Yarın bayram; Ramazan Bayramı… Her ne kadar, kapalı kapılar ardında kalsak da ve belki de, ilk defa tam anlamıyla kutlayamasak da, yarın bayram! El öpmelere gidemesek de, küskünleri barıştıramasak da, sarmaş, dolaş olamasak da, çocuklarımız, bozuk para ve şeker toplayamasalar da, yarın bayram… Ancak ve sadece hanemizde… Birbirimize yeteceğiz kaç zamandır yetmeğe çalıştığımız gibi…

Yarın, bir Ramazan Bayramı kaçıracağız hayatımızdan belki… Ya da tam istediğimiz gibi yaşayamayacağız yarını…

İyi de, bu bayram, ilk kaçırdığımız bayram değil ki!

Gelin, yavaş yavaş geriye gidelim ve hafızalarımızı tazeleyelim;

Her yıl ülkemizde 15–21 Mayıs tarihleri arasında Gençlik Haftası kutlanır. Malumunuz, söz konusu haftaya denk gelir 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı…

Devletimizin resmi televizyonu TRT’nin; Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın da bu önemli günü hem kendisinin, hem de Türkiye’mizin doğum günü saydığı, 19 Mayıs gününü Cumhuriyet Bayramı ilan etmesi… İnanılası bir durum değildi doğrusu… Sonrasında; sehven hata yaptık, sorumlular cezalandırılacaktır gibi ifadeler kullanılsa da TRT tarafından… İnanmıyorum doğrusu…

Eskiden futbolcu olan Arda Turan’ın gafleti de uzun zaman hafızalarımızdan silinmeyecek gibi… Gerçi Arda’nın ilk vukuatı değil bu, ama olsun! Birileri Atatürk olgusunu nasıl yok ederizin peşine düşmüşken… Hem de 20 yılı aşkın bir süredir, bunu alenen yapmaya gayret sarf ederken… Arda Efendi sözleşmişçesine 19 Mayıs’ı çocuk bayramına eviriverdi.

Çocuk Bayramı demişken… 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tabii… 1920’de, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulduğu gündür aynı zamanda… Ama gelin görün ki, devletin içerisinde olmaya çalışan, sanıyorum hükümette kendisine yer bulmaya çalışan Perinçek de, geçen yıl bir konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürk’ün Çocuk Bayramı ilanını büyük bir hata olarak yorumlamıştı, kendince Atatürk kavramına kızarak… Balon bayramına çevirmişti, meclisin kurulduğu kutlu günü…

Milli Eğitim Bakanlığının, ulusal bayramlarımızın okullarda kutlanmasını keyfe kedere bıraktığını da hatırlayalım. Bayramları, belirli gün ve haftalar listelerinden çıkardıklarını unuttuk mu? Elbet ki, hayır? Neyse ki, 2018’in sonlarında döndüler hatalarından…

Devletimizi yönetenlerin, ulusal bayramlarımızda sürekli hasta olduklarını, demeç vermeye bile takatlerinin kalmadığı günlere peki ne demeli? Hatırlıyoruz, değil mi?

Bu hatalar kesinlikle hata değil ve ilk de değil! İkinci, üçüncü de değil! O kadar çok ki… Devam edelim; ilk ve orta dereceli okullarımızda okutulmak üzere, ülkemizde hazırlanan birçok ders kitabında da, ulusal bayramlarımızın, tarih ve adlarında hatalar yapıldığı da defalarca ortaya çıkmadı mı?

Bir dönem, devletimizin bazı kaymakamlarının da, bazı valilerinin de, ulusal bayramlarımızın törenlerine katılmadıklarını da hatırlıyoruz. Milli bayramlarımızın duygularını yaşatabilmek için siyasi partilerin, alternatif tören arayışına girdiklerini de yaşadık bu topraklarda… Çok uzun zaman değil canım, en fazla 5 sene önce…

Bu denli, ulusal bayramlara yasak getiren ve getirmeye çalışanlar, Atatürk kavramını; çocuklarımızın, gençlerimizin zihinlerinden yok etme gafleti içerisine girenler, 10 Kasım’ı da bayram ilan etmişlerdi geçen yıl... Çanakkale, Bigadiç İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 10 Kasım bayramını sehven yazmıştı elbet ki!

Bir de, rahmetli annemin, sabahın tez saatlerinde, giyindirip, kuşandırıp, ellerimden kavradığı gibi milli bayramların tören alanlarına götürüşünü anımsıyorum ve çocuk yanaklarım pembeleşiyor. Tebessümüm ise bedava…

Dipnot; “Bugün bayram, erken kalkın çocuklar…”. Barış Manço.