu nasıl yapacak?
Aynen şu gerekçeyle: “Ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen medya hizmet sağlayıcı kuruluşların lisans başvuruları reddedilir.”
Mahkeme kararı nerede?
Sormak bile yasak...
Memleketin yasaklarını bir araya toplasanız bilmem kaç cilt ansiklopedi olur. Serbestlikleri saysan bir sayfaya sığdırırsın, o derece yani...
Bunun adı demokrasi.
Bunun adı özgürlük falan deniyor ya, söyleyenlerin kendi sözlerine inandığını bilsem, en önde avazım çıktığı kadar bağırıp teşekkür edeceğim...
Ama nerede beni utandıracaklar?
Tutuklu gazeteci sayısını falan hiç saymıyorum.
Onlar kürek mahkumu sanki.
Velhasıl kardeşlerim.
Her şey yasak.
Bunca yasağın olduğu yerde.
Bu kadar yazmak serbest...